Sendikalı Memurlar Meydanda

Ege’nin Sesi-Ali Arda PERK/ Yaklaşık 100 bin memurun; güvencesiz çalışma, taşeronlaşma, esnek istihdam, performansa dayalı ücret sistemi gibi yaptırımları protesto amacıyla 81 ilde düzenlediği eylemler başladı.

Yapılan eylem adliyelerden Sosyal Güvenlik Kurumlarına, vergi dairelerinde, nüfus işlerine ve kaymakamlıklara kadar 43 kamu kurumunu ilgilendiriyor. Bu kurumlarda yapılacak işlemlerde ciddi sıkıntılar yaşanması bekleniyor. 

Müzikler Eşliğinde Oynadılar

İzmir’in dört bir yanından gelen sendikalı memurlar saat 09:30’da Konak Meydanı’nda toplanmaya başladı. Müzikler eşliğinde uzun bir süre oynayan Türk Büro-Sen çalışanları, Alsancak tarafından gelen Büro Emekçileri Sendikası çalışanlarıyla büyük bir kalabalık oluşturdu. Memurların toplanma merkezi olan Konak Meydanı’nda Türk Büro-Sen ve Büro Emekçileri Sendikası’ndan yaklaşık 2 bin memur bulunurken çevik kuvvet de TOMA’larla hazır bulundu.

CHP Karabağlar da Hazır Bulundu

Karabağlar İlçe Başkanı Polat Manduz ve Karabağlar İlçe örgütünün de katıldığı eyleme İzmir’den başka CHP’li bir örgütün katılmaması dikkat çekti.

Basın açıklamaları sık sık sloganlarla kesilirken eyleme katılan memurlar yağmurun şiddetini arttırmasına aldırış etmedi.

Türk Büro-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Nebi Yay’ın yaptığı basın açıklaması:

‘’Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Kamu Çalışanları;

Bugün bu meydanda olduğu gibi, bugün ülkemizin her yerinde kamu çalışanları meydana indiler. Uluslar arası hukuk ve yasalardan kaynaklanan meşru hakkımızı kullanarak bugün üretimden gelen gücümüzü kullandık ve buradayız. Bugün ülke genelinde bir günlük iş bırakma grevi gerçekleştirmektedir.

Bugün gerçekleştirdiğimiz iş bırakma bir uyarıdır. Taleplerimiz karşılanmaması halinde bugünkü eylemin genel grevin ayak sesleri olduğunu siyasi iradeye hatırlatmak isteriz.

Değerli Kamu Çalışanları,

Türk Büro-Sen olarak bugüne kadar kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek, kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarında iyileştirme yapılmasını sağlamak için tüm gayretimizle, samimi olarak her türlü platformda mücadelemizi sürdürdük.

Toplu sözleşme masalarında, Hakem Kurulu’nda sizler adına, sizlerden aldığımız güçle mücadelemizi sürdürdük.

O masalarda kamu çalışanlarının temsilcisiyim diyerek sizleri pazarlayanlar hükümete yandaş sözde sendikalara şahit olsak da bizler Türk Büro-Sen ve konfederasyonumuz Türkiye Kamu-Sen olarak hep direndik. Direnemeye devam ettik. Sizler için direnenler bugün alanlarda, siyasi iradeye teslim olanlar ise rahat koltuklarında oturmaya devam etmektedirler.

KAZANILMIŞ HAKLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR 

Son 10 yıllık AKP iktidarı döneminde ve özellikle 12 Eylül referandumuyla başlayan süreçte 2 Kasım 2011 TBMM kaçırılırcasına bir gecede çıkartılarak uygulamaya konulan 666 sayılı KHK ile kamu çalışanları arasında kabul edilemez ücret farklılıkları oluşturdular. Bazı kazanılmış haklarımızı da gasp ettiler.

İş yoğunluğu ve personel eksikliği nedeniyle özellikle Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, SGK ve Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü personelinin fiilen fazla mesai yapmalarına rağmen 666 sayılı KHK ile fazla mesai ücretleri gasp edilmiştir.

Kamu çalışanları 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle her ay 200 TL ile 700 TL arasında gelir kaybına uğratılmıştır. Çalışanın alın terinin karşılığını vermeyenlere gasp edenlere inancımızı göre ne denir? Yine Adalet Bakanlığı nüfusu 200 binin üzerinde bulunan il merkezlerinde çalışanlara verilmekte olan ulaşım giderinin Bakanlıkça yayımlanan bir genelgeyle kaldırılması sonucu ilave olarak 70-80 TL gibi bir kayba uğratıldı.

DEĞERLİ KAMU ÇALIŞANLARI,

Başta SGK, Türkiye İş Kurumu olmak üzere, kurumların yıllardır kazanılmış hakkı olan ikramiyeleri, ilave ek ödemeleri kaldırılmıştır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi şimdide kamu çalışanı devlet memurlarının iş güvencelerine göz dikilmiştir. Güvencesiz çalışma, taşeronlaşma, esnek istihdam, performansa dayalı ücret sistemi gibi kamu çalışanlarının asla kabul edemeyeceği yeni bir çalışma hayatı dayatılmaktadır. Ülkeyi idare eden siyasi irade, devlet memuruna, yani hükümetin mesai arkadaşı olan bizlere hiçbir zaman kulak vermemektedir.

