Polis Devletinden hukuk çıkar mı?

   Ethem Sarısülük ile ilgili yargılama sürecinin bir benzerini Ali İsmail Korkmaz davasında yaşadık. Bir insanın nasıl katledildiğine noktasına virgülüne varıncaya kadar tanık olduk. Ulu orta herkesin gözünün önünde bir cinayet işlendi ve biz bu cinayeti gördük ama mahkeme görmedi. Görmek istemedi.

   Ali İsmail’i katleden katiller hakkında “yüce mahkeme” heyeti kasten değil ölüme sebebiyet vermekten hüküm verdi. Üstelik 10 yıl. Yani 1/3 bölümünü infaza saydığınızda yaklaşık 6 yıl civarında bir cezalandırma şekli ortaya çıkmış oldu. Ne ceza ama?

   Oysaki biz gazetecilere açılan basın davaları bile 3 yıldan başlarken, uluorta cinayet işleyenler 6 yıl gibi bir cezayla yatıp çıkabiliyor.  Ya da Cumhurbaşkanına hakaretten 5 yıl hapis cezası verilebildiği bir ülke de, kasten cinayete 6 yıl hapis cezası verilebiliyor. Sonra da yargıya güvenin deniyor. Yersen..

   Türkiye’nin artık bir “polis devleti” olduğunu bilmeyen duymayan yok. Ki bunun en belirgin kanıtı cinayet işleyen, işkence yapan, insan hakları kurallarını hiçe sayan çok sayıda polis hakkında cezalandırmaya gidilmediğidir.

   AKP Hükümetinin suç işleyen polisleri bir parti mensubu gibi kolladığı ve cesaretlendirdiği, yargının da buna çanak tuttuğu hepimiz tarafından bilinen bir gerçektir.

   İşlenen cinayetlerde Polise “Emri ben verdim” diyen bir davanın tahrikçisi ve azmettiricisi olmakla itham edilen  Cumhurbaşkanı ve demoklesin kılıcı gibi yargının başına çöreklenen de aynı Cumhurbaşkanı olursa, o mahkemeden adalet çıkar mı?!

   Tıpkı Ethem, Abdullah, Berkin Elvan ve Ali İsmail davasından çıkmadığı gibi…

   İleri demokrasi safsatasıyla AKP Hükümetinin 13 yıldır bu ülkenin vicdanlı ve demokrasi yanlısı yurttaşlarına kan kusturduğu gerçeği var. Bu zihniyet bugün her ne kadar erki elinde tutsa da, yarın hesap vermeyeceği anlamına gelmez. Kendi suçlarını örtbas etmek adına çiğnenen hukuk kuralları elbet gün gelir tekrar usulüne uygun işler. Ve tarifsiz acılar çeken gözü yaşlı anaların yüreği de huzura kavuşur.

   Sözün özü

   Ali İsmail Korkmaz’a tekme vuran katilleri destekleyen karara imzasını atan o mahkeme heyeti, son tekmeyi de kendisi vurmuştur. O tekmelerin hesabı “gerçek hukuk” nezdinde elbet sorulacaktır. Unutulmasın ki; Ali İsmail bu ülkenin tarihinde bir “yiğit” olarak, karar vericiler ise bir “utanç abidesi” olarak anılacaktır. Ve onların çocukları da bu utancın taşıyıcısı olacaklardır.