Kobani için sessiz kalma!

   ABD’nin “karıştır barıştır” politikasının eseri olan ve AKP Hükümetinin katkılarıyla palazlanan cinayet şebekesi IŞİD’in Ortadoğu Coğrafyasındaki vahşeti Alevilerden sonra şimdi de Kürtlerin kapısına dayandı.

   Günlerdir birçoğumuzun gözü ve kulağı “insanlık adına” Kobani’de. IŞİD denilen vahşet çetesinin cinayetlerinin sadece Kürtlerle sınırlı olmadığını yaklaşık bir yıldan bu yana görüyor ve canlı canlı izliyoruz.

   İlk cinayetlerine "Nusayri" diyerek Alevileri katletmekle başlayan bu şeytanların, kendileri dışındaki herkesi düşman olarak gördüğü gerçeğine yeterince tanık olduk. Ve şimdi bu gayri insani varlıklar hemen burnumuzun dibindeki Kobani’ye, kardeş Kürt Halkına saldırıyor.

   Kobani düşmesin!

   Eğer Kobani düşerse orada çoluk çocuk, kadın ve yaşlı gözetilmeksizin bir vahşet yaşanacağı şimdiden bilinsin. Bu saldırılarda beni en çok hayrete düşüren ise kendisine sol, sosyalist ve devrimci diyen bazıların bu zulme karşı ortak sessizlikleri oldu.

   Oysa ki sol kültür hiçbir cinayeti desteklemez ve sessiz kalamaz. Aksi halde yarın aynı felaketin kendi kapısına geleceği gerçeğini iyi bilir. Öte yandan yanıbaşımız cehennem, kan ve göz yaşı içindeyken, AKP'nin baskısıyla Ülkenin en ciddi(!) gazeteleri ve haber portallarının vaziyeti "Kapatın gidin daha iyi" dedirten durumda..

   Bizlere düşen empati yapmak ve Gezi sürecinde belleklerimize kazınan bu fotoğrafı hatırlayarak bugün yaşananların önemini anlamaktır..

   Türkler ve Kürtlerin yüzlerce yıllara varan ortak değerlerinde “biz kardeşiz” söylemi öylesine değil zor günler için söylenmiştir. Tıpkı Malazgirt, Kıbrıs, Yemen, Kore ve Çanakkale’de omuz omuza verilen mücadele ve dayanışma da olduğu gibi. Kobani olaylarıyla birlikte bugünlerde Ülkemizde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, aslolan nefret söylemlerini bir kenara itmek ve herşeye inat "Biz kardeşiz" diyebilmektir.

   Sözün özü:

   Yine sıkıntılı bir süreç ve sınavdan geçiyoruz. Kimsenin yüzünü yerden kaldıramayacağı günler yaşıyor ve yaşayabiliriz, bugün hiçbirimiz burnumuzun ucundaki vahşete çıtımızı çıkaramıyorsak yarın söyleyecek sözümüz kalmamış demektir. Unutulmamalı ki Denizlerin söylediği “Yaşasın Türk ve Kürt Halkının Kardeşliği” bugünler içindi.