Gidek, Gelek, Dönek…

   Okudunuz mu bilmiyorum ama, bir de ben hatırlatayım.

   CHP’nin tanınmış isimlerinden 25 yıllık partili ve aynı zamanda Sosyalist gelenekten geldiği bilinen Azad Fazla, partisinden istifa ederek AK Parti’ye kayıt yaptırmış.

   Yani bir güzelce hidayete ermiş.

   Bilenler bilir Azad uzun bir süre DİSK’in de Ege Bölge Temsilciliğini yapan bir isim.

   Azad Fazla’nın gerekçesi de çok ilginç; Parti İçi Demokrasi kurallarının işlemediği…

   Biz de yedik…

   Bir gerekçe bu kadar komik olabilir mi?

   Ne yani, tek tip parti olan ve lider sultası altında sıkışıp kalan, AKP’de mi parti içi demokrasi varmış?

   Ayrıca Parti içerisinde elbette sorunlar vardır ve olacaktır, ama bunu kaçarak değl kalarak çözersiniz. Üstelik Azat Fazla kaçmanın da ötesinde bir yol izleyerek, 25 ya da 30 yıllık "Solculuk" kimliğini de çöpe atar bir pozisyona düşmüştür.

   İnsanoğlu bu şaşar, beşer. O yüzden hatırlatmakta fayda var;

   AKP Amasya Milletvekili Hamza Albayrak, Ankara Milletvekili Zeki Özcan, Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran, Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan, Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzol, Şanlıurfa Milletvekili Çağla Aktemur, İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, Trabzon, Tokat, Konya İl Başkanları ve Yardımcıları, İzmir Gençlik Kolları, Erciş Gençlik Kolları vs, vs…

   Yazmaya kalksam sayfalar yetmez. Bunların AKP’den istifa gerekçeleri nedir biliyor musunuz?

   Parti İçi Demokrasi sorunu…

   Azad Fazla CHP’den AKP’ye geçerken ne diyor; Parti İçi Demokrasi yoktu…

   Bari gerekçeni sağlam hazırla be adam :)

   Bundan anladığım şudur;

   Azad CHP’ye Fazla gelmiş olacak ki, AKP’ye açılım yapmayı uygun bulmuş ve Muhafaza “kâr” olanlar sınıfına adımını atmıştır.

   Ne diyelim, kendisine hayırlı işler, bol kazançlar diliyoruz.

   Yakında bir de Hacca gider, Hacı Azad olur çıkar yurdum sokaklarına.

   Bakın ben Azad Fazla’ya bir şey demiyorum. Kişisel hür iradesini, tıpkı Militanlıktan Paldır-Küldür Bakanlığına oturan ve adı “Dönek”e çıkan, Ertuğrul Günay gibi AKP’ye geçerek kullanmıştır.

   Yanlış anlaşılmasın. Ben Azad Fazla’ya böyle bir terim de kullanmıyorum ve kullanmam da, çünkü kendi tercihidir. Siyaset Literatüründe bu tür atraksiyonlara ne denir diye sorarsanız, onun da takdirini siz sevgili okura bırakırım.

   Mesela;

   Fırıldak Kubi, Ertuğrul Günay, Mehmet Metiner, Hasan Kaçan gibi isimler “Dönek”lik furyasında sembol olmuş isimlerdir.

   Oldu olacak şimdi siz benden, Dönek nedir diye tarifte istersiniz?

   Emriniz olur;

   TDK sözlükte "kanı ve düşüncesini sık sık değiştiren, sözüne güvenilmeyen, kaypak" olarak tanımı vardır.

   Siyasal anlamda ise "çıkarları söz konusu olduğunda bir dönem sahip olduğu ve uğruna mücadele verdiği ideolojiye fırsat buldukça küfreden, geçmişinde nasıl yanlış yaptığını ispat etmek için her türlü taklayı atabilen kişi" olarak tanımlanır.

   Ege’de ise “dönek” bir güvercin cinsidir. Özellikle iyi “takla” atan güvercinlere bu isim verilir.

   Haydi bir de Ege şivesiyle açılım yapalım; Gidek, Gelek, Dönek…

   Ve bu yazıyı Ozan Pir Sultan Abdal’ın sözleriyle de bitirelim;

   Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan…

   Koyun beni hak aşkına yanayım
   Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
   Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım
   Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

   Benim pirim gayet ulu kişidir
   Yediler ulusu, kırklar eşidir
   On iki imamın server başıdır
   Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

   Kadılar müftüler fetva yazarsa
   İşte kemend, işte boynum asarsa
   İşte hançer, işte kellem keserse
   Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

   Ulu mahşer günü olur divan kurulur
   Suçlu, suçsuz gelir orada dirilir
   Piri olmayanlar anda bilinir
   Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

   Pir Sultan'ım arşa çıkar ünümüz
   O da bizim ulumuzdur pirimiz
   Hakka teslim olsun garip canımız
   Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

   Sevgiyle kalın…