MHP’nin DEM Parti çıkışına CHP yorumu: 'Yeni oyun kurma telaşındalar'

Bahçeli'nin DEM Partililerle tokalaşması ve DEM Parti'ye el uzattıklarına yönelik sözleri CHP'li isim değerlendirdi. CHP'li Bakan, "Görüyoruz ki hem iktidar hem de MHP önümüzdeki seçimlere giderken yeni bir oyun kurma telaşındalar. ‘Kürt seçmenin oyunu nasıl alırız’ düşüncesiyle birçok senaryoları var ve böyle adımlarla kamuoyunun nabzını yokluyorlar" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis'in yeni yasama yılının açılışında DEM Parti sıralarına ziyaret ederek DEM Partililerle ile tokalaşarak "Yeni bir döneme giriyoruz" sözlerini SÖZCÜ’ye değerlendiren CHP İçişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, “Bu söyledikleri ve el sıkma olayı Bahçeli’nin kendisinin de DEM Parti’yi bir terör partisi gibi görmediğini ortaya koyuyor” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim'de Meclis'in yeni yasama yılının açılışında DEM Parti sıralarına ziyaret etmesi ve bunu "Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım diye düşünüyorum" sözleriyle açıklaması siyasette 'yeni bir dönem mi başlıyor?' tartışmalarına yol açtı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, Cumhur ittifakı  ile DEM Parti’nin yakınlaşmasını siyasal iktidarın ilkesizliğinin göstergesi olarak değerlendirdiklerini kaydetti.

“TÜM BUNLAR BAHÇELİ’NİN SÖYLEDİKLERİNİN İNANDIRICI OLMADIĞINI GÖSTERİYOR”

CHP’nin DEM Parti’yle kurduğu ilişkiyi MHP tarafından terörize ve kriminalize edildiğini hatırlatan CHP’li Murat Bakan şu ifadeleri kullandı. 

-Hatta düne kadar her ağzını açtığında ‘DEM Parti’si kapatılsın’ diyordu. Birden kapatılması gerektiğini düşündüğü, terör örgütü olarak gördüğü bir siyasi partiye elini uzattı. Arkasında da çözüm sürecinin İçişleri Bakan Efkan Ala belirdi. Sırrı Sakık arka sıralardan koşarak geldi, Bahçeli’nin elini sıktı. Sonra Bahçeli, bu konuda “Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım” dedi. Ardından bu Salı “DEM Parti'ye uzattığım el ‘Türkiye partisi olun’ teklifidir, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır” dedi.

-DEM, “DEM Parti zaten bir Türkiye partisi” diye karşılık verdi. Biliyorsunuz, “Türkiye Partisi olma” konusu Selahattin Demirtaş’ın eş genel başkan olduğu HDP’nin sloganıydı, kampanyasıydı. Tüm bunlar tabii dikkat çekici. Yani aslında Bahçeli’nin bugüne kadar söylediklerinde inandırıcı olmadığını, söylediklerinin aslında gerçek olmadığını da gösteriyor. Bu söyledikleri ve el sıkma olayı Bahçeli’nin kendisinin de DEM Parti’yi bir terör partisi gibi görmediğini ortaya koyuyor. Biliyorsunuz her fırsatta CHP’yi de bu noktada kriminalize etmeye ve marijinal bir parti haline getirmeye çalıştı.

-“Sürekli Dem’leniyorlar” sözünü birçok defa grup toplantısında kullandı. Biz bunları siyasal iktidarın pragmatizminin, oportünizminin, ilkesizliğinin göstergesi olarak görüyor, bu şekilde değerlendiriyoruz” diye konuştu.

“MİLLİYETÇİ PARTİYLE DEM PARTİ’NİN EL SIKIŞMASI ÖNEMLİ BİR DÖNEMEÇ”

Milliyetçi bir partinin DEM Parti ile el sıkışmasının Türkiye için önemli bir dönemeç olduğuna dikkat çeken Bakan şu ifadeleri kullandı: 

-Elbette ki el sıkışması önemli ama bu durum bunların herhangi bir siyasal-ideolojik hatları olmadığını, taktik olarak, seçim kazanmak için her kılığa bürünebileceklerini de gösteriyor. Yeni bir çözüm süreci de başlatabilirler. MHP bu çözüm sürecinde de hiçbir ideolojik kaygısı olmadan iktidarla birlikte yürüyebilir.

- Görüyoruz ki hem iktidar hem de MHP önümüzdeki seçimlere giderken yeni bir oyun kurma telaşındalar. ‘Kürt seçmenin oyunu nasıl alırız’ düşüncesiyle birçok senaryoları var ve böyle adımlarla kamuoyunun nabzını yokluyorlar. Ve belli ki daha da yoklayacaklar.

-Biz bugüne kadar ne söyledik; TBMM’de seçilmiş meşru siyasal parti ile biz ilişkimizi sürdürürüz. Ancak gayrimeşru odaklarla örneğin, PKK ile geçmişte Oslo’da masaya oturulması gibi süreçleri de doğru bulmadığımızı, bunların terör örgütünü toplum nezdinde meşrulaştırdığını ve bizim muhatabımızın Türkiye’de Siyasi Partiler Kanunu’na göre kurulmuş ve Meclis’te grubu olan siyasi partiler olduğunu, eğer bir çözüm süreci yürüyecekse de bunun adresinin parlamentonun olması gerektiğini söyledik. Bizim durduğumuz nokta bu” 

Sözcü