Şiddet uygulamak Erkekler için bir çeşit mastürbasyon mu?

   Erkekler, kendi elimizle görevlendirilmiş namus bekçilerimiz!

   Nedense bütün pis işler namus bekçilerinin(!) eseri…

   Ne gariptir ki “Kodum mu oturturum” modeli de kadınların “Benim Erkeğim” tipi tercihi…

   Kadınlarımızın çoğu “Elinde değil, dilinde olsun, benim erkeğim maço olsun” sevdalısı…

   Ahh şu erkeklik hormonu testesteron!

   Bütün işi bozan hormon… Erkeğin şiddet kullanma eğilimini arttırdığı yönünde tezler var... Bu nedenle erkeklerde saldırgan davranışların yaşla birlikte düşüş göstermesi, testesteron hormonunun şiddet uygulamada etkili olduğunu düşündürmekte… Demek ki şiddet etkilerini ortadan kaldırmak için erkeklerde testesteron hormonunun acilen ıslah edilmesi gerekiyor…

   Kadınlarımız, çocuklarımız erkekler tarafından her türlü insanlık dışı davranışlara her gün maruz kalmaktadır.

   Kadınlar;

   Hayatıma dokunma!

   Alanıma girme!

   Sana ne!

   Haddini bil! Dese de; feryat etse de yine şiddet görüyor, tacize uğruyor ve öldürülüyor!..

   Bakıyorsun ki “hem sevişelim hem yiyişelim” halleri devam ediyor.

   Garip bir cinsiyet ilişkisinde Kadın ve Erkek mazoşist duygulara sahip!

   Bu çıkmazdan nasıl kurtulacağız, sorunları nasıl çözeceğiz?

   Böyle bir ilişki dengesizliğinde sizce sorunlar çözülür mü?

   Kadın çabasıyla, davranışıyla gücünü ortaya koymalı!

   Hem hayatımı acıt, hem bedenimi sev!

   Yok, öyle üç kuruşa beş köfte!

   İkilemde yaşayan insana güven olur mu?

   Sorunun erkeklerde olduğu kadar kadınlarda da olduğu kesin!

   Küçük yaşta erkek ve kız çocuklarını döven anneler, kadınların iradesiz ve kararsız tavırları Erkekleri daha da manyak ediyor… Sonra da bu manyaklıklar kendi bedenlerinde patlıyor!

   Tüm dünyada devam eden kadın şiddeti çeşitli araştırmaları da beraberinde getirirken Amerikalı ve Türk bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre ortaya çıkan sonuç korkunç… "Kadınların nerdeyse yarısının erkek şiddetini haklı buluyor olması"...

   Kocasının uyguladığı şiddeti sevmek!

   Akıl tutulması yaşıyorum!

   Üç-beş kişi “şiddete karşıyız” diye bağırıp, çağırsa ne olur!

   Kadın elini zayıflattığı sürece ne yapsan, didinmek boş…

   Herkes kendini gözden geçirmeli.

   Gerçek şu ki eninde sonunda çaresizlikler yatakta özür niyetli sevişmelerle bitiyor…

   Haydi, filmi başa saralım yeni bir şiddet uygulamasına kadar, hiç bir şey olmamış gibi sevişelim, uyuyalım, unutalım...

   Demek ki sorun sadece kıyafet meselesi değil veya o, bu, şu…

   Erkekler Kadınlara düşman mı? Erkekler Kadınları neden dövüyor? Neden hep Erkekler Kadınlara saldırıyor? Erkekler Kadınlardan ne istiyor? Vs.vs…

   Erkeklerimiz gerçekten rahatsız canlılar!

   Çünkü bir toplumda şiddet yaygınsa, bu toplumun bireylerinin büyük bölümünün beden ve ruh sağlıkları bozuk demektir. Beden ve ruh sağlığı bozuk toplumlarda cinayetler, cinnetler ve öz kıyımlar da artar. O halde Türkiye'de yaşayan milyonlarca kadının bedensel ve ruhsal bütünlüğünü tehdit altındadır!

   Ne derseniz deyin Erkekler şiddeti seviyor, zevk alıyor…

   Ey hak sözün bittiği yer burası işte!

   Bu âyet-i kerimenin mealine bakın!; (Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir [aile reisidir]. Çünkü Allahü teâlâ, bazı kullarını, bazı hususlarda bazısından üstün yaratmıştır.

   Eline vermişsin sopayı adam mastürbasyon yapmasında ne yapsın?

   Kadın içinde “Kutsal kitaba” koymuşsun,  habire yesin zokayı!

   “Yine de, uslanmaz iseler, hafif dövün! Uslanırlarsa, onları üzecek şey yapmayın, kendilerini incitecek bahane aramayın.-[Nisa 34]” demişsin.

   Erkek şimdi kendini bi bok sanmasında ne sansın!

   Din anlayışınla kadını köleden beter yapmışsın!

   Kadının erkek egemen toplumda şiddeti normalmiş gibi göstermeye çalışan ve kadını “Kocam! Döver de sever de" noktasına getirerek, öğretilmiş çaresizliklere hapsetmişsin...

   Sonra bu çaresizlikleri toplum tarafından paylaşılan değer yargısı ambalajına sokup, işimize geldiği gibi kullanıyoruz…

   “Kızını dövmeyen dizini döver”, “kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” anlayışlarını namus kuralı saymışsın.

   Annesini, kız kardeşini döven erkek çocuğunun itibar görmesi ve evin reisi olarak kabul edilmesi ve kuşaktan kuşağa aktarmışsın.

   Kadının gücü ve niteliği zayıflatılmış.

   Erkek adamlar ürer, durur. Erkek adamın ‘‘erkek’’ olduğu kesindir de, ‘‘adam olduğu’’ tartışılır.

   Uydurma olduğu söylense de kadının erkeğe itaati bir ibadet gibi sunulmuştur.  Erkek de bundan güç alır! Kendini Tanrı sanır!

   Erkeğin kudretini kutsal kitaba gömmüşsün, Allah’la yüce bağını kurmuşsun, kadını da zavallı köle canlı makamına oturtmuşsun erkeğin ömür boyu pozisyonu belli…

   Tanrı benim!

   “Kim takar kadını!” derken, “kim takar erkeği” durumuna geldiniz!

   Kadınların karar mekanizmaları güçlendikçe, ekonomik özgürlükleri arttıkça, savunma refleksleri geliştikçe vay halinize… 

   Erkek-erkeğe kalmadan, kadının alanına saygı!