Özgür Özel 'Bugün Başlıyoruz' Diyerek Duyurdu! Adayın Nasıl Belirleneceğini Açıkladı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, bugünkü grup toplantısında 2025’i seçim yılı yapmak için atılacak adımları ve partisinin yol haritasını açıkladı.
KAVAF CHP'YE KATILDI
DEVA Partisi’nden geçen günlerde istifa eden Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, bugünkü grup toplantısına CHP'ye katıldı. Kavaf'a rozetini CHP lideri Özgür Özel taktı.
Kürsüde bie konuşma yapan Kavaf, şu ifadeleri kullandı:
"200'li yılların başında siyaset kurumunun ülke meselelerine çözüm üretemediği bir dönemde demokrasi, hukukun üstünlüğü sürecine bir katkı sağlayabilir miyim diye siyasete girdim. Bugün yine adalet arayışı sürüyor. Beni sizlerle bu çatı altında bir araya getiren Genel Başkanımız Özgür Özel'e, bana güvenen ve cesaret veren herkese teşekkür ediyorum. Yol arkadaşlığımızın kalıcı dostluklara dönüşmesini temenni ediyorum."
"SAATLER SONRA GERÇEK RAKAMLAR AÇIKLANDI"
Özel'in grup toplantısında yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
"Geçen hafta hepimizin yüreğini dağlayan bir süreçte ne partiye katılım ne grup toplantısı düşünebilirdik. Tereddüt etmeden toplantımızı iptal ettik. Grubumuzu Kartalkaya'ya gönderdik. Biz de Kartalkaya'ya doğru hareket ettik. Rakamın 60'ın üzerinde olduğunu biliyorduk, ama yetkililer açıklasın dedik.
Biz bunu öğrendikten saatler sonra gerçek rakamlar açıklandı. Neyi bekliyorlardı? Rakam 78, 36'sı çocuk ve beklediğimiz bir partinin Ankara İl Kongresi. Başka bir partinin rozet töreni. O an hepimiz nasıl bir muhataplık içinde olduğumuzu anladık. Bir partinin kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini öğrendik.
"SORUMLULUK BİZZAT KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞIDIR"
Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sorumlular kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, görevi, makamı, mevkii ne olursa olsun, kimin nesi olursa olsun hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma yürütülerek cezalandırılmasına taraftık, halen daha tarafız.
Meseleye başından beri böyle bakıyorduk, böyle bakmaya da devam edeceğiz. Ama bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar, yangından 36 saat sonra belediyemizi zan altında bırakmak için 2007 tarihli AK Parti döneminde verilen bir belgeyi servis ettiler.
Bu rezillikleri ortaya çıkınca bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu Anadolu Ajansı'nı hepimizin maaşlarını vergileriyle ödediğimiz TRT'mizi alet ederek yangın, otelin dışında, otelle bağlantısı olmayan 70 metrekarelik kafeteryayı yangının çıktığı ve Bolu Belediyesi'nin ruhsat verdiği lokanta diye anlatarak, servis ederek yeni bir algı operasyonuna giriştiler.
"BU AYIBIN ALTINDA KALIRSINIZ"
Anadolu Ajansı'nı tekzip etmek, TRT'yi kanununa göre doğru bilgiyle bilgilendirmek, düzeltme istemek zorunda kaldık.
Bize kapalı zarf içinde mahcup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunu söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın. Gerçek; Bolu Belediyesi'nin geçen ay, bir ay önce 9 kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir.
Gerçek; 2007 yılında AK Partili belediyenin verdiği uygunluk belgesiyle 2019'a kadar kanunda yazmadığı, görevi olmadığı için AK Parti Belediyesi'nin 12 yıl o oteli denetlememiş olmasıdır.
Gerçek; söz konusu alanın Milli Park olması, Milli Park alanına yangın söndürmeye bile gitmenin belediye tarafından izne tabi olması, oraya girişin bile yasak olması, söz konusu bölgenin turizm bölgesi olması, otele işyeri açma ve çalışma ruhsatını Bolu Valiliği'ne bağlı İl Özel İdaresi'nin otele turizm işletme belgesini Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın vermesidir.
Bu iki belgeyle faaliyetine devam etmesidir. Ve bir sorun tespit edildiğinde otelin faaliyetini durduracak olanın da, bizzat Turizm ve Kültür Bakanlığı olmasıdır. Bunların içinde yine de her seferinde söyledik. Varsa ihmali olan, eksiği olan, kanunen suçu olan diyemiyoruz ama açıkça düzenlenen her şeyi gözümüzün önünde görüyoruz.
