Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Vatandaş birbirine destek olmalı!

12 Ağustos, 2022

İstanbul merkezli Etik Hat firmasında uzun süredir “Strateji ve Süreç Geliştirme” danışmanlığı yapıyorum. Sizlere Etik Hat sisteminden bahsedeyim…

Etik Hat; kaynakların etkin kullanımı, marka ve itibar gibi hayati şirket politikalarını ilgilendiren geniş bir yelpazeyi güvence altına alan kurumsal ve etik yönetimin önemli bir parçasıdır. Kurum ve işletmelerin bünyesindeki kayıpları ve suiistimalleri minimuma indiren, firmanın kurumsal kimliğini koruyan ve çalışanların hayatını kolaylaştıran bir mekanizmadır.

Kısaca ahlaklı ve ilkeli çalışmak isteyen işletmeler için sistem devreye giriyor. Ense-tokat iş yapan patronlar, şirketin marka ve itibarına, etik ilke ve değerlerine, nihayetinde kurumsallıklarına değer katamazlar. Çalışan açısından suiistimal ve yolsuzluklara önlem almadıkları sürece kayıpları da büyük olacaktır.

Yurtdışında farklı ülkelerde çalışan arkadaşımın gözlemi şöyle; “Ülkemizde, hemen her şeyde olduğu gibi, ahlak tanımı da adamına göre değişir. Karşındaki sevmediğin biri ise veya senden değilse, dolandırmak haktır. Acelen varsa, emniyet şeridi haktır. İşveren sana az maaş veriyorsa, onun malına zarar vermek veya parasını götürmek ahlaksızlık değildir. Müşterin sana borç taktıysa, senin de kendi alacaklına borç takmanda bir mahsur yoktur. Ticarette yalan söylemek, durumu müsait olduğu halde borcunu ödememek, bir ürünü/hizmeti beğendiği halde beğenmemiş gibi yapıp fiyatı iyice öldürmeye çalışmak günlük aktivitelerdendir. Günlük hayatta patron çalışanını, çalışan da patronunu fırsat buldukça sömürür… Bu liste böyle uzar gider... Gelişmiş ülkelerde ahlak anlayışı daha sağlamdır. Ahlaklı olmanın sana göresi bana göresi olmaz... Elbette ahlaksızlar her yerde vardır, ama bunlar azınlıkta kalırlar ve yaptıklarının övünülecek bir şey olmadığını bilirler.”

Sizce bu şartlarla bozuk ahlaklı bir toplumda etik hat hizmeti satar mı?

Bazen İstanbul'a uçuyorum... Artık uçuşlar da eskisi gibi ucuz değil. Bir gidiş-gelişin maliyeti beş bin lira... Beş bin lira ile harcama bitmiyor. İstanbul olunca fiyatlar bi katmerli ki of ki ne of!

Cebimizden paralarımızı hortumluyorlar...

Bilal Bey haziran ayında İstanbul'daki arkadaşı Müge hanımın Bodrumdaki yazlığını kiraya verilmesi konusunda ne yapabiliriz diye sormak için aradı.

“Sana bir danışayım Aydan'cım istedim, Müge hanım yanımda, Bodrumda yazlığını kiraya vermek istiyor. Ne yapabiliriz diye sana soralım dedim, yanımda kendisi telefonu vereyim konuşun" dedi…

Müge hanımdan kiralık yazlık evi hakkında detayları aldıktan sonra günlük kiralama ücretini sordum.

  • 2+1 dayalı döşeli site içindeki yazlığımı, günlük 1000 TL'ye vereceğim.

Mayıs ayından beri hem sitenin idaresine hem bodrumda tanıdığı bir emlakçiye ilan vermiş aslında yapması gerekenleri yapmış. Ve kimse aramamış.

Zor zamanların ekonomisini yaşarken vatandaşın tatile çıkma olasılığı oldukça düştü. Hatta bu yaz geliri düşen vatandaş için tatil de hayal oldu diyebilirim! Vatandaş tatil yapmak istese de yapamayacak duruma geldi. Gelir durumu düşük olan vatandaşın tatili ya köyü oldu ya da akrabalarının yanına gitmek.

Okullar kapanmasına bir hafta kala ders verdiğim çocuklara tatile nereye gideceklerini sormuştum. Çoğu köyüne gideceğini söylemişti. Köye gidince de verilen erzakla evine dönmek ekonomilerine katkı olacaktı.

Müge hanımda evini kiraya vererek ekonomisine katkıda bulunmak istiyordu. İstediği günlük bin lira kira için arayıp, soran olmamıştı…

Müge hanıma öneri de bulundum. "Günlük kira talebiniz 500 TL olsun. Hem vatandaş için tatil yapma imkânı olur, hem de eviniz boş kalmaz. Yalnız elektrik ve su kullanımları için ayrı anlaşma yapın. Sonra aldığınız kira elektrik, su ve vb giderlere gitmesin, hem siz kazanın hem de vatandaş kazansın.” Müge hanım önerimi beğendi.

“Ancak emlakçınıza kirayı düşürdüğünüzü söylediğinizde karşı çıkabilir. Kararlı olun ve en azından bu sene için az da olsa bir gelir elde edersiniz. Hiç para kazanamamaktan iyidir” şeklinde uyardım!

Değil mi ama herkes zor durumda… Birbirimize kötülük yaparak, fiyatları vatandaşın alamayacağı hale getirerek, zenginler de sevinmesin, bir gün mallarını alabilecek vatandaşı bulamayacaklar!!

Ekonomik kriz, artan fiyatlar, vatandaşın alım gücünün düşmesi, tıpkı domino etkisi gibi bir taşın yerinden oynamasıyla hepimizi yıktı yıkmaya da devam edecek… Benim alım gücüm düştükçe, zengin de malını satamayacağı için zengininde zenginliği kalmayacak! Formül bu kadar basit!!

Satılık ve kiralık evlerdeki fiyat artışları korkunç! Barınmanın giderek zorlaştığı, mal sahiplerinin kiracısına 12 aylık TÜFE ortalamasına göre yaptığı zamlar kiracıyı zorluyor. Çünkü vatandaşın yıllık maaşına aynı oranda zam yapılmıyor. Satılık ve kiralık evlerdeki fahiş fiyat artışı engellenmeli! Emlakçılar denetlenmeli…

İktidarın yanlış para politikaları, TL'nin son aylardaki değer kaybının en önemli nedenidir. Bilinçli olarak TL’nin değerini kaybetmesine neden oldular. Senaryo, TL’nin değer kaybıyla beraber fiyatların yükselmesi, halkın alım gücünün azalması böylece halkı yoksullaştırıp iktidara biat etme stratejisidir.

Oluşturulan kara delik bütçe açığından tutun, cari açığa, izlenen yanlış ekonomi politikasına, risk artırıcı söylem ve açıklamalara, sosyal ve siyasal yaşamda geriye gidiş hamlelerine, komşularla ve diğer ülkelerle ilişkilere, dış politikadaki gelişmelere kadar pek çok nedeni de kapsamaktadır.

Ekonomik hamlelerin tam tersi yapılıyor ve bilinçli olarak ekonominin daha da bozulmasına yol açılıyor. Her şeyin farkındalar ve hedeflerine ulaşmak için halkı muhtaç hale getirerek, köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar.

Öyle kötü zamanlara, öyle kötü kalpli insanlara denk geldik ki içimizdeki iyilerle bir kurtuluş hikâyesi yazmak zorundayız...

Türkiye'deki ekonomik kriz, yüksek kronik zamlar, yoksulluk ve ümitsizliklerin sebebi de ve sonucu da yine kasıtlı olarak milli ve yerli üretimin yok edilmesidir. Çünkü kendi kurtuluş hikâyelerini yazmak istiyorlar. Çünkü “Her şeyi ben yaptım” hırsıyla tarihi değerlerimizi siliyorlar, üstüne beton döküyorlar.

Sevdiğim bir söz vardır; Ne ekersen onu biçersin… İlahi adalet istiyorum!

Yanlış ekonomi politikalarıyla birlikte vatandaş da zemine çakılmıştır!

Vatandaş bu fahiş fiyat artışlarıyla ihtiyaçlarını satın alamadığı sürece, herkes için kayıplar büyüyecektir. Bu nedenle birbirimize destek olmak zorundayız.

Vatandaşı fahiş fiyatlarla soyup, soğana çevirmenin kimseye faydası yok! Vicdanlı olalım!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kalben gözaltına alındı

İstanbul Beyoğlu'nda düzenlenen operasyonda evinde uyuşturucu ele geçirilen şarkıcı Kalben Sağdıç, gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü e...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uzmanlar uyardı: Çocuklarda 100 günlük öksürüğe dikkat

Ocak ayından bu yana doktorlara öksürükle ilgili 8 bin 15 bildirim yapıldığı ancak bu durumun aşılarla önlenebileceği öğrenildi. Aynı dönemde laboratuvar tarafından doğrulanmış vaka sayısı 2.041 oldu, geçen yıl bu dönemde laboratuvarda doğrulanan 207 vakaya ve 30 vakaya kıyasla %3.800 artış yaşandı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR