Yukarı
434664

Hafıza kaslarımız neden zayıflıyor!

11 Ekim 2025 09:30

Eskiden pek çok şeyi ezbere bilirdik. Bugün bu neredeyse mümkün değil. Çünkü beynimiz bu görevi artık cihazlara devretmiş durumda… Hafıza da aynı kaslarımız gibidir; çalıştırmazsanız körelir. Sürekli dış kaynaklara başvurmak, beynin hatırlama mekanizmalarını tembelleştirir.

Günümüzde dijital bağımlılık had safhada… Özellikle gençlerin ellerinden akıllı telefon düşmüyor. Tabii bu durum sadece sosyal izolasyon, boyun ağrıları ya da göz bozukluğu gibi sağlık sorunlarına neden olmuyor… Sinsice beyin sağlığımıza da zarar veriyor. 

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, günümüzde hep göz ardı edilen teknolojik bağımlılığın beyne etkilerine dikkat çekti, zaman zaman dijital detoks yapılmasını da tavsiye etti… İşte açıklamaları…

Prof. Dr. Derya Uludüz

Çocuklar niye donup kalıyor?

Ekranların sunduğu hızlı görüntüler ve sürekli değişen uyarıcılar, çocuk beyninde yoğun bir ödül salgısı tetikliyor. Bu kolay mutluluk, gerçek hayattaki yavaş ve sabır gerektiren süreçleri çocuklar için sıkıcı hale getiriyor.

Artık kitap okumak, resim yapmak, oyun kurmak eskisi kadar cazip gelmiyor çünkü oralardan dopamin hemen gelmiyor. Çocuk, zihnini kullanmak yerine hazır görüntüleri tüketmeyi tercih ediyor. Sonuç: hayal gücü zayıflıyor, yaratıcılık kasları köreliyor ve sabır eşiği giderek düşüyor.

Aile iletişimi de bozuluyor

Akşam yemek masasında herkes yan yana oturuyor ama gözler ekranda. Anne sosyal medyaya bakıyor, baba iş mailine, çocuk ise oyununa dalıyor. Böylece evin içinde birlikte olunan saatler bile sessiz bir yalnızlığa dönüşüyor. Oysa beynin empati hücreleri gerçek yüz ifadeleriyle çalışır; ekran bu bağı besleyemez. Çocuk ilgi görmediğini düşünüyor, yetişkinler ise birbirine yabancılaşıyor. Sonuç: aile bağları fark etmeden bozuluyor.

Sosyal medya sadece zamanınızı çalmıyor…

Sosyal medya ilk başta eğlenceli ve keyifli görünüyor. Ancak kısa süreli tatmin zamanla daha fazla arzuya dönüşüyor. Bir beğeni ya da yorum aldığımızda beynimizde dopamin salgısı artıyor, bu da bağımlılık döngüsünü başlatıyor. Sigara veya alkolde nasıl tolerans gelişirse, burada da aynı mekanizma devreye giriyor: Daha çok vakit, daha fazla içerik arayışı. Bu fark edilmediğinde sadece zaman kaybı değil, psikolojik sorunlar, kaygı bozukluğu ve yalnızlık gibi derin yaralar bırakıyor.

Dijital detoks yapın

Teknolojisiz bir yaşam artık hayal bile edilemez. Bu nedenle tamamen uzaklaşmak gerçekçi değil. Asıl mesele, teknolojiyi yönetip yönetemediğimizdir. Dijital detoks, teknolojiden tamamen kopmak değil; bilinçli aralıklarla mola vermektir.

Beyin sağlığımız için şart

Dijital detoks aslında bir lüks değil, zihinsel sağlığımız için zorunluluktur. Çünkü ekranlar hayatımızı kolaylaştırırken beynimizi sürekli uyarır, bu da uzun vadede dikkatimizi ve duygusal dengemizi aşındırır. Zihnin de dinlenmeye ihtiyacı var.

Tıpkı bedenin sağlıklı kalmak için dinlenmeye ihtiyaç duyması gibi, zihnin de ekranlardan arınmaya ihtiyacı var. Sabah uyandığınızda ilk iş olarak ekrana bakmamak, günün ilerleyen saatlerine daha berrak bir zihinle başlamanızı sağlar.

Bırakın kendini onarsın

Akşam uyumadan en az bir saat önce ekranı kapatmak ise uyku hormonunun yeniden düzenlenmesine yardımcı olur, böylece beyin kendini onarabilir.

Arada resetlemek lâzım

Haftada bir gün ekranı kısıtlamak da zihinsel dengeyi geri kazandırır. Bir gün boyunca doğada yürüyüş yapmak, kitap okumak, sohbet etmek ya da sadece sessizlikte kalmak, beynin reset tuşuna basmak gibidir.

Çocuklarınızla göz teması kurun

Aile içinde yapılacak küçük ritüeller de detoksun en güçlü parçasıdır. Yemek masasında telefonların uzaklaştırılması, aile sohbetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlar.

Çocuklar anne babalarının gözlerine baktığında, beynin empati devreleri çalışır ve sevgi hormonu dediğimiz oksitosin salgılanır. Bu da aile bağlarını kuvvetlendirir. Ayrıca çocuklara süre ve içerik sınırı koymayı unutmayın. Çocuğunuzla oyun oynamak beyninizin empati merkezini güçlendirir.

BEYİN SAĞLIĞI

Sessiz salgına dikkat!

Sabah gözümüzü açtığımız anda elimiz istemsizce ekrana gidiyor, gün boyu defalarca telefona bakıyoruz. Çocuklarımız da farklı değil; saatlerce ekran karşısında kıpırdamadan oturabiliyor, çağırdığımızda bizi duymuyor…

En basit bilgiyi bile kendi hafızamızdan çağırmak yerine cihazlara soruyoruz. Teknoloji görünüşte hayatımızı kolaylaştırıyor ama fark ettirmeden zihnimizi yeniden şekillendiriyor. Asıl sorulması gereken şu: Biz mi ekranları kullanıyoruz, yoksa ekranlar mı bizi esir alıyor?

Unutkanlık ve beyin sisi riskimiz artıyor

Eskiden annemizin, babamızın, en yakın arkadaşımızın numarasını ezbere bilirdik. Şimdi öyle değil çünkü beyin bu görevi artık cihazlara devretmiş durumda. Hafıza da kas gibidir; çalıştırmazsanız körelir. Sürekli dış kaynaklara başvurmak, beynin hatırlama mekanizmalarını zayıflatıyor.

Bu da öğrenmenin yüzeyselleşmesine, bilginin zihinde kalıcı değil geçici olmasına yol açıyor. Uzun vadede bu alışkanlık, dikkatsizliği, unutkanlığı ve beyin sisini besleyen en önemli faktörlerden biri haline geliyor.

Ekran bağımlılığı belirtileri 

Telefon ya da bilgisayar elimizin altında olmadığında kaygı, gerginlik, hatta öfke artar. Bu durum çocuklarda ağlama krizleri, ergenlerde öfke patlamaları, yetişkinlerde ise sürekli bir eksiklik hissi şeklinde görülür.

sözcü



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!

OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35...

En uzun boylular bu şehirde yaşıyormuş

Erkeklerde ortalama 1.74, kadınlarda 1.60 metre. Bunun sebebi ise genetik, beslenme ve coğrafya... İşte en uzun ve en kısa boyluların yaşadığı şehirler... Türkiye’de yapılan yeni bir araş...


Organları aktif zehirleyen 4 yiyecek!

Ünlü kalp cerrahı Dr. Jeremy London dikkat etmeden tüketilen bazı gıdaların vücudu dolayısıyla organları aktif olarak zehirlendiğini söylüyor. Doktora göre bu gıdalar, düzenli tüketildiği...

Maske geri mi dönüyor?

Avrupa’da hızlı bir artış gösteren grip (Influenza A) vakaları, ülkemizde de görülmeye başladı. Özellikle çocuklar yaşlılar ve kronik hastalar dikkatli olmalı.Viral enfeksiyonlar bu yıl s...


Menopoz ve andropozun etkilerini azaltma yolları

45 yaş sonrası hemen herkesin aklına şu sorular geliyor… Enerjim neden azaldı? Neden daha kaygılıyım? Uyku düzenim niye bozuldu? Üstelik bu tür şikayetleri sadece kadınlar yaşamıyor. Test...

Bu sütü içmek sağlığınız açısından oldukça tehlikeli

Geçmişten günümüze gelen inanışlardan biri de "Çiğ süt daha sağlıklı iddiası". Peki bu gerçekten doğru mu? Uzmanlar sütle ilgili 'Sakın böyle içmeyin' diyerek uyarılarda bulundu.


Kafein faydalı mı zararlı mı?

Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında…  Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı...

Bu alışkanlık meme kanseri riskini artırıyor

Yanlış beslenme alışkanlıklarının meme kanseri riskini artırdığını belirten Meme Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Sina Ferahman, “Sağlıklı sandığımız bazı gıdalar bile fazla tüketildiğinde hormo...


Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...

Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, he...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Neslihan Atagül organik tarım yapıyor

Organik tarıma yönelen oyuncu Neslihan Atagül, eşi Kadir Doğulu ve oğlu Aziz'in ilaçsız gıdalar tüketmesine büyük özen gösterdiğini söyledi. Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu 'Fatih Harbiy...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!

OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35’in üzerindeki berrak içkilerin siroz ve kanser riskini ciddi biçimde artırdığı konusunda uyarırken, raporda liste de paylaştı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR