İlklerin Öncüsü Karabağlar, İzmir’in Lokomotifi Oldu

Ege’nin Sesi bünyesinde yayın hayatına başlayan Artı Röportaj’ın konuğu Karabağlar Belediyesi Başkanı Kasım Sıtkı Kürüm oldu.

1953 yılında doğan Sıtkı Kürüm,  Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden 1978 yılında mezun oldu. 1974 yılında başladığı proje mühendisliği kariyerine, 1982 yılında müteahhitliği de ilave eden Kürüm, 1500'e yakın proje üretti, 1800'e yakın konut, altyapı ve çevre düzenlemesi yaptı. Siyasi yaşamına 1973 yılında, Cumhuriyet Halk Partisi'nde çeşitli görevler üstlenerek başlayan Kürüm, 2002 yılında Konak İlçe Başkanı seçildi ve 3 dönem bu görevi sürdürdü. İlçe başkanı olarak katıldığı 2004 yerel seçimlerinden sonra iki yıl Konak Belediyesi Meclis Grup Başkanlığı görevini yürüttü. İzmir İnşaat Mühendisleri Odası, İzmir Ticaret Odası'nın etkin üyesi olan Kürüm, 29 Mart yerel seçimlerinde Karabağlar Belediye Başkanı seçildi. Seçildiği o günden bu yana Karabağlar’da birçok ilki gerçekleştirerek halkı için çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Karabağlarda yaptığı projelerle adından söz ettiren Kürüm, yaptıklarını Ege’nin Sesi’ne verdiği özel röportajda anlattı.

İşte o Röportaj:

Fadime Bozkurt: “Sayın Başkanım kısaca bize kendinizi tanıtır mısınız, Sıtkı Kürüm kimdir, siyasi yaşamına nasıl başlamıştır?”

 Kürüm: “Partimin bana verdiği görev doğrultusunda Karabağlar’da Belediye Başkanı oldum. 32 bin oy fark atarak başkan seçildim. Bana oy veren emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Siyasete üniversite yıllarında başladım. O günün Türkiye’sinde bize ihtiyaç vardı. Siyaseti dışarıdan eleştirerek değil de okuyan yazan insanların biraz elini taşın altına koyarak ülkenin sorunlarını siyasi ortamda tartışarak bir seviyeye ulaşılabileceğine inandığım için siyaseti tercih ettim. 4 dönem ilçe başkanlığı yaptım. Parti olarak Karabağlar’da görev almamın daha doğru olacağına karar verdik. Burada da benim yapmak istediğim projeler vardı. 4 yıl boyunca bu projeler üstünde çalışıyorum. Tamamladığımız birçok proje var. Seçim zamanında buradaki insanlara söz verdiğimiz hemen hemen her türlü projeyi tamamladık.”

Fadime Bozkurt: “Sayın Kürüm, Türkiye’de daha önce eşi benzeri olmayan bir projeye imza attınız, Uzundere’de farklı tarzda bir rekreasyon çalışmasını başlattınız bize bu çalışmanızdan bahseder misiniz?”

Kürüm: “Türkiye’de bir ilki yapmaya çalışıyoruz. Bazıları az bildiğinden bu yapmak istediğimizden heykel diye söz ediyor. Türkiye’de bir ilçe belediyesinin kendi imkanları ve olanaklarıyla yaptığı en büyük projeyi yapıyoruz. Bu konuda da iddialıyız. Uzundere’de 2 yüz 80 bin metre karelik bir alana turizme büyük katkılar sağlayacak bir projeyi gerçekleştiriyoruz.  Alt yapısının aşağı yukarı tamamını bitirdik. Bu bölgede yaptığımız her şeyi ilk yapmış oluyoruz. Çok güze bir nikah salonu ve tiyatro alanını da yapmış olacağız. İddia ediyorum bir iki yıl sonra buraya gelen turistler oraya gelecek ve görecektir. Temmuz, Ağustos ayında bu proje tamamlanmış olacak. Şelale grubu, çevre duvarı, tiyatromuz, nikah salonumuz, kır düğün salonu bitmiş surumda şu anda 6 tane havuzumuz var, yaklaşık 10 bin metre karelik. Bunun yanı sıra bir de yüzme havuzumuz var. Karabağları iyi bilenler, yüzme havuzuna girilebilir mi diye gülerlerdi ama şimdi bunu gerçekleştireceğiz. Bir de etnografya müzemiz var. Semt evlerinde bizim 650 kursiyerimiz var. Bunlarım yapmış olduğu ürünleri ve halkın isteklerine göre ürünleri satışa sunacağız. Orası bir kültür merkezimiz olacak. En üst kısımda bir seyir tepemiz ve resteurantımız olacak. Seyir tepesinin yüksekliği 100 metre olacak. Tarih hayal edilenleri değil hayal edilenleri gerçekleştirenleri yazar.  Bu bizim hayalimizdi ve gerçekleşecek. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

