Mutsuz ve İftiracı Olmak...

   Bu yazı için öncelikle kamuoyundan özür diliyorum.  Ancak, yanıt vermemem halinde devletin verdiği kart nedeniyle kendisini gazeteci zanneden “Gazetecilik ile tüccarlık arasında sıkışan Mutlu Tuncer’in” yalanlarına inananlar olabilir diye bazı konuları yazmak zorundayım.

   Mutlu Tuncer ile yollarımız yazı yazdığı Dokuz Eylül Gazetesi’nde bir yazısına sansür getirilmesinin ardından kesişti. Sansürlenen yazısı dahil, gazetemizde 122 köşe yazısı kaleme aldı. Bunların çok çok büyük bir bölümü PKK aleyhine yazılar olmasına rağmen, asla sansür görmedi, rahat rahat yazdı. Görüşlerini sitemizden okurlarımızla paylaştı.

   Ancak, hiç kimsenin olamayacağı derecede faşist bir zihniyet gütmeye başladığında konuyu tartıştık. Çünkü Mutlu Tuncer, PKK’yı bırakıp tümüyle Kürt halkına hakaret etmeye başladı. Bunu yaptığında da kendisine “Nefret Dili” kullandığı eleştirisini yaptım. Bunun üzerine Tuncer, yazmayacağını ve köşesinin kaldırılmasını talep etti. Ve bu nedenle yollarımızı ayırdık.

   Balıklıova’da Yaşananları Savunmak

   Mutlu Tuncer, Ege’nin Sesi’nde Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar hakkında çok ağır ithamlarda bulundu. Sahibi olduğu Urla Postası gazetesinde de Balıklıova’da geçmişte o garibanları savundu.

   Ancak gel gelelim Tuncer, öylesine bir dönüş yaptı ki, Balıklıova’da gariban insanların evlerini başına yıkan Sibel Uyar’ın bir numaralı savunucusu oldu. Bu dönüşün nedenlerini Urlalılar biliyor. Kıvırma konusunda büyük bir üstad olmuş belli.

   Gazetemizde Balıklıova halkının savunmaya devam ettiğimiz için bizi eleştirmeye başladı. Bize “Sözde gazeteciler” deme cüretinde bulundu. Bu da yetmedi, Datça’da sonradan kitaplaştırdığım ve çoğu lehimde sonuçlanan bazılarını da zorlama kararlarla kaybettiğim davalarım oldu. Ama bu davalarımın tümü gazetecilik faaliyetlerim nedeniyle açıldı. Kendisine armağan ettiğim bir kitabımdan aldığı fotoğrafı yayınlarken, bir de benim “PKK destekçisi olduğum gibi ahlaksızca bir yalanı” ortaya atıyor.

   Benim Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı eleştirdiğim bir yazımdan dolayı açılan davayı “Devlet düşmanı PKK’lı” yaftasına dönüştürmeye çalışıyor. Ben bu davadan da aklandım. Çünkü, derin devletin içerisinden Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yapılan kirli işleri eleştirmiştim. Bugün de olsa yine aynı eleştiriyi getiririm.

   Ancak,Mutlu Tuncer sürekli nefret diliyle yaşayan ‘Mutsuz Bir Tuncer’ olduğu için yalancılığını da ağır iftiralarla süsleyip, Sibel Uyar’a başta olmak üzere birilerine yaranmaya çalışıyor.

   Mutlu Tuncer’in belediye ile olan ticari ilişkisini bilmem. Ancak, bir dergi çıkardığı söyleniyor. Tuncer bu ticari ilişkisini doğrularken, gazetecilerin bu işleri yapmasının daha iyi olacağını söylüyor. Tuncer’in Urla Belediyesi ile olan ilişkisini sevimli hale getirmek için kullandığı kelimeler ise gerçekten göz yaşartıcı…

  “Dün Dündür, Bugün Bugündür” felsefisiyle yaşıyor bu “Mutsuz” adam… Önüne gelene rest çekiyor, hakaret ediyor, yalan yazıyor.

   Sevgili okurlarım.. Benim tüm gazetecilik yaşamım, hakkımda açılan davalar, nedenleri bir kitapta toplandı. Yaşadıklarımla ilgili bana destek veren gazetecileri saymakla bitiremem. Davalarımı yüzlerce ulusal düzeyde gazeteci izledi. Hasan Cemal, Can Dündar, Derya Sazak, Melih Aşık, Yalçın Bayer, Oral Çalışlar, Umur Talu, rahmetli Duygu Asena, Celal Başlangıç gibi birçok değerli kalem yazı yazdı. Benimle ilgili bilinmeyen, karanlıkta kalan ve sonuçlanmamış bir dava yok. Bu nedenle kimsenin ne söylediğine bakmam.

   Hele hele Mutlu Tuncer gibi “insanın yüzüne gülen ancak işine gelmediğinde de en büyük iftiraları atmaktan çekinmeyen” birisinin sözleri beni hiç acıtmaz.

   Bir daha yazıyorum. Benim mücadelem Balıklıova sakinlerinin hak hukuk mücadelesi için. Bunu yapmaya da devam edeceğim. Yeter ki, doğru olduğunu bileyim. Bunun ötesi teferruattır…