Yine de Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkenin adaletine onların görevlendirdiği bilirkişilerin şahsi ve mesleki namuslarına, onurlarına güveneceğimizi söyledik. İşte 7 kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. 2,5 gün gece gündüz çalıştılar. Ellerinde resmi görevlendirme belgesi, jandarma tutanağıyla otele girdiler, otelde çalıştılar. Jandarma'nın gözetiminde otelin güvenlik kayıtlarını incelediler. Yangının 4. kattan çıktığını, nasıl yayıldığını, eksiklikleri her şeyi not ettiler.
Bilirkişi heyetinin hazırladığı rapora müdahale etmeye çalıştılar. Çıkan raporu kabul etmemişler, 'Bakanlığı çıkarın, Bolu Belediyesini ekleyin, yangının lokantadan çıktığını yazın" demişler.
ADALET BAKANI'NA 'KORSAN RAPOR' YANITI
O raporu ben aldım, ilgili sayfalarını sosyal medyadan paylaştım. Adalet Bakanı'nı aradım telefona çıkamadı. Cumhurbaşkanı Yardımcısına ulaştım, suçlu olmayanlara suç atmaya çalışıyorlar. Elinden geleni yapacağını söyledi, kendisinin insafına emanet ettim. telefonlarına çıkmayan Bakan 'korsan rapor' demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor.
Yetkilendirilmemiş biri rapor yazarsa korsan olur. Bu 7 kişi Bolu Başsavcılığı tarafından belirlenen bilirkişiler. Onların raporuna korsan diyemezsin. Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir.
Rapor korsan olmadığına göre ele geçiriliş yöntemine korsan diyor olabilir. Zorla ele geçirilirse ona korsanlık denebilir. Facianın sorumlularını belirten bu rapor kimsenin malı değildir ki ele geçirişimiz korsanlık olsun. Adaleti çalmanıza izin vermedik.
"CUMHURİYET TARİHİNDE BELKİ DE İLK KEZ..."
Kültür Turizm Bakanı özel bir televizyon programına çıkıp güya kendini aklamak için 1,5 saatlik yayında kendisine sorulan objektif sorulara bir gün önce paylaştığımız 5 soru da olmak üzere 12 kez 'bilmiyorum', 5 kez 'ben bilmem, bilemem', 4 kez 'bilemem, bilemiyorum' yanıtları ile 21 kez somut, net sorulara 21 kez 'ben bunları bilmiyorum' yanıtını vermiştir. Konuşmada kaçacak yeri de olmayınca başkanı Bolu Valisi olan Bolu İl Özel İdaresi'ne topu atmış 'ruhsat ve iskan yetkisi özel idarede, alanın genelinde de il özel idaresi yetkili, Turizm Bakanlığı yetkili değil' demiştir. Cumhuriyet tarihinde belki de ilk kez İl Özel İdaresi Bakan'a cevap vermiş.
Bakın, İl Özel İdaresi'nin başkanı vali, valiyi atayan valinin bağlı olduğu bakan İçişleri Bakanı, onları atayan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'dır. Bir bakan diğer bakanın ildeki temsilcisine 'sen suçlusun' demektedir. O da ona cevaben 'İl Özel İdaresi'nin denetim gibi bir görevi yok. Burası turizm belgeli bir işletme. Bu tür yerlerin denetiminin kimde olduğu belli. Yönetmelikte her şey var. Yetkili olan Turizm Bakanlığı'dır' diye cevap vermektedir.
Şimdi '10 gün içinde suçlular ortaya çıkar' diyen İçişleri Bakanı'na da her çıktığında 'sorumlulardan hesap sorulacak' diyen Erdoğan'a da şunu söylüyorum: Sayın Erdoğan, hepimiz üzüldük ama siz yürütmenin başındasınız. Hepimizin içi yanıyor ama bu iki bakanı da atayan sizsiniz. Birbirlerini suçlayan, birbirlerini yalanlayan ve atadıkları, atadıkları şirketin, yetkilendirdikleri şirketin iki yılda bir gidip yangın güvenliği yaptığı, 15 Aralık tarihinde denetlettirdiğiniz ve eksik tespit edilmedi diye görevlendirilen şirketten yetki belgesi almış bu insanlar bir ay sonra cayır cayır yanıyorsa o otel, halen daha neyi bekliyorsunuz? Halen daha neyi bekliyorsunuz?
"PARTİNİN SIRTINA YÜK VURMAMIŞ OLURUZ"
Ben size söyleyeyim neyi bekliyorsunuz. Normalde istifa etmesi lazım. Bütün partiniz, bütün ülke bunu bekliyor. Ülkenin içinin rahatlaması, partinin de hiç olmazsa bu yükü sırtından atması lazım. Ama istifa etmiyor. Niye biliyor musunuz?
Ağzından aktarıyorum: 'Sağlık Bakanı'na istifa ettirdi mi de bana ettirecek? Ne oldu Yeni Doğan Çetesi?' diyormuş. Görevden almanız lazım size bunu telkin edenlere. Bülent Arınç televizyondan söylüyor ama yanınıza gelen giden herkes 'görevden alın bunu' diyor. Siz de diyormuşsunuz ki kongre var. Kongreden sonra parti yönetimini de bakanları da değiştireceğim zaten. O gün değiştiririz.
Bu yangının yükü partinin sırtına kalmasın. Yani bugün kendisini görevden alırsam yangındaki sorumluluğu benim atadığım bakanın sorumlu olduğunu kabul etmiş olurum. Bunun için şubatın sonunu bekleyelim, kabine revizyonunda bunu da değiştirelim.
Sonra da döner, bunu televizyonlarda, gazetelerde yangından dolayı değiştirildi dersiniz, partinin sırtına yük vurmamış oluruz.'
Ne kamu vicdanı önemli onlar için, ne kamunun çıkarı. Varsa yoksa partinin, sarayın, bu düzenin çıkarı. Yazıklar olsun partinizin çıkarına da, lanet olsun düzeninize de sarayınıza da. İşte böyle günlerden geçiyoruz ve bir yandan da ülkeye neler yaşatılıyor, neler oluyor, bunları bir konuşmak, bir hatırlamak lazım.
GEZİ SORUŞTURMASI AÇIKLAMASI
Bu arada yeni bir cadı avıyla karşı karşıyayız. 12 yıl önce daha doğrusu son birkaç ayda köşelerde yazdırılıp, son birkaç haftada toplumun apolitik kesimlerinin bile dikkatini çeken, öyle ya meşhur sanatçılar, onların bir menajeri, sanatçıya 'bende çalışırsan dizide oynarsın, yetkini bana verirsen' diye baskılar olmuş. Bunlar varmış.
Bunlar üzerinde bir tartışma başlamış. Herkes oraya bakarken yok ya, 'ben o işlerle ilgilenmiyorum. Sen 12 yıl önce geziye gittin mi? Sen 12 yıl önce sende çalışanlara 'hadi geziye gidin' diye telefon açtın mı' diye gezi soruşturması başlatmak. Biraz, bir süredir anlattığım bu kötücül aklın sizlerin yan komşularına evlatlarınızın sırada oturan arkadaşlarına bugün fabrika servisinde yan yana giden iki işçiden yanında oturana ya 12 yıl sonra geziye gidenlerden hesap soruyorlar arkadaş.
Demek ki hiç bu işlere girmemek lazım. Ne yapılırsa yapılsın susmak, sinmek lazım. Çıkıp da sokaklara dökülünce 12 yıl sonra bile kapıya gelebiliyorlar hissini yaratmak için yapılan organize bir meselenin hepimiz farkındayız.
Ve şimdi geziye gidenlerden hesap sorulmuyor arkadaşlar. Geziye gidenlerden hesap sorulmuyor. Gezicilerin o günkü tavrı değil, bugünkü tavrı sorgulanıyor. O gün geziye giden gezide kahramanlık hikayeleri anlatan Tamer Karadağlı bugün Devlet Tiyatroları'nın başına atandı.
Geziden 12 yıl sonra hesap soranlar tarafından. O gün gezide olan sonra saraya yanlayan Yavuz Bingöl'e kimse hesap sormuyor. Bugün sorulan hesap geziye gidenlerin o günkü tavrına değil, bugünkü tavrınadır. Senin gezicin terörist, benim gezicim milli diyen böyle bir iğrenç akla hesap sorulmayacağını sanan bir kötü ruhla karşı karşıyayız. Ve bir yandan, bir yandan bunlar ortada dururken diğer taraftan gezide bulunanlara 'siz devleti yıkmaya kalktınız' diyenlere açıkça hatırlatmak istiyorum.
BAHÇELİ'YE '15 TEMMUZ' YANITI
Bahçeli dün Ekrem Başkan'ıma 4 sayfa yazmış. Dört sayfa. Bugün sayfalarca hakaret, istifa. Ben Bahçeli'nin söylediği, bana söylediği her şeyi yırtıp atarım.
Ama bugün iki şey söylemiş onu tarih önünde cevapsız bırakmam. Bir, 15 Temmuz'dan ders almayanlara sesleniyormuş Sayın Bahçeli.
Yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim. Ateşle oynama merakınız nüksettiyse deneyin ve boyunuzun ölçüsünü alalım. 15 Temmuz akşamı ders almayanlara yüreğiniz yetiyorsa yine çıkın sokağa diyor.
Bakın, birazcık utanmak, kurumsal hafıza hiç olmazsa bir ar olur, bu lafları etmez de unutulsun diye tarihe bırakırsın. 15 Temmuz akşamı hatta 16 Temmuz olmuş saat 2. Bu kardeşiniz meclis kürsüsüne çıkıp da millet yeni bir görev varana kadar ana muhalefetiz.
Seçilmiş parlamentonun arkasında, darbecilerin karşısındayız dedikten saatler sonra Bülent Tezcan, Bülent Tezcan CNN Türk canlı yayınına arkadaki genel kurul salonundan bağlanıp AK Partili Ayşe Keşir'in telefonundan şimdi demokrasiye sahip çıkmanın tankın üstüne çıkmanın, meydanlara çıkmanın zamanıdır dedikten saatler sonra o kürsüden Tekin Bingöl, Levent Gök her birisi ayrı ayrı sokağa çıkın darbeye karşı direnin dedikten saatler sonra 15 Temmuz'da sokaklarda 'ders almayanlar çıksın sokağa boyunun ölçüsünü yine alalım' diyen Bahçeli bakın hangi açıklamayı yaptı.
İnanmayan burada oturan bütün basın emekçilerine söylüyorum. An itibariyle MHP'nin internet sitesinde bu bildiri var. Bakın Devlet Bahçeli ne diyor?
'Halkın sokağa daveti, Türk askeri ile muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır.' Devlet Bahçeli söylüyor: 'Bilhassa milliyetçi ülkücü hareketin provokasyon ve ajitasyonlara karşı teyakkuzuyla birlikte sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir. Hiçbir dava arkadaşım karanlık sürecin tarafı olmayacaktır.'
Ey Sayın Bahçeli! 15 Temmuz akşamı sokaklarda dersinizi verdik diyorsun ya. 15 Temmuz'da FETÖ'ye dersini veren kahramanlara saygıyla önünde eğiliyorum. O iradenin arkasında duran bir tanesi bile darbeci Fettullah'tan medet ummayan, en rahatsız olduğu Erdoğan'a bile darbe yapıldığında demokrasiyi savunan kahraman Cumhuriyet Halk Partililerin yediği yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Onların yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Sen mi sokakta hesap sormuştun?
EKREM İMAMOĞLU'NUN İFADEYE ÇAĞRILMASI
Ekrem Başkan savcıyı ve ailesini tehdit etmek suçundan soruşturma açıldı. Biz bu söyleneni savcının ailesi üzerinden bir ülkede yaklaşan iktidar değişikliğinden sonrasına teminat diye anlatırken buradan bile kendine ailesini araçsallaştırarak, ailesini kullanarak Ankara'dan kendine verilen adalet katliamı giyotinlik görevini sürdüren buna kendi evlatlarını alet eden bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Ve o konuşmadan dolayı Ekrem Başkan bu cuma günü ifadeye çağrıldı. Buradan ifade etmek isterim ki ifadeye çağrılan Ekrem İmamoğlu değildir. Demokrasi ve adalet isteyen herkes, eşitlik isteyen herkes, demokrasi isteyen herkes. Ekrem İmamoğlu ki partimizin üyesidir.
İfadeye çağrılan Cumhuriyet Halk Partililerin hepsidir. İfadeye çağrılan İstanbul'u bunlara karşı muhafaza edeceğim, İstanbul'un muhafızıyım diye yola çıkıp İstanbul İttifakından oy alan Ekrem İmamoğlu'dur. İfadeye çağrılan İstanbul İttifakıdır. İstanbul'daki sosyal demokratların yanında, muhafazakar demokratlar cuma günü ifadeye çağrılmıştır. Milliyetçi demokratlar cuma günü ifadeye çağrılmıştır.