Fadime Bozkurt: “Sayın başkanım bunun dışında bir Nazım Hikmet Projeniz var biraz da bundan bahsedebilir misiniz?”

Kürüm: “İlk göreve başladığımızda bir Uğur Mumcu parkı yaptık. Orayı yapmadan önce orası, taşlık, çalılık, tinercilerin barınağı haline gelmiş bir yerdi. Bir tek kişi geçemiyordu oradan. Şimdi günde 3 bin 500 kişi oturuyor orada. İstediği gibi takılıyor. Güzel vakit geçiriyorlar. Oradan Adnan Kahveci Parkı’nı yeniledik. Oradan Kara Fatma Parkı’nı yaptık. Koca dağı devirdik kullanışlı güzel bir alana çevirdik. Her akşam orada bin kişi oturuyor. Etrafındaki binaların da bu sayede değeri artıyor. Belediye olarak sıkıntılı bir bölgedeyiz. İnsanlar burada ömrü boyunca çalışmış bir daire sahibi olmuş. Çoluk çocuğunu okutamamış. Onun dairesinin fiyatının birden bire artmış olması, o insanın geleceği için bir mutluluk kaynağıdır. Devamında Türkiye’nin en büyük Nazım Hikmet Parkı’nı yaptık. Her yaptığımız yere kente yeni bir kimlik kazandırmak için bir heykel yapmaya çalışıyoruz. Devamında gittik bir İnönü Parkı yaptık. Tabi bunların yanında iki odalı bir hizmet binasından yeni bir bina oluşturduk belediyemizi geliştirdik. Hizmet binaları hiçbir şey yoktu. Şantiyemizi yeniledik ve parklarda kullandığımız bütün malzemeleri kendimiz üretiyoruz. Bütün araçlarımızın tamirini, bakımını, boyasını kendimiz yapıyoruz. Temizlik işi şantiyemizi kurduk. Buradan halkımıza bir müjde daha verelim, daha önceki adlımız hurda çöp araçları bizi bugüne kadar getirdi. Halkın temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra 15 tane aracımızı iki ay içerisinde yenileyeceğiz. Daha kaliteli daha düzgün hizmet götüreceğiz. Daha önce sokak hayvanlarımızı barındırabileceğimiz bir yerimiz yoktu. Şimdi, en iyi hayvan hastanesi bizde mevcut. Devamında çiçek ve fidan koyacağımız bir yerimiz yoktu. Bütün bu yerleri bitirdikten sonra zaten Uzundere projemizi yapmaya karar verdik. En büyük Pazar yerini yaptık. Aynı zamanda burası bir kültür merkezi  durumunda. Yaptığımız bütün işleri İMC usulü yaptık. Bütün bu yapılanlara bakılınca tabi dedikodular başlıyor, ilk kurulduğumuzda kasamızda 80 trilyon para varmış. Asla böyle bir şey yoktu.  Sadece 3 ayın İller Bankası Katkı Payı vardı. O da 8 trilyondu. Nasıl bu kadar hizmet üretildi? Tasarruf hizmeti sayesinde yaptık bütün bunları. Sadece taş üretimimizden 28 Trilyon Lira tasarruf var. Karabağlar’ın benim için bir şans olduğunu düşünüyorum. Ben bir İnşaat Mühendisiyim bilgi birikimim var. Bunu burada çok iyi kullanıyorum. Bozyaka Pazaryeri’nde hafriyatı kendim yaptım. 2011 yılında keşif bedelli 14 Trilyonluk projeyi biz 5 Trilyona yaptık. Bu sağladığımız tasarruflar sayesinde bu kadar hizmet yapabiliyoruz. Belediyeciliğin ötesinde şantiyecilik yapıyoruz. Beni sevmeyen bir grup varsa o da müteahhit grubudur, çünkü ezberi bozduk. 120 kişilik bir inşaat grubumuz var. Bizim taşeronumuz da yok. Kendi işimizi kendimiz teknik işleri ihale ile yapıyoruz.”

