Benim Derdim Halk Düşmanlarıyla !

   Urla Balıklıova’da “Hak ve Hukuk” mücadelesi veren ve çoğunluğu CHP seçmeni olduğuna inandığım, ilerici, yurtsever insanlara destek verdik. Onların yıllardır kirasını ödeyerek yaşadıkları minnacık evlerini Danıştay Kararı’nı beklemeden Jandarma yardımıyla yıkan ve bunu marifet gibi ortaya koyan Urla Belediye Başkanı’na da sorduk: Erdoğan’ın yakın arkadaşına ait yıkımı Danıştay tarafından onaylanmış Urla Konakları, yanı sıra 7 bin yıkım kararı olan yapı varken neden Balıklıova’daki evleri Danıştay’dan nihai kararı gelmeden yıktınız.

   Üstelik yıkım kararları kesinleşen ve yargı süreci biten yapılar da var. Üstüne bir de Başkan Uyar’ın “Şu anda bende değil dediği işletmesi de” bulunuyor.

   Benim dile getirdiğim konular açık ve net. Birileri Türkçe özürlü ise bunu bilemem. Çok yalın ve sade biçimde Urla Balıklıova’daki meseleyi ortaya koydum.

   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bu konuda partisini temsil eden belediye başkanından haklı ve yasal bir isteği oldu.  Kılıçdaroğlu Başkan Uyar’a “Yargı kararlarının sonlanmasını bekle” dedi. Ama Uyar bu isteği dinlemedi.

   Ankara’da Yaşanacakların Sorumlusu Uyar’dır…

   Şimdi Balıklıova sakinleri Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin önüne gidecekler ve çadır kuracaklar. Melih Gökçek’in diline kadar düşen olayda Gökçek, “Sevgili KK… Bu ailelere çadır vs yardım etsem, suç duyurusunda bulunur musun?  diye tweet attı.

   Bu mesajının altına da evsiz kalan 74 aileyle ilgili haberi paylaştı.

   Ülkede bunca sıkıntı varken CHP Genel Başkanı’nın maalesef uğraştığı iki konudan birisi Atatürk posteri meselesi, bir diğeri ise Balıklıova konusu.

   Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar kendisini aday yapmak konusunda en yetkili olan Genel Başkanı’nın canını sıkacak her türlü olayın bundan sonraki sorumlusudur.

   Bu gerçeği kimse değiştirme şansına sahip değil.

   Belediye dergisi üzerinden rant sağlamak için, Gazetecilik ile Tüccarlık arasında sıkışanların vereceği akıl Sibel Uyar’ı kurtarmayacaktır. Uyar’ı kurtaracak olan CHP’nin açıkladığı gibi “Halkın yanında” olmaktır.

   Benim buradan söyleyeceklerim kısa ve net?

   Sibel Uyar’a “Neden yıktın” derken, yıkamazsın demiyoruz. Dediğimiz çok açık.. Bir kez daha söyleyeyim de ticaret ile meslek arasında sıkışmış ve bugünlerde goygoyculuk yapan embesiller iyi anlasın… “Danıştay kararından sonra yıkmak çok mu zor geldi. Yoksa yöre sakinlerinin iddia ettiği gibi birilerine aceleden peşkeş mi çekilecek bu alan…”

   Altıok’tan beklenen açıklama geldi

   CHP’de Aylin Nazlıaka’nın parti kulislerinde dile getirdiği iddia edilen “Bir Milletvekilimizin odasında Atatürk posteri çöp kutusunun yanına konuldu” açıklaması üzerine “Kim bu Milletvekili?” diye kriz çıkmıştı.

   Yandaş medyanın ve parti içerisindeki bazı eski ve yeni Vekillerin gayretiyle bu vekilin Zeynep Altıok olduğu öne sürülmüştü.

   Daha önce bir gazeteciye konuyla ilgili cevap veren Altıok sistemli saldırıların ardından “O kişi ben değilim. Atatürk'e bağlılığım sorgulanamaz. Atatürk portresi ve ben buradayım. Buyrun gelin recm edip rahatlayın! Ve siyasetin önünü açın..”  diye çok net ve sert yeni bir açıklama yaptı. Kendisi açısından bu konuya da nokta koydu.

   Şimdi sıra bu olayın nasıl geliştiğini öğrenmeye kaldı…