Kürt demokratlar cuma günü ifadeye çağrılmıştır. İstanbul'un tüm demokratları cuma günü ifadeye çağrılmıştır. Ben cuma günü ifadeye çağrılan herkese yüreğinize sağlık, ayağınıza sağlık. 'Gidin o ifadeyi verin' diyorum. Haksızlıkların, adaletsizliklerin bir tek sebebi var. Artık 22 yıldır girdim ve yendim ezberi bozulmuştur. Artık gözlere uyku girmemekte, 31 Mart akşamı unutulmamakta, anketteki memnuniyet ve oradan yükselen umut dalgası birilerini fena halde korkutmaktadır.
Kimden korktuğunu, neden korktuğunu, onu kimin yenebileceğini o da bilmektedir, biz de bilmekteyiz. Bunun için Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendinden olmayanı düşman hukuku uygulayan, siyasi rakiplerini yargı eliyle dizayn etmeye çalışan kötü ruha karşı, kötülüğe karşı, kötü akla karşı yoksullarla, işsizlerle, emekçilerle, emeklilerle bilhassa Türkiye'nin gelecekten ümidini kesmiş ama 31 Mart akşamı bir seçim daha beklemeye karar vermiş gençleriyle birlikte bu kötülüğe karşı yeni bir başlangıcı yapmanın zamanı gelmiştir. Bunun için tek tek takip ettiniz.
"YENİ YÜRÜYÜŞÜN İLK GÜNÜ"
Olağanüstü toplantılarla MYK'yla, meclis grubumuzla, parti meclisimizle, partinin tüm seçilmişleriyle İstanbul'da bir dizi toplantı yaptık.
O toplantılarda oluşan, olgunlaşan fikirleri, isimleri hep umutla birlikte anılan Ekrem Başkanla, Mansur Başkanla konuştuk, değerlendirdik. Artık bir yeni başlangıca bir yeni yol yürüyüşüne yeni bir sürecin tarifine hep birlikte hazır olma noktasında mutabakatımız örgütsel olarak tamdır. Duyduğum en büyük memnuniyetlerden birisi biraz önce ismini de andığım iki demokrasi kahramanının da partim görev verirse, partim bana bir görev verirse diye başlayarak kurdukları onurlu cümlelere yürekten ve hepiniz adına teşekkür ediyorum.
Takvimi başlatıyoruz ve yeni bir çağrı yapıyoruz. Bugün bu kötülüğe karşı, bu vicdansızlığa karşı, bu gözü dönmüş adaletsizliğe, gözü dönmüş güç zehirlenmesine karşı demokrasiyle geldiği koltuğu kötülükle, şiddetle bırakmamak isteyenlere karşı yeni yürüyüşün ilk günüdür.
Bugün başlatacağımız yürüyüşle sandık görevlilerinin teker teker tespitinden, sandıkta bir tane oyu çaldırmamak için daha önceki yerel yönetim tecrübelerimizle, genel seçim tecrübelerimizde aldığımız derslerle, edindiğimiz deneyimlerle sandığı korumaktan, sandığı kurmaktan sonlanma aşamasına geldiğimiz partimizin programını bir iktidar programına dönüştürmekten, bir hükümet programını ilan etmekten bu kötülüğün karşısına dimdik dikilecek Cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecin ilk günündeyiz.
Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içinde Şubat, Mart ve Nisan aylarında biraz önce bahsettiğim tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak bu kötülüğün karşısına daha önce de dediğimiz gibi 2025 yılında sandık geliyor. Biz hazırız demek için örgütümüzle, sandık görevlilerimizle, propaganda malzemelerimizle ve adayımızla birlikte biz hazırız demek için bugün başlıyoruz. Adayı bir partinin genel başkanı olarak ben değil bir partinin parti meclisi olarak seçilmiş organımız değil. Elbette partinin vereceği önemli kararı tatbik edecek grubun bir mensubu olarak hepimiz. Ama sayıları 1.600.000'e yaklaşan bugün tweet atmaya insanların korktuğu. Bugün mülakatlarda partiye göre işsiz bırakıldığın, diplomanın yok sayıldığı. Sosyal yardımların bile parti aidiyetine göre bakılıp aç bırakıldığın, soğukta bırakıldığın bir süreçte Atatürk'ün partisine kayıtlı 1.600.000 cesur yürekle birlikte. Ben Cumhurbaşkanı adayımı belirlemek istiyorum diyen herkese söylüyorum. Bugün ilk gündür. Resmi açıklama yapılıp günden güne tarih belirlendiğinde o günden sonra artık gelenler oy kullanamayacaklar. Emeklilere, emekçilere, yoksullara ve bilhassa gençlere sesleniyorum. Sizler bundan sonraki Cumhurbaşkanını Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini Cumhuriyetin 2. yüzyılının ilk seçiminde iktidar yapacak Cumhurbaşkanını belirlemeye var mısınız? Cumhuriyet
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Thodex Kurucusu Faruk Fatih Özer Tahliye Edildi
"Örgüt kurma ve yönetme", "nitelikli dolandırıcılık" gibi suçlardan 11 bin 462 yıla kadar hapsi istenen Thodex kurucusu Faruk Fatih Özer, bugün hakim karşısına çıktı. Dolandırıcılık suçla...
Cumhurbaşkanı Adaylığında Yeni Perde, Mansur Yavaş Tavrını Koydu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirleyeceklerini açıklamasının ardından CHP kulisleri ısındı. Nefes yazarı Aytunç Erkin, CHP koridorlarında, ABB Başkanı...
Dervişoğlu'nun Ümit Özdağ Ziyareti İptal Edildi, İşte Nedeni
Konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Gündemimizin "YASAMA YÜRÜTME SİYASET" başlığının üçüncü sırasında yer alan "İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümi...
Konya'da çöken binayı yapan müteahhit gözaltına alındı
Konya'da 4 katlı binanın çökmesine ilişkin soruşturmada 55 yaşındaki müteahhit A.T., gözaltına alındı. Selçuklu ilçesi Selçuk Mahallesi Beyşehir Caddesi'nde 24 Ocak Cuma günü saat 20.00 s...
'Mustafa Kemal'in Askerleriyiz' Diyen Teğmenler İçin Karar Günü: Gözler Yüksek Disiplin Kurulu'nda
Kara Harp Okulu'ndaki yemin töreni nedeniyle haklarında disiplin soruşturması başlatılan teğmenler için gözler Yüksek Disiplin Kurulu'na çevrildi. Kararın bugün açıklanması bekleniyor. Pe...
Ekrem İmamoğlu Yarın Vereceği İfade Öncesi 'Tek Yol' Diyerek Erken Seçim Çağrısı Yaptı
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından canlı yayın açarak açıklamalarda bulundu.İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yarın Çağl...
Grand Kartal Otel Çalışanları Patronu Yalanladı! Güvenlik de Yok Yangın Tüpü de...
Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'in sahibi Halit Ergül'ün ifadelerini yalanlayan çalışanlar, otelde gece saatlerinde güvenlik personeli bulunmadığını bildirdi. Olay sırasında yangın alar...
CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayını Nasıl Belirleyeceği Belli Oldu!
CHP lideri Özel'in, İBB Başkanı İmamoğlu ve ABB Başkanı Yavaş'ın adını işaret ederek açıkladığı aday belirleme kararının detayları belli oldu. "Cumhurbaşkanı adayının örgüt denetiminde ya...
Abdüllatif Şener'in oğlu için istenen ceza belli oldu
Ankara'da rehin aldığı anneannesini silahla öldüren, eski bakanlardan Abdüllatif Şener'in oğlu Bedirhan Şener'in yargılandığı davada savcı esasa ilişkin görüşünü açıkladı. Buna göre Şener...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Soner Sarıkabadayı ikinci kez baba oldu..
2020'de 2015 KoloBir oğlu mbiya Güzeli Madelein Lopez Camelo ile evlenen şarkıcı Soner Sarıkabadayı ikinci kez baba oldu. Müjdeli haberi sosyal medya hesabından duyuran Kabadayı, bebeğini...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Her sabah ağrıyla mı uyanıyorsunuz? Sebebi bu ikisi olabilir!
Bel ve boyun ağrılarının en yaygın sebeplerinden birinin yanlış yatak ve yastık seçimi olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Nurten Küçükçakır, bu konudaki tercihlerin tedavi sürecine katkı sağladığını ifade etti. Uzun süreli bel ve boyun ağrılarının yaşam kalitesini olumsuz etkileyebileceğine değinen Uzm. Dr. Küçükçakır, doğru uyku ortamının ağrıları hafifletmek ve önlemek adına önemli bir rol oynadığını söyledi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.