Fadime Bozkurt ile Artı Röportaj (Karabağlar...

Fadime Bozkurt: “Sayın Başkanım Eğitim alanında ne gibi çalışmalarınız var?”

Kürüm: “Bu bölgede insanlar fakir. Karabağlar’ın iki yüzü var; biri dikey yapı dediğimiz Hatay’dan Üçyol’a kadar olan bölüme mümkün olduğu kadar sevgi yolları yapmaya çalışıyoruz. Bu bölgeye kültürü biraz daha fazla götürmeye çalışıyoruz. Kentin bir de yatay yapılaşma kısmı var. Varoş diye tabir etiğimiz Anadolu’dan göç etmiş insanların yer aldığı bir bölge var. O insanları işe ve aşa ihtiyacı var. Bir gıda bankamız var. Orada ayda bin 300 aileye gıda ve giysi yardımı yapıyoruz. Aşağı yukarı iki yıldır bu projemiz devam ediyor. Orada işe ihtiyacı olan vatandaşlarımızı iş sahibi yapmaya çalışıyoruz. 50 kişiyi eczacı kalfası yaptık, bin 100’e yakın muhasebeci yetiştirdik. Kent merkezlerimizde her evden bir kişi iş sahibi olabilecek şekilde eğitiyoruz. Bu iş d üstün körü değil bir sisteme oturulmuş şekilde en düzgün bizde yer alıyor. Bir kişiye kart veriyoruz, kişi gıda bankasına gidiyor neyi beğeniyorsa, alıyor, bilgisayardan aldıklarını okutturuyor. Aylık 600 puanı doluncaya kadar oradan harcamasını yapabiliyor. Oradaki insanların gerçekten buna ihtiyacı var. Zenginden alıp fakire verme projesidir bu. Devamında 15 mahalleye hitap eden ‘Yeşil Ev Projesi’ni gerçekleştirdik. 5 tane büyük parkımızı güneş enerjisi sistemimiz ile aydınlatıyoruz. O projenin içerisinde 13 derslik bir alana etüt merkezi yaptık. Yaklaşık bin yüz çocuğumuza burada eğitim fırsatı sunuyoruz.  20 öğretmenimiz var. Gıda ve giyim projesinden sonra bana göre en büyük projelerden bir tanesi budur. Ben liseyi gaz lambası önünde çalışarak okudum, televizyonu ise ilk defa üniversiteyi kazanarak geldiğim Ankara’da gördüm. Burada her aileden bir kişi çalışabiliyor ve çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamıyor. Türkiye’de memurların ve işçilerin sendika sözleşmelerine eşine şiddet uygulayan erkeklerin primlerinin ve katkıların eşine ödenecektir diye madde koyan ilk belediye başkanıyım, ikincisi var mı bilmiyorum.”

Fadime Bozkurt: “Peki Başkanım karabağlar’da kentsel dönüşüm ne durumda, kentsel dönüşüm hakkında ne düşünüyorsunuz?”

