Yukarı
436186

‘Sanatımda özgür olmalıyım’

07 Kasım 2025 08:52

66. Selanik Uluslararası Film Festivali, Fransız sinemasının efsane ismi Isabelle Huppert’i onurlandırdı. Festival kapsamında 15 filmi gösterilen Huppert, “Sahne’den Ekran’a” adlı ustalık sınıfında tiyatro ve sinemaya dair deneyimlerini paylaştı.

66. Selanik Uluslararası Film Festivali sinema sanatına katkılarından ötürü Fransız ve dünya sinemasının yıldızı, tiyatro oyuncusu Isabelle Huppert’e Altın İskender Onur Ödülü verdi. Etkinlikte aktrisin 15 filmi izleyiciyle buluştu, oyuncu “Sahne’den Ekran’a” adlı bir ustalık sınıfı gerçekleştirdi, Copacabana filminin gösterimine oyuncu kızı Lolita Chammah ile katıldı.

Ustalık sınıfında Huppert, tiyatro ve sinemayla ilgili değerli bilgilerini hayranlarıyla paylaştı. Yunan yazar ve şair Ersi Sotiropoulou etkinliğin moderatörlüğünü yaptı. Selanik’e sık sık giden oyuncunun filmleri festivalin ayrılmaz parçasıydı. Üretken aktris, yaptığı filmlerden çok memnun olduğunu, canlandırdığı karakterlerle bütünleştiğini, harika yönetmenlerle çalıştığı için kendini ayrıcalıklı hissettiğini, toplu gösterimdeki filmlerin özel bir seçki olduğunu da belirtti.

BİLİNMEYENİ ARAYIŞ

Sık sık konfor alanının dışına çıktığını, kendini ilk kez oyuncu gibi duyumsadığı filmin Macar yapımı The Heiresses’in (Marta Meszaros, 1980) olduğunu açıkladı. “Yurtdışında çalışmak harikadır. Böylelikle yabancı bir bölgenin parçası olursunuz. Karmaşık karakterleri canlandırmak benim için hiçbir zaman zor olmadı. Asıl zorluk güvenmediğiniz bir yönetmenle çalışmak. Yönetmen ve oyuncu ilişkisi karşılıklı güvene dayanmalı. Her zaman ayrıcalıklı, şanslı oldum, her zaman kadınların ön planda olduğu roller aradım ve seçtim. Bilinmeyene merakla yaklaşıyorum. Değişen tek şey sinematik ürünün tüketilme biçimi. Her zaman bilinmeyeni ararım. Bilinmeyene doğru derin bir dalış, tam olarak aradığım ve genellikle bulduğum şey de bu” dedi.

İlk kez kameranın önüne babasının çektiği videoda dört yaşındayken geçen Huppert, “Bir role bürünmeniz gerektiğinde düşünmeye zaman yoktur. Sıra performansa gelince düşünmeyi bırakırım, her şey o anla ilgilidir. Alman tiyatrosunun efsane adı Peter Zadek’le çalıştım. Tiyatro genellikle hem fiziksel hem de zihinsel olarak yorucudur. Oyunculukta her hareket görüldüğü için sürekli odaklanma gerekir. Sahnedeyken bir süre sonra hayali bir dünya belirir. Sarah Kane’in “4.48 Psikoz” oyununda natüralizm ve realizmle çelişen soyut bir unsur vardı. Sahnede iki saat hareketsiz durdum. Tiyatroda iyi bir performans sunmak için izleyicinin salonda olduğunu unutmak gerek” diyen oyuncu, Claude Chabrol’ün The Ceremony (Seremoni/1995), Michael Haneke’nin Piyano Öğretmeni’ne (2001) değindi: “İyilik ve kötülük, sınıflar arasındaki mücadele, Marksist yorum. İronik, keskin, trajik bir film. Chabrol’ün filmleri politiktir. Haneke de filmlerinde sürekli gerilim yaratır. Piyano Öğretmeni’nde sırtım kameraya dönük bir plan vardı, yüzüm görünmüyor, sandviç yiyorum, diyalogsuz, gerilim yine de duyumsanıyordu.”

SINIRLARIN BULANIKLAŞMASI

Belirli bir oyunculuk metodunu izlemediğini söyleyen, bilinçli bir karar vermeden miras aldığı bir metot olduğunu, geçmişte iyi ve kötü karakterlerin olduğunu, şimdiyse ikisi arasındaki sınırların bulanıklaştığını vurguladı. Huppert, oyuncularda özgürlük duygusuna sahip olmanın önemini, tek bir tiyatro geleneğine bağlı kalmanın doğru olmadığını, oyun yazarı Alfred Jarry’nin tiyatroyu öldürmeliyiz düşüncesini desteklediğini, hem tiyatroda hem sinemada özgür olmalıyız düşüncesini paylaştığını belirtti.

‘BAŞARISIZLIĞIN TÜM YÜKÜNÜ SIRTIMDA TAŞIYAMAM’

Michael Cimino’nun ‘Cennet’in Kapısı’ (Heaven’s Gate, 1980) fantastik bir deneyimdi, ABD Montana’da 7 ay kaldık. Bu film hem başarısı hem de başarısızlığıyla bilinir. Gişede iş yapmadı, kariyerim boyunca hep düşündüm bu film bir auteur (yaratıcı), sert, politik yorumlar içeren kişisel bir filmdi. Başarısızlık elbette beni etkiler, filmleri odada saklı tutmak için yapmıyoruz, çok sayıda insanın izlemesi için yapıyoruz, ben sadece bir oyuncuyum, başarısızlığın tüm yükünü sırtımda taşıyamam” diyen zorlu rollerin oyuncusu olarak tanınan Huppert, “Karmaşık, tartışmalı karakterleri canlandırıyorum ama onları sevimsiz kılmıyorum. Bir zamanlar iyi ve kötü arasında net sınırlar vardı, şimdiyse bu sınırlar bulanıklaştı, ayırt edilemez oldu” diyen kızıyla beraber oynadığı Copacabana (2010) için “Harika bir işbirliğiydi, anne-kız arasındaki dengeyi bozarken kuşakların iletişimsizliğine derinlemesine yorum yapan, keskin kenarları olan bir komedi” yorumunu yaptı. 

cumhuriyet



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Dünyaca ünlü rock yıldızları İstanbul'a geliyor

Rock dünyasının ünlüleri, 2026 yılında Türkiye'ye geliyor. Tanınmış isimler, İstanbul'da müzikseverlerle buluşacak. Kariyeri boyunca "Because the Night" ve "People Have the Power" gibi şa...

Bilgisayarla Beste Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Zekâ Vakfı, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve Halıcı Bilgi İşlem AŞ iş birliği ile düzenlenen 32. TBD-Halıcı Bilgisayarla Beste Yarışması’nın final ve ...


Ünlü piyanist Grinko, Ankara'da konser verdi

Rus müzisyen, piyanist ve davulcu Evgeny Grinko, Ankara'da verdiği konserde hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Besteleri milyonlarca kişi tarafından dinlenen, dünyaca ünlü Rus müzis...

2 bin 400 yıl önce batan gemide parmak izi bulundu

Danimarka açıklarında yaklaşık 2 bin 400 yıl önce batan bir deniz akıncıları teknesinde bulunan antik bir parmak izi ve kimyasal bulgular, Demir Çağı’nda bu gizemli saldırganların nereden...


5 bin yıllık iskelet şaşırttı! Taş Devri'nden kalma gizemli bir gömü...

İsveç’in başkenti Stockholm’ün yaklaşık 35 kilometre güneybatısındaki Gerstaberg köyünde yürütülen yüksek hızlı tren hattı inşaatı sırasında arkeologlar, 5 bin yıllık bir köpek iskeletiyl...

'Bak Postacı Geliyor' izleyicilerine film arasında sürpriz

Yüksel Aksu'nun senaryosunu yazıp yönettiği, oyuncu Ozan Akbaba'nın başrolünde yer aldığı 'Bak Postacı Geliyor' filminin akşam seansında izleyiciler bir sürprizle karşılaştı. Dün akşam bi...


Oya Başar’dan yıllar sonra gelen Levent Kırca açıklaması

Usta oyuncu Oya Başar, eski eşi Levent Kırca’nın ölüm haberini aldığı geceyi ve sanatçının hastalık sürecinde tedaviyi reddedişini yıllar sonra ilk kez anlattı. Usta oyuncu Oya Başar, 10 ...

Nurgül Yeşilçay traktörden indi, İstanbul'a geldi

Uzun süredir ekranlardan uzak olan ve İstanbul'u terk edip İzmir'e yerleşen oyuncu Nurgül Yeşilçay, geçenlerde traktör sürdüğü ve elektrikli testere kullandığı anları sosyal medyada takip...


6 bin 200 yıllık iskelet şaşırttı: Yaralı halde yıllarca yaşamış

Bulgaristan'da arkeologlar tarafından bulunan bir iskelet, yaklaşık 6 bin 200 yıl önce bir aslan saldırısından sağ kurtulan ancak kalıcı hasarlar alan bir gence ait olabilir. Yeni yayımla...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Tarkan'dan dikkat çeken çağrı: 'Tamamen yasaklansın!'

Megastar Tarkan, sosyal medya hesabından bulunduğu paylaşımla hayvanların yaşam hakkının korunması gerektiğini vurgulayarak, avcılığın yasaklanması çağrısında bulundu. Hep söyledim, söyle...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

En uzun boylular bu şehirde yaşıyormuş

Erkeklerde ortalama 1.74, kadınlarda 1.60 metre. Bunun sebebi ise genetik, beslenme ve coğrafya... İşte en uzun ve en kısa boyluların yaşadığı şehirler... Türkiye’de yapılan yeni bir araştırmayla şehirlerin boy ortalamaları ölçüldü. Detaylı incelemede Türkiye’de erkeklerin ortalama boyu 1.74, kadınların ortalama boyu ise 1.60 metre olarak belirlendi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR