Bu kavga ''Kayıkçı'' kavgası değil

   Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, geçtiğimiz günlerde kendi yaptığı anlaşmayı bozup, pazaryerlerini pazarcılara veremedi. Oysa verebilmek için Akıl Hocası Fersan İşbitiren’in hazırladığı başkanlık önergesini son anda meclise getirip, oylatıp meclisten geçirmişti.

   Üstelik Grup toplantısında bu tür bir önergenin yasal olmayacağı uyarısına karşın. Önerge geçti ama daha sonrasında bunun uygulanması halinde doğabilecek sıkıntıyı göze alamadı Dr. Başkan…

   Bugünlerde gözünü Aziz Başkan’ın koltuğuna diken, bu kadar polis operasyonu ve baskı sürecinde Aziz Başkan’ının yanında yer alacağına gidecekmiş muamelesi yapan Hakan Başkan, Konak’taki orkestrayı yönetemezken nasıl Büyükşehir’i yönetecek merak ediyorum.

   Hukuk Komisyonu ne dedi?

   Konak ve  Pazarcılar Odası ile işbirliği yapıp, pazarları odanın işletmesine veriyor. Bu anlaşma 31 Aralık’ta sona erdi. 1 Ocak 2012 tarihinde ise Resmi Gazete’de yayınlanan 5957 Sayılı Kanun (Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Dieğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun)  ile görev devrinin yapılması mümkün değil. Daha Açık anlatımıyla pazarların işletilmesini belediyeler başka bir kuruma devredemiyor.

   Konak Belediyesi Hukuk Komisyonu Başkanı olan Avukat Mehmet Ali Büyükkayıkçı’nın imzasını da taşıyan bu raporun son bölümünde “ Belediyeler yetki ve görevlerini başkasına devredemez, Pazaryeri’nde yapılacak tahsis işlemi Meclis’in yetkisi içerisinde olup Belediye Encümen’inin görev ve yetkisi içerisinde olduğundan Meclisçe bir karar alınmasına yer olmadığına 5957 sayılı kanunun ilgili maddelere doğrultusunda tahsis ücretlerinin belirlenmesi meclisin yetkisinde olduğundan bu konuda başkanlıktan önerge geldiğinde meclisçe değerlendirilebileceğine oy birliği ile karar verildi” deniliyor.

   Bu komisyonun diğer üyelerinin de çok tanınmış avukatlar ve siyasetçiler olduğunu da hatırlatayım. Kerem Ali Sürekli, Mehmet Türkbay, Nimet Haytabay ve Kadir Çakar bu komisyonda görev yapıyor.

   Kriz büyüdü

   Bu karara karşı çıkan Ali Büyükkayıkçı Parti Disiplin Kurulu’na gönderilmek istendi.  Büyükkayıkçı Disiplin Kurulu’na kendisi de gitmek istedi. Ancak, ne olduysa bir gün sonra Büyük Doktor Başkan Tartan, bu karırını uygulamayacağını açıkladı. Kilislerde ise Tartan’ın Fersan İşbitiren’e bu önergeyi meclise sunması konusunda verdiği bilgilerin aldatıcı olmasından dolayı “Bana gol attırdın” dediği konuşuluyor. 

   Konak’ta anlaşılacağı gibi bir Ali Büyükkayıkçı’nın bir kayıkçı kavgası yok. Bir hukuk kavgası var. Bunun ilerideki günlerdeki hangi noktalara gideceğini de bilemem. Ancak ben Doktor Başkan için iyi sinyaller almıyorum.

   Buluşalım Kordon’da…

   Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Milletvekili M. Ali Susam’ın ünlü buluşma yemeğinin yankıları sürüyor. Bu konudaki değerlendirmelerin bazı kesimleri sinirlendiriyor biliyorum.

   Bu yazının ardından kiminle konuştuysam, yapılan “Bir kısım medya” tanıklı barışmanın olayı tartıştırmamak için yapıldığı açık. Çünkü söylenen sözlerin ağırlığı ortada.

   Anlayacağınız iki testi birbirine çarpınca biri kırılırsa, diğeri de çatlıyor ve su sızdırmaya başlıyor.

   Bana göre iki testi çarpıştı ve biri kırıldı, diğeri ise çatladı.

   Lüks restoranlarda yenilecek yemeklerin sonunda hayır çıkmıyor.

   Büyükşehir bürokrasisinden bazı üst yöneticilerin tercih ettiği lüks restoranlardaki buluşmalar gibi.

   Bana göre bu özrün ve kabul etmenin hiçbir değeri yok. Varın siz başka türlü düşünün. Ama benim gibi düşünen CHP’liler ve yurttaşların ne kadar çok olduğunu ben biliyorum. Siz de kendinizi kandırmayın.

  Tacettin Bayır’ın yanındayım

   Başbakan Erdoğan CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır’ı savcılığa şikayet etmiş.

   Ne için?

   Seçim sürecinde söylediği sözlerden dolayı.

   Peki ne demiş Sayın Bayır;

   Erdoğan’ın “Ağızları var konuşmuyor… Gözleri var görmüyor… Bunlar tabudur… Bunlar yıkılmalı” açıklamasına gönderme yaparak “Atatürk’e, ilke ve inkılaplarına uzanan elleri kırarız” demiş Sayın Bayır…

   Yani doğrudan hedef alma yok. Hakarette yok.

   Bu olay ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Çünkü Tacettin Bayır bir siyasi partinin temsilcisi ve seçim havasının yaşandığı bir süreç içerisinde bu sözler söylemiştir.

   Sayın Başbakan’ın seçim meydanlarında rakiplerine karşı sarf ettiği sözlerin yanında Bayır’ın söyledikleri hiç kalır.

   Örnekleri vermeye kalkışsak buna sayfalar yetmez.

   Sayın Bayır kendisi hakkında yaptığım eleştirilerden dolayı her ne kadar da hakkımda savcılıklara koşup şikayetlerde bulunsa da, ben onun Başbakan’a karşı yaptığı eleştirinin, yani ifade özgürlüğünün sonuna kadar yanındayım.

   Olması gereken de budur…

   Geçmiş olsun

   Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı önceki gün başarılı bir ameliyat geçirdi. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.

   Özlü söz :

   İfade özgürlüğünü, yasalar tek başına garanti edemez. Herkesin kendi düşüncesini, cezalandırma olmaksızın açıklayabilmesi için toplumda hoşgörü mevcut olmalıdır. (Albert Einstein)