Bu son şansımız…

   On beş yıldır izledikleri rövanşist politikalarla herkesi birbirine düşürdüler. Bunlar yetmez gibi yaptıkları yalan dolan ve yanlış işleri yasal güvence altına almanın gayretine giriştiler. 

   Toplumsal beklentilere göre değil kendi geleceklerine dair bir referandumu kalkıp ülkeye dayattılar. Şimdi bu ucube maddeleri kendi lehlerinde sandıktan geçirmeye çalışıyorlar. Ve bunun için Devletin her türlü imkanını, acımasız ve arsız biçimde kendileri için seferber etmiş durumdalar.

   Öncelikle evet oyu verenler şunu iyi bilmelidir ki, hayır çıkarsa kendileri için hiçbir şey değişmeyecektir. Yine herkes birlik ve beraberlik içerisinde yaşamına devam edecektir. Üstelik şimdiye kadar “istikrar var” diyenler de zaten kendileri değil miydi? Ne değişti de tekrar istikrar vurgusu yapılmaya başlandı?!

   Yok eğer bu referandumdan evet çıkarsa, hiç kimse sittin sene ne huzurdan ne de istikrardan bahsedebilir. Bunun en büyük nedenini, tek başına on beş yıldır gerginlik üzerine yürütülen politikalardan yeterince anlıyoruz. 

   Kendileri bu geçen süreyi her ne kadar istikrarlı olarak değerlendirseler de, gerçeğin tam tersi olduğunu hepimiz yaşadık ve gördük. Şunu iyi biliyoruz ki, içeride ve dışarıda istikrarsızlığın en büyük nedeni kötü yönetimle ilgilidir. O yüzden bu ülkenin hayrına olan. referandumdan hayır’ın çıkmasıdır.

   Geçen süre içerisinde yapılan onca şaibeli işin hesabını veremeyen bir anlayışın, evet çıkması halinde bir daha değil hesap verebilmesi ağzını açan herkese hesap sorabilecek bir yetkiye sahip olacakları unutulmasın. Çünkü yapılmak istenen de tam da budur. Yani ülkenin geleceğini değil, bir kişiye verilecek yetkileri oyladığımız aşikârdır.

   Bu son şansımız!

   Ya bu ülkede Laiklik, Cumhuriyet, Demokrasi ve Özgürlükler için hayır diyeceğiz. Ya da sonu belli olmayan bir yere doğru evrileceğiz. Eğer aynı gemideysek, bunun ceremesini sadece hayırcılar değil, hep birlikte yaşayacağız gerçeğini de hiç kimse unutmasın.