Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Sokaklar!

24 Eylül, 2016

Sokaklar ev dışı yerlerdir…

Aynı zamanda çevrenin genel düzenine zarar veren insanların ve tehlikelerin yaşadığı alanlardır.

Çocukluğumuz ve gençliğimiz süresince hatta yetişkinliğimizde dahi(!) özellikle sokağa çıkarken ebeveynlerimiz tarafından bol bol tembihlendik!

Hepimiz “aman kızım ve aman oğlum sokakta dikkat et!” tembihleriyle büyüdük!

Evimizin dışına büyüklerimizin tembihleri ve duasıyla çıkardık.

Sizce neden “sokakta dikkatli ol! uyarısını sürekli yaparlardı?

Çünkü evlerimiz güvenli kalelerimizdi… Büyüklerimiz bu kalelerin dışına çıktığımızda güvende olamayacağımıza inanırdı… Ve endişe duyarlardı!

Neden endişe ve korku duyduklarını hiç düşündünüz mü?

Mutlaka düşündünüz ki sizlerde/bizlerde büyüklerimizden aldığımız bu “uyarıcı mirası” çocuklarımız içinde uygulamaya devam ettik!

O zaman hepimiz sokakların tehlikeli yerler olduğu konusunda hem fikiriz.

Çoğumuzun başına sokakta tanımadığı yabancı insanlar tarafından kötü olaylar gelmiştir…

Sokak ve tehlike ilişkisinden bir zamanlar ne yazık ki bende nasibimi almıştım!

Sokakların tehlikeli olduğunu ve büyüklerimin neden beni tembihlediklerini sokağa adım attığımda öğrenmiş oldum. Ve o süreç beni çok etkilemiş önlem almamı sağlamıştı…

İlkokul birinci sınıftan itibaren “annem beni uzaktan takip ettiğini söylese de” mahalle okuluma yalnız gittim. Babamın yabancı kişilerle ilgili “soruya soruyla karşılık vereceksiniz” vb. benzeri korunma ve savunma konusundaki taktik ve teknik bilgileri bana çok faydalı olmuştur.

Sokağa tek başıma çıkma sürecimle beraber kendimi koruma ve savunma reflekslerim gelişmeye başlamıştı.

Sürekli etrafımı kontrol eder, insanların bana fazla yakınlaşmasına izin vermezdim.

Sporcu olmamın avantajlarını da çok kullanmadım!

Çünkü sokaktaki insan benim için;

Yabancıydı!

Tehlikeliydi!

Bedenime zarar verebilirdi!

Bu yüzden sürekli etrafıma karşı otokontrollü idim…

Sokaktaki insanlarının alanımdan uzak durmasını ve bana rahatsızlık vermemesini sağladım.

Gözlemlerim ve deneyimlerim bana sokakların tehlikelerle dolu ve çok dikkat edilmesi gereken bir yer olduğunu öğretti…

Özellikle toplu taşıma araçlarında kalabalıktan dolay birbiriyle iç içe geçen insanların durumlarından istifade eden erkekler olurdu.

O vakitler aşırı yakınlaşanlara veya rahatsız edici davranışlarda bulunanlara karşı hiçbir tepki veremeyenleri gördüğümde “tepki vermeye korkuyor” diye düşünürdüm!
Kadınların kendini savunması ve tepkisi sözde(!) zamanla gelişse de öldürülmekten ve sokak şiddetinden bir türlü kurtulmadılar!

“Kadınlara küçük yaştan itibaren savunma sporu şart!” diye düşünüyorum…

Benim de kızım ve oğlum için sokağa çıkmadan önce bol tembihli uyarılarım ve hikayelerim olmuştur.

Tembihlerimi korku hissine kapılmalarını sağlayacak boş bir söz dizisi olarak yapmadım.

Sokaklarda nelerle, kimlerle karşılaşacaklarını ayıp – mayıp demeden, ahlaksız tekliflerin söyleniş ifadelerine kadar anlatmaya çalıştım.

Hangi kelimenin ne ifade ettiğini öğrenmeleri gerekiyordu!

Ahlaksızca ve tehlikeli bir talep için nasıl yaklaşıldığını bilmeleri kendilerini korumaları açısından önemliydi.

Çocuklarımı özellikle sokağa çıkarken kılık ve kıyafetlerinin uygun olması yönünde bilinçlendirdim.

Çocuklarımız için tedbir almaz isek can güvenlikleri tehlikeye girer.

Hırsız, sapık, katil ve tecavüzcülerle birlikte aynı alanı kullandığımız sokaklardan bahsediyoruz. Kimin ne olduğunu bilmediğimiz…

Sürekli çocuklarımızın başında bekçilik yapamayacağımıza göre kendilerine koruma ve savunma tekniklerini öğretmek de bize düşüyor!

Sokaklar; Ne olduğu belirsiz ve kim olduğu belirsiz insanlar topluluğunun bulunduğu yerlerdir.

 

Sokağı kendi evleri gibi gören insanlar vardır.

Sokaklar şiddetin, ilaç ve alkol kullanımının olduğu, savaştan ve göçten bölünmüş toplulukların yaşadığı alanlardır.

Sokaklar hırsızlığın, uyuşturucunun, fuhuşun ve pornografi dâhil, her türlü cinsel istismar ve sömürünün, insanlık dışı davranışların yaşandığı güvensiz ortamlardır.

Her türlü- değersizlikleri içinde barındıran, ucuz kalitesiz dandik sistemin vasıfsıza duyduğu ilgi sonucunda Kent kültürünün yozlaştırıldığı bir zaman dilimindeyiz…

Gözümüzün önünde yapılan rezillikleri; "Yahu, boş ver" diyerek bir kenara atıyoruz. Göz ardı etmekten ve müsamaha göstermekten dolayı bizler de sorumluluğu paylaşıyoruz. Belki de binlerce maddeyi bulacak bir kepazelik destanının tam ortasındayız. Sözünü ettiğimiz konular sokak ortasında yaşanıyor.

Hızlı bir şekilde değişen ve gelişen sosyal yapıda yeni sosyal sorunlar ortaya çıkmakta, var olan sosyal sorunlar ise çeşitlenmekte ya da etki alanı genişlemektedir. Sosyal sorunların sokaklarda yeni suç türleri yaratarak toplumsal yaşam için risk oluşturduğuna uzmanlar dikkat çekiyor.

 

Çocuklarımızın yaşam riskleri ile ilgili denetim ve kontrol mekanizmasının sadece evlerde uygulanması yetmiyor!

Bütün bunlara rağmen sokaklarımız sizce güvenli mi?

Güvenli olmayan bir alanda ne kadar özgür olabiliriz?

Güvenli olmayan bir alanda ne kadar rahat hareket edebiliriz.

Güvenli olmayan bir alanda güvende miyiz?

Sokaktaki özgürlüklerimizin tanımını yaparken üçüncü şahısların gözlerini ve bedenlerini unutmadan yapmalıyız.

Sokakların yabancı kimliğini denetleyemediğimiz sürece özgür değiliz…

Sokaktaki tehlikelere karşı dikkatli ve kontrollü olmak, sokakta duyacağımız mırıldanmalardan daha koruyucudur!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kerem Bürsin'in paylaşımı sosyal medyayı salladı

Oyuncu Kerem Bürsin'in Instagram hesabında paylaştığı kaslı vücudu sosyal medyayı salladı. 'Şeref Meselesi', 'Güneşi Beklerken', 'Ulan İstanbul', 'Sen Çal Kapımı' ve 'Ya Çok Seversen' gib...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sıcak geçen ilkbahar kabusu erken getirdi

Hava sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyretmesinden dolayı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını bulaştıran keneler doğada erken görülmeye başladı. Uzmanlar keneler konusunda vatandaşı dikkatli olmaya çağırdı...

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR