Yukarı
29

Emre Eş

Başlayan Her Şey Biter!

11 Aralık, 2017

    Başlamış olan ne varsa, bitmeye yüz tutmuştur aslında!

   Bu yüzden henüz başlamamış olan, yarım da kalmayacak olandır. Daha az acıtacaktır, daha az sızlatacaktır.

   Armutlu'da bir oda, bir salon evimin dış kapısı gri bir hayata açılırdı... Her sabah umutla uyanır, kapıdan çıktığımda iliklerime kadar karamsarlığa kapılırdım.

   O sokak, üstüne sinmiş fakirliği, aşkı, merhameti, kültürü ve memleketi göğüs kafesinde barındırırdı her daim... Yetim çocukların başlarını göğsüne yaslardı. Bu yüzden çökük ve yitikti asfaltı!

   "Buralarda ölüm çok farklı algılanıyor. Buralarda insanlar ölüme bir son gibi bakmıyorlar. Buralarda hiçbir şey kesintiye uğramıyor. Hayat, ölüm ve çocukluk, her şey kesintisiz bir biçimde, aynı büyülü nehre akıyor. Her şey bir çember çiziyor sanki. Ölenler, yeniden doğuyor… Yeniden doğanlar, ölmeye başlıyor… Hayat ölüme, ölüm hayata karışıyor…"

   Diyen adamı da o sokakta tanıdım. Çokça oturup kahvehanede demsiz, tatsız, acı çay içmiştik... Çok şey öğrendim o adamdan, çok şey götürdü o sokak benden!

   Gözümün önünde 35 kilo kalıp, can veren Zeynep'i mi anlatayım, yoksa Zişan'ın kundurası delinmiş, yüreği paramça edilmiş, cebinde beş kuruşu olmayan yaşama küstürülmüş babasını mı?

   Yoksa, oğlu hapishanede öldürülmüş olan ama o buna asla inanmayan ve evinde sürekli oğlunun eşyalarını yıkayıp, onun sevdiği yemekleri yaparak, "günün birinde gelirse aç kalmasın" diyen Zehra Anne'nin bir hayali beklemesini mi?

   "Kendiniz ve başkası hakkında endişelenmeniz için bir şekilde acıyı yaşamış olmanız, acı çekmenin ne olduğunu bilmeniz gerekir. Böylelikle incindiğinizde, incinmenin ne olduğunu anlarsınız. Çünkü acının ne olduğunu anlamazsanız, acının olmadığı bir hayatı da anlamaz ve öyle bir hayat için şükredemezsiniz" diyor Polonyalı Yönetmen Kieslowski.

   Ben onların acılarını, acım eylediğim günden beri yaşama daha bir hoyrat, ölüme daha bir tutsak bakıyorum. Ben yaşama ne verdim ki, ne bekliyorum!

   Tekrar yapıyorum, ne zaman unutmaya yaklaşsam vicdanım hatırlatıyor. Unutmak da asla istemiyorum. Başlıyor, bitiyor gibi duruyor ama hiçbir şey unutulmuyor! Her bitiş, hatırlamanın başlangıcı olarak karşımıza çıkıyor. Ve aklımıza değil, vicdanımızı bağdaş kuruyor.

   "Ve hayatta kalacak olanlarla ölecek olanlar birbirlerine öyle yoğun bir sevgiyle sarılıyorlar ki işte o anda hayatla ölüm arasındaki o kesintisiz akışı görüyorum. Hayat, ölümü alnından öpüyor… Ölüm, hem gururlu, hem baş eğmez, hem de küçük bir çocuk gibi utangaç ve masum…"

   Okuduğunu umarak Cezmi Ersöz(Ağabey), sana kucak dolusu selamlar iletiyorum...



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Tuvana Türkay hastanelik oldu

Oyuncu Tuvana Türkay hastane odasından fotoğraf paylaşarak takipçilerini sağlıkları konusunda uyardı. 'Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi' adlı dizide oynayan Tuvana Türkay hastaneye kaldırıl...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Bilimsel araştırma: Aspirinin kolon kanserini nasıl önlediği belirlendi

Her gün aspirin kullanmanın kolon kanserini önlediği biliniyor ancak nedeni şu ana kadar belirsizdi. Yeni bir çalışma, artık aspirinin kolon kanserine karşı nasıl etki ettiğinin anlaşıldığını ortaya koyuyor. Cancer dergisinde 22 Nisan'da yayınlanan bulgulara göre, aspirinin vücudun kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisini artırdığı görülüyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR