Yukarı
411296

İmamoğlu'nun yargılandığı davada bilimsel mütaala sunuldu: "AYM'ye gönderilmeli"

10 Eylül 2024 12:42

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında hapis cezası verilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatları, istinaf aşamasındaki dosyaya bilimsel mütalaa sundu. Söz konusu mütalaada, TCK’nın 125 3-a maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülerek, bu hükmün iptali istemiyle dosyanın Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) götürülmesi gerektiği savunuldu. 

"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI ÜZERİNDE ETKİ DOĞURMAKTA"

Mütalaada, TCK'nın 125'inci maddesinin ''alelade bir ceza normu olmadığı'' vurgulandı ve ''Anayasa’daki ifade özgürlüğü hakkı üzerinde etki doğurmaktadır. Bu bakımdan yasama organının suç ve ceza politikasına ilişkin marjının daraldığı bir alan söz konusudur. Bu alanda Anayasa'ya aykırılık iddiası 'ciddi' niteliktedir'' tespitine yer verildi.

HAPİS CEZASI VE SİYASİ YASAK KARARI VERİLMİŞTİ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, 4 Kasım 2019 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, YSK üyelerine hakaret ettiği iddiası ile açılan davada, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi, 14 Aralık 2022'de İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı vermişti.

İSTİNAF AŞAMASINDAKİ DOSYAYA MÜTALAA SUNULDU

İmamoğlu’nun avukatları tarafından istinaf aşamasındaki dava dosyasına "Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesinde Kamu Görevlilerine Hakaret Suçu için Öngörülen Ceza ve Güvenlik Tedbirleinin Anayasa’daki İfade ve Siyasal Özgürlüklerle Normlara Aykırı Olduğu Hakkında" başlıklı bir bilimsel mütalaa sunuldu.

"AYM'YE GÖTÜRÜLMELİ"

İmamoğlu’nun avukatları bu mütalaaya istinaden istinaf mahkemesinden İmamoğlu’nun mahkum olduğu TCK’nın 125 3-a maddesinin Anayasa’ya aykırılığını ileri sürererek, bu hükmün iptali istemiyle AYM’ye götürülmesini istedi.

İstinaf mahkemesi söz konusu Anayasa’ya aykırılık iddiasını ''ciddi'' bulursa, söz konusu maddeyi itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne iptali istemiyle götürebilecek. Bu durumda dava dosyası, AYM’den gelecek karara kadar bekletilmek zorunda.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Adem Sözüer ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Tolga Şirin tarafından hazırlanan bilimsel mütalaada Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesinin, “yetkili bir mahkeme” olarak gördüğü davada, TCK md. 125/3-a ve fıkra 5 hükmü ''davada uygulanacak norm'' niteliğine haiz olduğu ve bu normun Anayasa’ya aykırılığı taraflarca ileri sürüldüğünde mahkemenin görevinin, hükmün Anayasa’ya aykırı olup olmadığına dönük kanaat oluşturmak değil; bu iddianın ''ciddi'' olup olmadığını değerlendirmek olduğuna dikkat çekildi.

Söz konusu davanın Anayasa Mahkemesi’nce incelenmesi gerektiği kaydedilen mütalaada, buna gerekçe olarak Türkiye’nin üyesi olduğu Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi kaynaklarının, TCK md. 125/3-1 hükmünün değiştirilmesi ve/veya tamamen kaldırılması yönünde görüşü olduğu ve uluslararası hukuka uymamanın da Anayasa’ya da aykırı olacağı vurgulandı.

TCK md. 125/3-1 hükmünün benzerlerinin bulunduğu ülke sayısının azınlıkta kaldığı belirtilen mütalaada, Türkiye ile ortak kültürel ve tarihsel bağları olan Avrupa devletlerinin içinde böyle bir hükme neredeyse hiç rastlanmadığı ifade edildi. Rastlananlarda ise konunun anayasa mahkemelerine taşınarak iptal edildiği kaydedildi. TCK md. 125/3-a ve f. 5 hükmünün Anayasa’daki ifade özgürlüğü hakkı üzerinde etki doğurduğu ve bu yüzden de yasama organının suç ve ceza politikasına ilişkin marjının daraldığı bir alanın olduğu ifade edildi. Mütalaada, şöyle denildi:

''AYM, bir ceza normunun konması ve yaptırım ağırlığını belirleme konusunda yasama organına geniş bir takdir alanı bıraksa da bu cezanın bir temel hakka etki ettiği bağlamlarda daha sıkı bir ölçülülük değerlendirmesi yapmakta ve daha az müdahaleci yöntemler mevcut olduğunda iptal kararı vermektedir.  Somut olayda TCK md. 125/3-a ve f. 5 hükmü alelade bir ceza normu değildir, Anayasa’daki ifade özgürlüğü hakkı üzerinde etki doğurmaktadır. Bu bakımdan yasama organının suç ve ceza politikasına ilişkin marjının daraldığı bir alan söz konusudur. Bu alanda Anayasa'ya aykırılık iddiası 'ciddi' niteliktedir.

"TUTARSIZLIK VAR"

AYM’nin kamu görevlilerine dönük içtihadı 'kamu görevlilerinin gördükleri işlev nedeniyle daha fazla eleştiriye katlanmak durumunda oldukları ve bu kişilere yönelik eleştiri sınırlarının çok daha geniş olduğu' yönündedir. Bu içtihat karşısında kamu görevlilerine dönük sert eleştirinin (politik ve kamusal davalarda hakaretin sınırları çoğu kez gridir) daha ağır ceza
tehdidi altında bırakılmasında tutarsızlık vardır. Bu tutarsızlık ve mantıki sonuç, iddianın ciddiliği için dikkate değerdir.''

Tüm bu gerekçeler ışığında mütalaada, sonuç olarak şu tespit yapıldı:

"Sonuç itibarıyla ciddilik iddiası tutarlı bir mantıki argümantasyonun yanı sıra atıf yapılan kaynakların ciddiliğine dayanılarak sınanabilir. İşbu raporda uluslararası kaynaklar, karşılaştırmalı hukuk verileri, AYM içtihatları ve bunlardan hareketle akademik bir kaynak olarak kişisel kanaatimiz TCK md. 125/3-a ve fıkra 5 hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin iddianın 'ciddi' olduğu yönündedir. Böylesi bir durumda yapılması gereken şey, dosyayı AYM'ye göndermek ve AYM'nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakmaktır."

"ŞEREF VE HAYSİYETLER YÖNÜNDEN İNSANLAR ARASINDA BİR HİYERARŞİ YOK"

Mütalaada, hocalar ayrıca dokuz maddelik kişisel görüşlerine de yer verdiler. Özetle, şeref ve haysiyetler yönünden insanlar arasında bir hiyerarşi olmadığı ve genel hakaret suçu varken, daha baştan kişi kategorileri arasında ayrım yapılmasında sorun olduğu; kamu görevlilerinin eleştiriye açık olmaları gerektiği kaydeddildi. Mütalaada, hakaret ile ifade özgürlüğü arasındaki ilişkide sınırların nereden çizildiğinin çoğu kez belirsiz olduğu vurgulanırken, "Bu belirsizlik bağlamında daha baştan devlet otoritesini daha çok koruyan tutum, kişilerin üzerinde oto-sansüre, korkuya veya caydırıcı etkiye neden olabilir" denildi.

"HAKKANİYETSİZLİK VE EŞİTSİZLİK"

Hakaret suçu için gereken davranışın "söz"den ibaret olduğu ve hiçbir sözün kişinin özgürlüğünden mahrum kalmasına yol açacak hapis cezasını gerektiremeyeceği ifade edilen mütalaada, bunun kategorik olarak ölçüsüzlük yarattığı belirtildi. Anayasa'daki ''eşitlik'' ilkesine de değinilen mütalaada, "Güçlünün, kendisine dönük eleştirilerden ötürü daha ağır ceza hükümleriyle korunmasında hakkaniyetsizlik ve eşitsizlik sorunu olduğu açıktır" değerlendirilmesi yapıldı.

Sözcü



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Deprem uzmanı o fay hattını işaret etti: Yedi üzeri deprem üretebilir

Hatay'da 6 Şubat 2023'teki depremlerin Ölü Deniz Fay Zonu'na etkileri üzerine bilim insanlarınca saha araştırması yapılıyor... Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belir...

Mahkemeden Barbaros Şansal kararı: Hakarete ceza verilmedi

Kayseri'de modacı Barbaros Şansal'a (65), sosyal medyadan hakaret ettiği iddiasıyla Adem Ç.'nin (30), 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılandığı davada karar çıktı....


MHP'den HÜDA PAR'a sert yanıt

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, Anayasa'nın ilk dört maddesine yönelik tartışmalara tepki gösterdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, X hesabından, HÜDA PAR Genel Ba...

FETÖ'nün emniyet yapılanmasına yönelik operasyon: 29 gözaltı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamaya göre, Terör Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmalar kapsamında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün, Emniyet Genel Müdürlüğ...


Kayseri'de keçe fabrikasında yangın

Kayseri'de bir keçe fabrikasında çıkan yangına müdahale ediliyor. Kayseri Organize Sanayi Bölgesi 18. Cadde'de bulunan keçe fabrikasında henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. İhbar ü...

Dilan Polat’tan yeni paylaşım: Sesimi çok duymak isteyen olmuş

Kara para aklamadan yargılanan sosyal medya fenomeninde yeni paylaşım geldi. Polat, "Sesimi çok duymak isteyenler olmuş.Mesajlarınız için, binlerce mesajlar" dedi. Kara para aklama ve ver...


Narin Güran cinayetinde 'akşam namazı' çelişkisi

Diyarbakır’da Kuran Kursu'ndan dönerken kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cesedi 19 gün sonra dere yatağında bulundu. Cinayetle ilgili 300'e yakın kişinin ifadesi alındı ancak katil hâl...

CHP’den yayın yasakları için önerge

CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, medya kuruluşlarına getirilen yayın yasaklarının, erişim engellemelerinin ve içerik çıkarmaların araştırılması için TBMM Başkanlığı’na önerge ...


Babacan, Fatih Erbakan’ı ziyaret edecek

Ali Babacan, 17 Eylül 2024 Salı günü saat 14.00’te Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’a ziyarette bulunacak. Babacan geçtiğimiz hafta katıldığı bir televizyon programında, ...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Simge Sağın'a sahnede önce çiçek sonra telefon atıldı

Şarkıcı Simge Sağın, Gaziantep konserinde şarkılarını seslendirirken sahneye önce çiçek ardından cep telefonu atıldı. Ünlü şarkıcı, seyircileri uyarmak zorunda kaldı. Gaziantep'te konser ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Covid'in yeni XEC varyantı hakkında neler biliniyor?

Bilim insanlarına göre, yakında baskın tip haline gelebilecek yeni bir Covid varyantı yayılmaya başladı. Haziran ayında Almanya'da tespit edilen XEC varyantı, sosyal paylaşım platformu X'teki kullanıcıların söylediklerine göre İngiltere, ABD, Danimarka ve başka birkaç ülkede daha görüldü.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR