Yukarı
410572

En büyük kahramanlık destanı… Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası: 30 Ağustos Zaferi

30 Ağustos 2024 08:58

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasında, 26 Temmuz 1922'de başlayan ve 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde Türk ordusu, tarihin en büyük kahramanlık destanlarından birini yazdı.

Derlenen bilgilere göre, 1919'da Birinci Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine dayanarak Türk ordusunun cephanesini elinden aldı ve Anadolu'yu işgale başladı.

Halide Edip Adıvar'ın "Türk'ün Ateşle İmtihanı" kitabında anlattığı işgal günlerinde, itilaf donanması İstanbul'a, Fransızlar Adana'ya, İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzifon'a, İtalyanlar, Antalya ve Anadolu'nun güneybatısına yerleşti.

15 Mayıs 1919'da İtilaf Devletlerinin izniyle Yunan Ordusu İzmir'e çıkarma yaptı.

Bu durum karşısında Türk milleti, tarih boyunca gösterdiği "millet olma bilinci" ile işgallere karşı Kuvayımilliye hareketini başlattı. İki seçenek vardı, ya işgal güçlerine teslim olunacak ya da yıkılan yakılan bir ülke yeniden ayağa kalkacak ve küllerinden doğacaktı.

1920'de TBMM'nin açılması üzerine işgal güçleri tüm baskıcı politikalarını Atatürk ve silah arkadaşları üzerine yoğunlaştırdı, özellikle Batı Cephesi'nde hareketlilik başladı. Yunan ordusu 1921'de Polatlı'ya kadar geldi. Polatlı'da tarihin en uzun sürecek meydan muharebesinin hazırlıkları yapılıyordu.

“HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR”

Türk ordusunun Yunan ordusu ile Sakarya boylarında yaptığı Sakarya Meydan Muharebesi 23 Ağustos'ta başladı. Bu tarihten itibaren gece gündüz aralıksız süren savaşta, Mustafa Kemal Paşa, yeni bir savaş stratejisi uygulayarak ordularına, "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi.

Türk askeri, bu emre uyarak vatanını canla başla savundu. Bu amansız mücadele, bütün şiddetiyle 22 gün 22 gece sürdü. Bütün cephe boyunca saldırıyı sürdüren Türk ordusu, 13 Eylül 1921'de Sakarya ırmağının doğusundan Yunan kuvvetlerini temizledi.

Sakarya Meydan Muharebesi, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği dönüm noktalarından biri olarak tarihteki yerini aldı.

Düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz'u başlatan harekat emrini verdi.

26 AĞUSTOS SABAHI

Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos sabahı Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile muharebeyi yönetmek üzere Afyonkarahisar sınırlarında kalan Kocatepe'de yerini aldı.

Topçu ateşleriyle şafak vakti başlayan harekatın devamında Türk askeri, sabahın ilk ışıklarıyla hücuma geçip Tınaztepe'yi ele geçirdi ve Belentepe ile Kalecik Sivrisi'nden düşmanı uzaklaştırdı.

Taarruzun ilk gününde 1. Ordu birlikleri, Büyük Kaleciktepe ile Çiğiltepe arasındaki 15 kilometrelik alanda, düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. 5'inci Süvari Kolordusu, düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu, 2'nci Ordu ise cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü.

Türk ordusu, 27 Ağustos sabahı bütün cephelerde yeniden taarruza geçti ve aynı gün Afyonkarahisar, 8'inci Tümen tarafından düşman işgalinden kurtarıldı. 28 ve 29 Ağustos'ta başarıyla sürdürülen taarruz, düşmanın 5'inci tümeninin etkisiz kılınmasıyla neticelendi.

29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçilip taarruzun kısa sürede sonuçlandırılmasında hemfikir oldu ve planın 30 Ağustos'ta aksamadan uygulanması için gerekli önlemler alındı.

BÜYÜK ZAFER

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı'nda kazandığı en önemli zaferin arifesinde, 30 Ağustos sabahında şimdi belde olan Kütahya'nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun, 26 Ağustos'ta başlayan Meydan Muharebesi'nde Dumlupınar'da Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş Deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp imha etmesiyle zafere ulaşıldı. Kızıltaş Deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri, General Trikopis, General Diyenis ve birçok Yunan komutanı kaçtı.

Büyük Zafer'in ertesi günü, 31 Ağustos'ta Zafertepe Çalköy'de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak, Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir'e girme görüşünde birleşti.

“ORDULAR, İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR, İLERİ!’

Mustafa Kemal Paşa, Büyük Zafer sonrası 1 Eylül'de Dumlupınar'da, Batı Cephesi'ndeki tüm subay ve erlere okunmak üzere yayımladığı bildiride, şu ifadelere yer verdi:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi orduları, Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi'nde, zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını, inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz. Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakarlıklarına layık olduğunuzu kanıtladınız. Sahibimiz olan büyük Türk ulusu, geleceğine güvenmekte haklıdır. Savaş alanlarındaki başarı ve fedakarlıklarınızı yakından görüp izliyorum.

Ulusumuzun size olan övgülerinin iletilmesine aracılık etme görevinin arkasını bırakmayacak, sürekli olarak yerine getireceğim. Ödüllendirme için Başkumandanlığa öneride bulunulmasını, Cephe Kumandanlığına buyurdum. Bütün arkadaşlarımın, Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri de verileceğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve yurtseverliğinin kaynaklarını kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep ederim. Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!"

Bu emir doğrultusunda üç koldan ilerleyen Türk ordusu 1 Eylül'de Gediz ve Uşak'ı, 2 Eylül'de Eskişehir'i, 6 Eylül'de Balıkesir ve Bilecik'i, 7 Eylül'de Aydın'ı, 8 Eylül'de Manisa'yı geri aldı. 9 Eylül'de İzmir'de Yunan ordusunu denize döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa'nın emrini büyük bir başarıyla yerine getirdi.

“SÖZÜMÜ YAPAMAMIŞ OLDUĞUMDAN DOLAYI YAŞAYAMAM”

Büyük Taarruz'dan akıllarda kalan en önemli olaylardan biri, 57'nci Tümen Komutanı Albay Reşat Bey'in, 27 Ağustos'ta Çiğiltepe'nin alınmasının yarım saat gecikmesi üzerine, görevini yerine getirememenin üzüntüsüyle kendisini vurarak intihar etmesiydi.

Mustafa Kemal Paşa'ya, Çiğiltepe sırtlarında çarpışan 57'nci Tümen Komutanlığını yeniden telefonla aradığında Albay Reşat Bey'in intihar ettiği söylendi ve yazdığı "Yarım saat zarfında o mevkiyi almaya size söz verdiğim halde, sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam." notu okundu.

Çiğiltepe, Albay Reşat Bey'in ölümünün 15 dakika sonrasında düşman askerlerinden kurtarıldı.

“TÜRK CUMHURİYETİ’NİN ÖLÜMSÜZ YAŞAYIŞI BURADA TAÇLANDIRILDI”

Büyük Önder Atatürk, Büyük Zafer'den 2 yıl sonra, 30 Ağustos 1924'te, Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı'nın temel atma törenine katılmak üzere Zafertepe Çalköy'e geldi.

Törene katılanlara iki yıl öncesini hatırlatan Atatürk, Büyük Zafer'i şu cümlelerle anlattı:

"Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son parçası olan 30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, çok parlak zaferlerle doludur ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir adım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbellidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, Cumhuriyet'imizin ölümsüz koruyucularıdır. Türk ulusu burada kazandığı zaferle, açığa vurduğu gücü ve istemiyle, bu belli gerçeği bir kere daha tarihin bağrına çelik kalemle koymuş bulunuyor."

İlk kez 1926'da Zafer Bayramı olarak kutlanmaya başlanan 30 Ağustos, her yıl yurt geneli ve KKTC'de çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Cumhuriyet



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Bakan Tunç yıl yıl konkordato sayılarını açıkladı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamasına göre 2024 yılında şu ana kadar açılan 585 açılan konkordato talebinin 335’i reddedilirken, 44’ü kabul edildi. Tunç ayrıca yıllara göre talep edil...

Ayşenur Ezgi Eygi son yolculuğuna uğurlanıyor

İsrail askerleri tarafından öldürülen Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi memleketi Didim'de toprağa veriliyor. Aydın'ın Didim ilçesindeki akrabalarını 21 gün önce ziyaret ettikten sonra Fili...


CHP, TBMM'de ''Çocuk Hakkı İzleme Komisyonu'' kurulması için kanun teklifi verdi

CHP, TBMM bünyesinde ''Çocuk Hakkı İzleme Komisyonu'' kurulması için kanun teklifi verdi. Teklifin gerekçesinde “TBMM’de çocuk haklarının geliştirilmesi, çocukların korunması alanında pro...

FETÖ'ye yönelik 'Kıskaç-27' operasyonu: 39 gözaltı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı, İstihbarat Başkanlığı ve KOM Başkanlığı koordinesinde, il emniyet ...


Narin'in babası: Misafirdim, gözaltında değil

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın babası serbest bırakılmasının ardından açıklama yaptı. Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra can...

Narin'in mezarındaki gelinliği kaldırdı, önlük ve çanta bıraktı

Türkiye'nin kahrolduğu vahşi cinayete kurban giden 8 yaşındaki Narin Güran'ın tabutu ve mezarına gelinlik konulması tepki çekmişti. Küçük çocuğun mezarındaki gelinlik bir vatandaş tarafın...


İBB Meclisi son noktayı koydu: 'Cemevleri ibadethanedir'

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun her fırsatta dile getirdiği “Cemevleri ibadethanedir. Nokta” sözü, İBB meclisinin aldığı kararla resmileşti. İBB Meclisinin onayıyla mayıs ayında kurulan Di...

Cumartesi Anneleri’nin Davası Yine Ertelendi

Kayıplarının akıbetini sormak amacıyla 700. haftalarında bir araya geldikleri Galatasaray Meydanı’ndan gözaltına alınan ve haklarında dava açılan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın davası b...


Diyanet'in Cuma Hutbesinde 'Narin' Vurgusu

Diyanet İşleri Başkanlığı, cuma hutbesinde Diyarbakır’da vahşice katledilen 8 yaşındaki Narin Güran’a dikkat çekti. Hutbede, çocukların katledilmesini önlemek için İslam’ın barış ve adale...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Bülent Ersoy'dan İdil Bilgen yorumu: Şabaniye gibi

Bülent Ersoy, Miss Turkey 2024'te birinci seçilen İdil Bilgen hakkında dikkat çeken bir yorumda bulundu. Mıss Turkey 2024 güzeli seçilen İdil Birgen, sosyal medyada gündem olurken genç k...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sepsis farkındalığı hayat kurtarıyor...

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Müberra Hraloğlu, sepsis hakkında önemli uyarılarda bulundu. Dr. Hraloğlu, sepsisin sinsi ve hızlı ilerleyen bir hastalık olduğunu belirterek, "Sağlıklı görünen bir insan, kısa bir sürede hayati tehlikeyle karşı karşıya kalabilir" dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR