Yukarı
439132

DEM Parti’den 11. Yargı Paketi’ne muhalefet şerhi: 'Teklifin ana karakteri temel hak ve hürriyetlere müdahale'

23 Aralık 2025 12:30

AKP'nin Meclis'e getirdiği 11. Yargı Paketi'ne karşı DEM Parti tarafından hazırlanan muhalefet şerhinde, iktidarın "Türkiye Yüzyılı-Adaletin Yüzyılı" ve "2025-2029 Yargı Reformu Strateji Belgesi" gibi söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı, "reform" iddialarının yalnızca kağıt üzerinde kaldığını belirtildi.

Kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerin ardından bugün Meclis Genel Kurulu’na geliyor. DEM Parti, teklife bir muhalefet şerhi yayımladı.

Parti tarafından hazırlanan muhalefet şerhinde, iktidarın "Türkiye Yüzyılı-Adaletin Yüzyılı" ve "2025-2029 Yargı Reformu Strateji Belgesi" gibi söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı, "reform" iddialarının yalnızca kağıt üzerinde kaldığını belirtildi.

Uygulamada "güvenlikçi politikaların" her geçen gün daha fazla kalıcılaştığını ifade edilen DEM Parti'nin şerhinde "Tam da bu nedenle AKP, getirdiği her yeni yargı paketini, artık önceki paketlerin yarattığı sorunları “gidermek” iddiasıyla kamuoyuna sunmaya başlamıştır. Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, kamuoyunda COVID–19 infaz düzenlemesi olarak bilinen ve 9. Yargı Paketiyle getirilen düzenlemenin yol açtığı derin eşitsizliklerin, bu kez teklifin 27. maddesiyle yeniden önümüze getirilmesidir. Ancak sorunları giderme iddiasıyla yapılan bu müdahale, infaz hukukunda geçici, seçici ve parçalı düzenlemelerini çoğalmaktadır. Bu yöntem reform söylemini boş bir gösterene dönüştürmekte ve iktidarın adalet anlayışının bir kriz yönetimi hukuku olduğunu göstermektedir" denildi.

DEM Parti'nin pakete düştüğü muhalefet şerhinde bazı öne çıkanlar şöyle:

"PAKET DEMOKRATİKLEŞME SÖYLEMİNİN PERSPEKTİFİNİ TAŞIMIYOR"

1 Ekim 2024 tarihinden bu yana ilerleyen Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin bir devlet politikası olarak kabul edilmesi toplumun geniş kesimlerinde sürecin ruhuna, amacına ve hedeflerine uygun yasal düzenlemeler yapılması yönünde beklentiler yaratmıştır. Bu sürecin takibi ve ilerletilmesi amacıyla TBMM bünyesinde 5 Ağustos 2025 tarihinde Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi kurulmuş, sürecin yasal ihtiyaçlarının belirlenmesi için uzun süreli ve sistematik çalışmalar yürütmüştür. Her ne kadar Komisyon, kendi yasa önerilerini ve raporunu hazırlayarak Meclis’e sunacak olsa da böylesi bir konjonktürde yapılacak tüm yasa ve politika yapım süreçlerinde bu görüşlerin dikkate alınmasını beklemek hatalı bir yaklaşım olmayacaktır.

Nitekim Komisyonun temel hedeflerinden biri olan “Türkiye’nin demokratikleşmesi” yalnızca yapılacak birkaç yasa yapımıyla mümkün olmayıp, ülkenin hukuk politiğinin bu yöne evrilmesi, bütünlüklü ve sistematik çalışmalarla bu idealin gerçekçi kılınması gerekmektedir. Ne var ki bugün önümüze getirilen 11. Yargı Paketi, bu söylemin gerektirdiği siyasal iradeyi ve yapısal reform perspektifini taşımamaktadır.

"KATILIM VE ŞEFFALIK İLKELERİNDEN UZAK"

Eldeki kanun teklifi, hukuk sisteminin adaletle bağını zayıflatarak, hukuku sosyal kontrol ve disiplin mekanizmasına dönüştüren "Güvenlikçi Devlet" rejiminin tipik bir örneğini sunmaktadır. Teklifin genel ruhu incelendiğinde, suçun hükmetme biçimleri ile sömürü mekanizmalarından kaynaklı kökenlerine inmek yerine, cezaların artırılması yoluyla caydırıcılık sağlanmaya çalışıldığı ve usul güvencelerinin zayıflatıldığı görülmektedir. Ceza hukukunda baskı ve itaat diyalektiğini aşamayan bu perspektifin demokratik toplum gerekleriyle uyuşmadığı açıktır. Nitekim kanun teklifi, hazırlanış süreci itibarıyla demokratik katılım ve şeffaflık ilkelerinden uzaktır.

