Tunç Soyer, Ecevit ve Kılıçdaroğlu’nu hiç mi örnek almadı…

   Biliyorsunuz bir süredir İzmir’de bir “Şato” tartışmasıdır sürüp gidiyor. Soyer’in mülkiyeti Büyükşehir Belediyesine ait olan, kamuya ait ve kamuya açık olan tarihi Şato Restoran’ı kendisi için özel mesken olarak kullanmak istemesi bu tartışmaların odak noktası oldu. Peki, doğru bir hareket mi?

   Bana göre çok yanlış bir hareket. Dediğim gibi orası tarihi olduğu kadar İzmir’in özel yapılarından birisi. Ayrıca kamuya açık bir yer. Yıllardır İzmir’e gelen resmi ve özel konukların uğrak yeri olan bir yer. Bakın bu olaya İzmir’in tarihini iyi bilenler de tepkili.

   İzmirli tarihçi yazar Yaşar Aksoy “Şato Restoran'ın Belediye Başkanı veya kim olursa olsun, bir yöneticinin, kişinin özel mekanı olarak kullanılması yanlıştır. Burada sergiler, toplantılar, müzik buluşmaları yapılmalı, önündeki alanın çay-kafe bahçeleriyle yaşayan bir mekan olarak tarihi değeri korunmalıdır.” değerlendirmesinde bulunuyor.

   İzmir’in bilinen simge isimlerinden Sancar Maruflu ise “Burasının Başkanın evi olarak kullanılması yanlış. Orası onur evi veya müze olmalı” diye görüş belirtiyor.

   Son olarak CHP İzmir eski İl Başkanı Kemal Karataş’ta, Soyer’i ağır eleştiren isimlerden birisi oldu. Soyer’in bu Şato sevdasından vazgeçmesi gerektiğini ve oradan elini ayağını çekmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Ayrıca bu hareketinden dolayı Karataş’ın oldukça sert eleştirilerinin hedefi haline gelmiş durumda Soyer.

   İlk satırlarda söylediğim gibi, bana göre de çok yanlış bir hareket Soyer’in yaptığı. Orası yine eskisi gibi Halkın kullanımına bırakılmalı. Söz Halktan açılmışken, hele hele Halkçılıktan bahsedip, Halktan kopuk biçimde Şatolarda yaşamaya kalkışması da zaten ayrıca bir çelişki oluşturuyor. Oysa 100 metrekarelik bir dairede oturan rahmetli Ecevit’in yaşam biçimi hiç mi örnek olmadı. Onu da geçtik, şu anki Lideri Kılıçdaroğlu’nun mütevazi yaşamı hiç mi dikkatini çekmedi?

   Halkçı insan topluma model olmalı. Sayın Soyer’in şatafat düşkünlüğü algısı oluşturan bu inadından vazgeçmesi kendisi için de doğrusu olur. Aksi halde Halkçı değil, lüks ve Şato düşkünü bir Başkan olarak hafızalarda yer edinmiş olur. Benden söylemesi..

   Ek Bilgi: Çok önceden atıl durumda olan Şato, Yüksel Çakmur döneminde meclis kararıyla, kamuya açık olması gereken bir yerin tekrar kamunun kullanımına sokulması için restore edilmişti. Uzun yıllar uygun fiyatlarla İzmir Halkı buradan yararlandı. Şato'nun Kocaoğlu döneminde "Başkanlık Konutu"na çevrildiğine dair bilgiler de var. Bir önceki Başkan Aziz Kocaoğlu'nun yaptığı işlem elbette yanlış, çünkü tam olarak kamunun hizmetine sokulmalıydı. Tıpkı Çakmur'un yaptığı gibi. Ancak şu da var ki Kocaoğlu Soyer gibi burayı kendi konutu da yapmadı.  Dediğim gibi, doğru olan Kamuya ait bir yerin Kamunun kullanımına bırakılmasıdır..

   Not: Karşıyaka Belediye Başkanı sn Cemil Tugay, Piriştina’nın vefat ettiği konut olduğu iddia edilen yerin tahsisinden, toplumun hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak vazgeçtiğini açıkladı. Kendisini kutluyoruz..