‘’Lisanslı Depoculuk Emekleme Safhasında’’

İzmir Ticaret Borsası eski Başkanı ve VOB Kurucu Başkanı Tuğrul Yemişçi, yazarımız Abdulkadir Hazman, muhabirlerimiz Ali Arda Perk ve Mustafa Gezğin ile yaptığı söyleşide İTB seçimlerini ve İTB’nin gidişatını değerlendirdi.

Röportajdan Satır Başları:

İzmir Ticaret Borsası’nda (İTB) geçtiğimiz hafta yapılan ve Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli’nin tek liste olarak girdiği seçimleri değerlendiren Yemişçi, yönetime gelenlerin İzmir’in, İTB’nin ve Türkiye’nin menfaatlerini birinci planda tutarak gerekeni yapması gerektiğini vurguladı.

Meclis eski Başkanı Halit Kaya’yı destekleyip desteklemediğinin sorulması üzerine Yemişçi, ‘’Kaya başkan olsaydı tabi ki memnun olurdum. Sevdiğim, 40 yıldır aile olarak beraber olduğumuz, aynı meslek kolunda en az 20-25 senedir hareket ettiğim bir arkadaşım. Onun borsada başkan olması beni memnun eder ancak ama ben direk borsanın seçim işlerine falan karışmadım’’ cevabını verdi.

Lisanslı depoculuk ve Türk tarımı hakkında belgesel tadında açıklamalarda bulunan Yemişçi, Türkiye’de lisanslı depoculuğa yanlış yerden başlandığını iddia etti. TMO ve Odalar Birliği’nin lisanslı depoculuğa tahılla başladığını söyleyen Yemişçi, borsa başkanı olduğu dönemdeki karşı fikrine rağmen girişimin yapıldığı ve sonucun hayal kırıklığı olduğunu belirtti. Borsa ve lisanslı depoculukta birinci şartın güven olduğunun altını çizen Yemişçi, ‘’O güveni sağlamanız için de ağır devlet otoritesinin, kendi disiplini altında, kontrolü altında, denetlemesi altında, karma bir yapıyla tek yönetim şart. Böyle başlamadığı için çalışmadığını insanların da bilmesi lazım’’ açıklamasında bulundu.

Tek borsa olması gerektiğini, onunda Türkiye Ürün A.Ş olarak adlandırılmasının faydalı olacağını belirten Yemişçi, ‘’Bunların altında onlarca depo ve bir tane de borsa. Bir ürünün fiyatı 10 tane borsada belirlenmez. Borsacılığın kuralı budur’’ dedi.  

Fındık için söylenen ‘Borsası Hamburg’da’ sözlerine tepki gösteren Yemişçi, ‘’Orada borsa falan yok. 3-4 tane spekülasyon yapan tüccar var. Onlar fiyatı belirliyor. Parayı onlar bastığı için. Gelip Türkiye’den malı kapatıyorlar. Biz bu sistemi kursaydık onlarca alıcının bu ürüne para yatırma kolaylığı olacaktı. Çünkü lisanslı depolarda ürün senedini almışsınız, aynen bir şirketin hisse senedine para yatırır gibi fındığa parayı yatırabiliyordunuz. Mala talebi fazlalaştırıyordu bu borsa, alıp satışı kolaylaştırıyordu. Bu sistemi bir an önce kurulmasını istemeyenler mi var, aynen düzenin bozulmasını istemeyenler mi var iddiaları akıllara geliyor. Ben şahsen böyle düşünüyorum. Eski sistemin aynen gitmesini isteyenler var. Bu sistem gelseydi ilk kazanan Türk çiftçisi olacaktı, ikinci de ona bağlı olarak Türk halkı. Finans piyasasından tarım piyasasına para aktarılacaktı. Bunu istemeyen kesimler var ki bu işte ipe un seriliyor’’ ifadelerini kullandı.

Borsa İstanbul’da Bakanı da yanıltıyorlar Başbakanı da yanıltıyorlar diyen Yemişçi, ‘’Bu büyük bir iddia benim söylediğim. Borsa İstanbul’da Altın Borsası var, İMKB var, VOB var bir de Ürün Borsası gelecek. Önerimi hep söyledim, Borsa İstanbul’un altında bulunan özel yönetimler kendi içlerinde özerk olmalıydı. Borsa İstanbul kendini toplayamıyor, piyasanın içinden gelen insanlar yok bu işin içinde. Masa başında oturmuş arkadaşlar Türkiye’nin gerçeklerini görmeden iyi niyetle bir şeyler yapma gayretindeler ama yanlış yoldalar. Onun için olmuyor’’ diye konuştu.

Borsa İstanbul’un doğru başlamadığını iddia eden Yemişçi, sistemin doğru olduğunu ama ayrıntıların yanlış olduğunu ifade etti. Borsa İstanbul’un geleceğinin parlak olduğunu ama bu durumda sürecin uzadığını belirten Yemişçi, ‘’İçinde hepsini hamur ediyorlar bunun adı Borsa İstanbul oluyor. Ben de diyorum hazır kurulmuş 3 tane çalışan borsa var. Bu borsaları alırsın üstüne tepe yönetimini koyarsın Borsa İstanbul dersin. Yeni bir sisteme gerek olmazdı’’ açıklamalarında bulundu.

İşte O Röportaj:

Tuğrul Yemişci'den İTB ve VOB'a Dair Açıklamalar