'COVİD' DÜZENLEMESİ: SİYASİ MAHPUSLARA AYRIMCILIK

Teklifte otoriterleşme ve iktidar pozisyonunu tahkim etme eğilimine dair göze çarpan ilk madde COVİD düzenlemesini içeren 27. maddedir. Nitekim bumadde ile siyasi mahpuslar kapsam dışında tutulmakta, iktidarın niyeti ortaya serilmektedir. Bu madde ile iktidar, siyasi mahpuslara yönelik mevcut istisna rejimini devam ettirme niyetini ortaya koymuş ve tutulma koşulları ile denetimli serbestlikten faydalanma gibi hakları engellemeyi sürdüreceğini ilan etmiştir. Teklifin ayrımcı karakteri bu madde metni ile somutlaşmaktadır. 27. maddenin bir diğer sonucu ise siyasi mahpuslar ile adli mahpuslar arasında eşitsizlik yaratmaktır. Teklif kanunlaştıktan sonra on binlerce mahpus tahliye olabilecekken siyasi mahpuslar; hastalık, engellilik, ağır hapishane koşulları gibi birçok ağır soruna rağmen tutulmaya devam edilecektir. Siyasi mahpuslara ayrımcılık her pakette devam ederken, kadın ve çocuklara karşı işlenen suçlar Komisyon aşamasında muhalefetin mücadelesiyle kimi yönleriyle hariç tutulmuş ancak deprem ve iş cinayetleri gibi toplum vicdanını yaralayan ağır suçlara da infaz indirimi getirilmiştir. Yine hakaret suçunun ön ödeme kapsamına alındığı 16. madde de eşitsiz uygulamaya başka bir örnek sunmaktadır. Teklifin yasalaşması ile birlikte kamu görevlileri ile yurttaşlar arasında açık bir eşitsizlik yaratılmış olacaktır. Bu iki madde de diğer birçok düzenleme gibi iktidarın güç projesine hizmet etmektedir.

İNTERNETE BASKI: TEMEK HAKLAR YERİNE DEVLET DENETİMİ ÖNCELENİYOR 

Demokrasiye duyarlı bir hukuk devleti, öne sürdüğü güvenlik endişelerini bireysel özgürlüklerden feragat etmeden yönetmek zorundadır. Buna karşın eldeki teklif, demokratik temayülleri güçlendirmek bir yana mevcut demokrasi düzeyini daha da zayıflatmanın gerekçelerini yaratmıştır. Sosyal medya ağları başta olmak üzere internet yayınları demokratik toplum yapılanmasının güncel kamusal tartışma olanağı ve bağlamıdır. İçeriğin çıkarılması ve bant daraltma gibi mekanizmaların güçlendirilmesi, bilgi akışını kontrol altına almak ve vatandaşların farklı görüşlere erişimini sınırlamak amacına dönüktür. Bu tür müdahaleler, çoğulcu ve demokratik toplum yapısını zedeleyerek tek sesli bir medya ortamı ile kısır entelektüel döngüler yaratmakta, dolayısıyla demokratik tartışma ve katılımı baltalamaktadır. Teklifin bu unsurları, temel hakların korunması yerine devlet denetiminin öncelendiğini açıkça göstermektedir.

"HER MADDESİYLE HAKLAR İHLAL EDİLEBİLİR"

Teklifin ana karakterini “temel hak ve hürriyetlere müdahale” üzerinden belirlemek mümkündür. Hemen her maddede doğrudan ya da uygulama esnasında ihlal edilecek haklar söz konusudur. Mülkiyet hakkı da bu müdahaleden etkilenecek olan haklardan biridir. Nitekim 22. madde ile getirilmek istenen hesabın askıya alınması düzenlemesi, mülkiyet hakkının ihlali bakımından ciddi risklerin kaynağı olacaktır.

Cumhuriyet



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

CHP'den Akın Gürlek hakkında suç duyurusu!

CHP, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, Gürlek hakkında 4 ayrı suçlama yer aldı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Cumhuriyet Ba...

Videolu 'süreç' mesajı: 'Hainlerle müzakere bizim kitabımızda yok'

"Süreç" tartışmaları, komisyon raporları ve Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere dikkat çeken İYİ Parti, yayımladığı video ile “hainlerle müzakereye hayır” mesajı verdi. Video serisi, 18 Oc...


CHP'li Öztürkmen: 'Atatürk’e küfredenlere dokunulmuyor'

CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, "Sosyal medya, Türkiye’de insanların bağımsız haberlere ulaşabildiği ve düşüncelerini nispeten özgür bir biçimde paylaşabildiği sayılı mecralar...

Özgür Özel, YSK Başkanı Ahmet Yener ile bir araya geldi

CHP lideri Özgür Özel, görev süresi solacak olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener ile TBMM’deki makamında görüştü. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Baş...


EMEP'ten Kurtulmuş'un 'görüşme davetine' yanıt

Emek Partisi, TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından komisyonda grubu bulunmayan partilerin görüşmeye çağrıldığını ancak bu görüşmeye ka...

Kış Yüzünü Gösterdi! Meteoroloji Uyarı Üstüne Uyarı Yaptı!

Zemheri olarak bilinen soğuk dönemle birlikte yurt genelinde hava sıcaklıkları hızla düşüyor. Yeni haftada birçok bölgede sağanak beklenirken, yüksek kesimlerde kar yağışı görülecek. Doğu...


PAYCO Elektronik Para'ya soruşturma: 28 şüpheli gözaltında

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi ve Aklama Suçu Soruşturma Bürosu tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri AŞ ile şi...

TBMM’de sert gündem: Deprem suçlarına infaz indirimi tepkisi

Genel Kurul’da deprem davalarındaki gecikmeler, kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak bilinen düzenlemeye yönelik itirazlar, tarım ve hayvancılıktaki çöküş, artan yoksulluk ve çevre sorunl...


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Nebahat Çehre’den Aşk-ı Memnu itirafı: 'Adnan’ın da hatası vardı'

Aşk-ı Memnu’nun unutulmaz karakterlerinden Firdevs Yöreoğlu’na hayat veren Nebahat Çehre, yıllar sonra dizideki yasak aşk tartışmalarına farklı bir bakış getirerek Adnan Bey’in de sorumlu...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Alzheimer başlamadan tedavi edilebilir!

Northwestern Üniversitesi’nde geliştirilen NU-9 adlı yeni ilaç, Alzheimer’a neden olan zehirli proteinleri hafıza kaybı başlamadan temizleyerek hastalığı erken evrede durdurma potansiyeli taşıyor. Bilim dünyası, modern tıbbın en büyük bilmecelerinden biri olan Alzheimer hastalığına karşı devrim niteliğinde bir adım attı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR