Ionesco ve Demirkubuz...

“Bu başlık da nereden çıktı? Ne alaka?” diye soranları duyuyorum. Benim gibi Frankofon monşerlerin bazıları, “kel alaka?” diye daha da üst perdeden dalga geçiyorlar. Çok da haklılar. Ama bir alaka var: “Kel Diva”!...

Dikkatli bir dostum, “Kel Diva”nın Paris’te başlayan Avrupa turnesiyle ilgili son yazımdaki ciddi bir hatayı, dostça yüzüme vuruverdi: 

“Bu kadar da olmaz! Absürt tiyatrodan, Ionesco’dan falan söz ediyorum diye, üstelik daha ilk paragrafta, absürt ötesi kocaman bir yanlış bilgi vermek de neyin nesi? Oyunun Avrupa turnesi, İstanbul prömiyerinden önce falan başlamadı! Tam tersine, “Kel Diva”nın yeni yorumu geçen sezon İstanbul’da kapalı gişe oynadı, ödüller aldı. Sağır sultan bile duydu bunu ama sen duymamışsın ya da unutuvermişsin!...” 

İşte tam bu noktada Zeki Demirkubuz giriyor devreye. Son filmi “Hayat”ın dikkatli bir izleyicisinin, sosyal medya üzerinden kendisine yönelttiği bir soruyu, “Hiçbir nedeni yok, düpedüz çekim hatası” diye yanıtladığını önceki gün duyduğumda, bravo diyerek kendisini içtenlikle kutlayasım gelmişti... 

HATA!

Öyle ya, kalkıp, “Efendim, duvar saatinin her zaman yanlış saati çaldığı; bir adamın ölüm tarihinin 30 saniye içinde, ardı ardına üç kez değişiverdiği; evli bir çiftin, sizi bir yerlerden gözüm ısırıyor ama nereden, diye beş dakika da birbirlerini tanımaya çalıştıkları “Kel Diva”nın biçimsel absürtlüğüne gönderme yaptım(!) diyerek, Demirkubuz’un uygun bulacağı deyişle, “kıvırtacak” değilim. Düpedüz hata. Mea-culpa. Bağışlana!...

Cumhuriyet