Kürüm: “Kentsel dönüşüm Karabağlar’da kanayan bir yara! Burada kaçak yapılaşma almış başını gitmiş. İmar aflarıyla bir takım ruhsatsız binalar var. Doğudan, Anadolu’dan göç edenler genelde kendi tanıdıklarının yakın olduğu yerlerde oturmaya çalışıyorlar. Buraya hiç kimse sermayesiyle gelmedi. Anadolu’dan bir çantasıyla gelen vatandaşımız burada kendine iş buldu, aş buldu. Belli bir süre çalıştıktan sonra derme çatma da olsa 100 metre kare bir arsaya ev yaptı kendi başını buraya soktu. Zaman geçmiş parasının üstüne biraz daha para koyan vatandaşımız, yaptığı binanın üstüne kat çıkmış. Bunlar halkımız için tehlikeli şeyler. Bundan üç yıl önce Cennetçeşme’de bir kentsel dönüşüm çalışması yaptık. Proje olarak o bölgede yapılan planlamalar çok hoşuma gitmişti. İzmir’in en büyük alanında belediye  başkanıyım, benim bölgemde kentsel dönüşüm planlaması yapılıyor, bundan benim bir bilgim yok, bu bana yapılan bir haksızlıktır. Büyükşehir’in birlikte yaptığımız 3 yıllık emeği göz ardı etmek de büyük bir haksızlıktır. Kentsel dönüşümün ne olduğunu gerçekten asıl yapıldığını halka anlatmak gerekiyor.  Ben 1997 yılında Gaziemir’de ilk kentsel dönüşümü başlatan kişilerden biriyim. Orada 496 daire yaptım. Kentsel dönüşüm bu günden yarına hadi yapalım denildiğinde yapılabilecek bir şey değildir. Bir daire bir ev yapmak için ömrünü tüketmiş halkımızın hakkının orada kaybolmaması lazım, bu yüzden kentsel dönüşümün her adımında ben vatandaşımızın yanında olacağım. Vatandaşımızın rant sahibi olmasına kötü bakmamak lazım. Vatandaşı mağdur etmeden yapmak gerekiyor. İş imanları artacaktır. Ben belediyeme ne fayda getirir onun peşindeyim, halkımızın yararına olacak şeylerin peşindeyim.  Bizim her projemiz istihdama yöneliktir, gençlerimiz işsiz. Gençlerimize iş olanağı sağlayacak projelerimizi önümüzdeki süre içerisine tamamlayacağız.”

Fadime Bozkurt: “Başkanım, yaptığın çalışmalar çok güzel ve özverili, peki sizin hayalinizdeki Karabağlar tamamlandı mı istediklerinizi yapabildiniz mi?”

Kürüm: “Hayalimdeki Karabağlar’ı yaratamadım ama değişik konularda değişik noktalarda istediğim Karabağlar’ın iskeletini oluşturdum. Karabağlar’da hiçbir şey yapılmamıştı, benim yaptığım her şey burada bir ilktir. Bunun dışında 470 sokakta, sokak çalışmaları yapıyoruz. 57 mahallenin her birinde sevgi yolu yapıyoruz. Buradaki insanlar buna layık. Bir dönem daha Belediye başkanı olursa Karabağlar’ı İzmir’e yakışır bir ilçe yapacağım. İnşallah bu görev bana nasip olur, olmazsa da gelecek arkadaşımıza her türlü proje yardımı yapmaya hazırız. Bir kız öğrenci yurdu yapacağız. Bizi asıl hedefimiz Karabağlar’da mobilyayı marka yapmaktır. Ana hedef budur. Karabağlarda bunu yapabilirsek herkes buraya akar. “

Röportajımızın ikinci ayağında Karabağlar Belediyesi’nin çalışmalarını ve hizmetlerini bizzat yerinde gördük.

Geleceğimiz çocuklarımız

Karabağlar Mahallesi’nde çocuklar için park yaptıran Kürüm, çocuklarla buluştu ve memnuniyetini sordu. Kürüm, “Burası ilçenin adını aldı bir yer. Burası önceden tinercilerin yeriydi. Hurda alanıydı. Tamamı kendi hizmetimizden oluşan bir alandı. Çocuklar buradan geçmeye korkuyordu. Geleceğimiz bu çocuklar bu nesiller sağlıklı büyüdüğü zaman geleceğimiz garanti altına alınır” diye konuştu. Çocuklar da çok mutlu olduklarını ifade ederek Başkan Kürüm’e teşekkür etti.

Daha sonra Uzundere’ye giden Başkan,  yapılmakta olan rekreasyon alanını yerinde havuzlarıyla, tiyatro alanıyla, düğün salonlarıyla, kafeteryalarıyla, seyir tepesiyle ayrıntılı bir şekilde anlattı.