Kamu çalışanları ile ilgili çalışmalarda, asla onların temsilcileri biz sendikaların görüş ve önerilerine dikkate alınmamakta. Siyasi irade de ‘ben yaptım oldu’ mantığı her daim hakim olmaktadır.

Ama unutmasınlar ki, bizler dün olduğu gibi bugünde ve bundan sonra sahaya inmekten, alanları doldurmaktan geri durmayacağız.

İşte şimdi;
-Fazla çalışma ücretlerinin ödenmesi için,
-Ücreti ödenmeden çalışmayacağımız için,
-Kesilen yol paralarımızın ödenmesi için,
-El konulan ikramiyelerimiz ve ek ödemelerimizin yeniden ödenmesi için,
-Gerçek anlamdan iş tanımlarının yapılarak, eşit işe eşit ücret için,
-Taşeronlaşmaya son verilmesi için,
-4/C’li, güvencesiz çalışmaya hayır demek için,
-Uluslar arası normlarda, toplu sözleşme, grev hakkı, tam bağımsız hakem kurulu, siyasete katılma haklarımız için,
-Her türlü ödemenin emekliliği yansıtılması için,
-İş güvencemize sahip çıkmak için alanlardayız.

Biz alanların yabancısı değiliz. Gerekirse bundan sonra da genel grev için alanları doldurmaktan geri durmayacağız.

Değerli Basın Mensupları,

Tüm bu sorunlar karşısında sorumlu sendikacılık gereği hak arayışımız hep sürdü. Bilindiği gibi iş yavaşlatma, iş bırakma eylemleri dünyada ve ülkemizde sıkça başvurulan bir yöntem değildir. Sendikamız bu kararı almadan önce hükümet yetkilileri ile gerçekleştirdiği görüşmelerde kamu çalışanlarının sorunlarına çare üretilmesini defalarca talep etmiş ve yetkilileri eylem ve söylemlerle uyarmıştır.

Ancak siyasi irade kamu çalışanına gözlerini kapatmış kulaklarını tıkmamıştır. Bize de iş bırakmadan başka yol kalmamıştır.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, siyasi iradenin kamu çalışanlarının bu haklı taleplerini karşılayacağını, 666 sayılı KHK’nin yarattığı hak kayıplarını bir an önce telafi edeceği umuduyla hepinize saygılar sunuyorum.’’

Türk Büro-Sen’in basın açıklamasının ardından alana giren Büro Emekçileri Sendikası yağmur altında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Alsancak istikametinden Konak Meydanı’na yürüyerek gelen büyük kalabalık yağmur altında bir açıklama gerçekleştirdi.

Açıklamayı BES İzmir Şubesi Başkanı Ramis Sağlam yaptı. Basın açıklaması sırasında sağanak yağmur başladı. Sağanak yağmura rağmen eylemi sürdüren kamu çalışanları, ıslanmamak için eylemde kullandıkları pankartların altına sığındı.

Payımız Verilmezse Eylemlerimiz Büyüyecek

AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana gerçekleştirdiği uygulamalarla çalışanların kabusu olduğunu öne süren BES İzmir Şubesi Başkanı Ramis Sağlam, iktidarın emekçilerin kazanılmış haklarını elinden almaya çalıştığını söyledi. Kamu çalışanlarının iş güvencelerin tartışılmaya başlandığını belirten Sağlam, "Esnek çalışma, performans değerlendirme ve angarya çalışma uygulamalarının dayatıldığı, rotasyon ya da sürgün tehditleriyle karşı karşıya olduğumuz bir süreçte grevimizi gerçekleştiriyoruz. Son 10 yılda işçilerin, kamu emekçilerinin maaşları sürekli erimektedir. Her yıl yüzde 2-3 gibi sefalet zamlarına mahkum edildik. Son 1 yılda doğalgaz, elektrik ve akaryakıtın yanı sıra temel tüketim maddelerine yüzde 30'u aşan oranlarda zamlar yapıldı. Bunlar böbürlenerek, `ekonomimiz büyüyor, dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olduk' diyorlardı. Biz de haklı olarak bu büyümeden payımızı istedik. İstedik ama duyan yok. Kaynak yok diyorlar. Yoksula din iman diyenler, kendilerine, yandaşlarına gelince han hamam diyorlar. Payımızı vermezlerse grevimizi büyüterek sürdüreceğiz" diye konuştu.

Ortak Hareket Etmeye Çağırıyoruz

AK Parti hükümetinin reform adı altında hayata geçirdiği 666 sayılı kanun hükmünde kararnameyle yapılan düzenlemenin hak gaspına yol açtığını savunan Sağlam, "AKP hükümetinin yıllardır kesintisiz sürdürdüğü saldırılarına karşı tek tek işyerlerindeki tüm emekçileri mücadele içinde birleşmeye tüm emekçileri baskılara karşı birlik olmaya, haklarımıza ve geleceğimize yönelik muhtemel saldırılara karşı ortak hareket etmeye çağırıyoruz" diye konuştu.


Türk Büro-Sen ve Büro Emekçileri Sendikası