Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

İçimden yazmak gelmiyor!

06 Nisan, 2021

   Geceler kötü. Gündüzler kötü. 

   Tekinsiz, tedirgin edici yaşamlar giderek huzursuzluğa teslim oluyor!

   Kanlı şafağa kalkacakmışım gibi büyüyen endişelerimle, kaygılar içinde korku filmi seyreder gibiyim.

   Küfredesim var utanmazlara, ahlaksızlara!

   “Neye uyanacağım, kendimi nerede bulacağım, neyle karşılaşacağım” soruyorum…

   Şaşkınlık, şaşkınlık, şaşkınlık…

   Suskunluk, suskunluk, suskunluk…

   Korku, korku, korku!

   Ruh halim sınırlarımı zorluyor…

   Bütün sensizliklerimi öldürdüler.

   Kendimden soğudum ya hu!

   Fırsat bu fırsat deyip, bu çöküşü bu cinnet ortamını sürekli besliyorlar…

   Demokrasiyi kim savunacak ya laikliğe kim sahip çıkacak?

   Muhallebi çocuğu gibi davranan muhalefet mi?

   İktidarın Truva atlarından, oy peşinde koşmakla yetinenlerden ne farkları var?

   Sayenizde kimsesiz dünümü, yarınımı, geleceğimi gömmek istiyorum.

   Uykularımdan, uyanışlarımdan korktum!

   Hak-hukuk-adalet diyen milyonların seslerini duyar gibiyim.

   İstemler, itirazlar bizi BİZ yapar mı?

   Yeni bir güç doğar mı?

   Biri bizi kurtarır mı?

   Kadınlar vahşi düzene son verir mi?

   Ulaşamadığım umutlarımla baş başa kaldım.

   Ne kırlangıçların sabah neşesine ne de akşam yarasaların çığlına sığdırabildim sözlerimi…
   Güneşe döndüm yüzümü, buluta sevdalanmadan önce!

   Bir gölge gezerken üzerimde, hıçkırıklarla yazmalarıma son veremedim… 

   Kirli ve kötü duygulara tutsak olmuş bedenlerle iyilik kazanır mı?

   Ülke çökerken, ümide aşk yakılır mı?

   Ölümlere sarılıp uyumak değil niyetim…

   Kin, öfke, nefret tohumları ekilen topraklarda büyümez çocuklar…

   Yazmak sevdam ah o var ya bir sesleniş bir devrimci türkü gibi kadersiz…

   Yıllar tepe tepe ezmeye devam ediyor işte… 

   Toplumu öğüten, acıları, ölümleri, çatışmaları, zulmü kanıksatanlar, çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, askerlerimiz gözlerimizin önünde yitip giderken hep aynı ölümlerle acıttı anaların yüreğini!
Sıradanlaşan ölümler, sıradanlaşan şiddet ve sıradanlaşan insanlarla kara delik büyüyor. 

   Masumiyetimizi vicdansız ve zalim ellere teslim eden çirkin ve kötünün akıl hastalığında suskunluk da bir hastalıktır. 

   Yazacak tek satırın kalmadığında, her şeyi bilmek, her şeyi görmek kanalizasyon çukurunda çürüyen insanlığı…

   Cehennem ateşinin üzerine, nefret tutan kalplere ne yazılır?

   Ve her şeye rağmen hayatta kalmak!

   İstanbul Sözleşmesi için, 

   Kadınların, çocukların yaşam hakları için, 

   Ülkenin dört bir yanında çevre katliamına, su-orman, tarla talanına isyan edenler için,

   Aş, iş, ekmek peşinde milyonlarca yurttaş için, 

   Direnen emekçiler, köylüler, işçiler, tarım üreticileri için,

   Hayatları pahasına çalışan sağlıkçılarımız için, 

   Kendi hakları ve bütün insanların hakları için mücadele eden milyonlar için, 

   Benim için, senin için, BİZİM İÇİN YAZDIM!

   Umut ediyorum ki cami duvarına işeyenleri çarpacak ilahî bir güç vardır… 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Bade İşcil: Güzelim diye dışlandım

Oyuncu Bade İşcil katıldığı 'Empati' programında güzellik yüzünden yaşadığı sorunları anlattı. Geçen hafta sahilde yürüyüş yaparken karşılaştığı muhabirlerin aşk sorusu karşısında "Yok ki...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sıcak geçen ilkbahar kabusu erken getirdi

Hava sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyretmesinden dolayı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını bulaştıran keneler doğada erken görülmeye başladı. Uzmanlar keneler konusunda vatandaşı dikkatli olmaya çağırdı...

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR