AKP’nin İGC’yi ele geçirme operasyonu mu?

   Baştan söyleyeyim uzun yıllardır ÇGD (Çağdaş Gazeteciler Dermeği) üyesiyim. Bu derneğin üyesi olduğum için çok mutluyum. Ve oldum olası Gazeteci Cemiyetlerine de hep soğuk bakmışımdır. Sevgili pederim de gazeteci olduğu için çocukluktan aklımda kalmıştır. Cemiyetler Otoritenin ve Bürokrasinin arka bahçesidir diye.

   Ama hakkını yemeyelim, 14 yıllık AKP döneminde İGC’nin yeri de apayrıdır. Zaman zaman yönetim kademesini eleştirmiş olsam da, çözülmeyen ve Hükümete yandaş olmayan cemiyetlerden birisidir. Şimdi bu Cemiyette garip işler dönüyor.

   Yönetim Kurulu üyesi 6 kişi geçtiğimiz gün iki ana gerekçeyi kapsayan bir bildiri yayınlayarak Genel Kurul talebinde bulundu.

   Birinci gerekçe, Cemiyetin bünyesinde bulunan 9 Eylül Gazetesinin zarar etmesi ve Cemiyete olan borcunu ödeyememesi. Bir diğer gerekçe ise, Gazetenin genel yayın Yönetmeni Murat Attila’nın hem İGC Başkan Yardımcılığı, hem de gazetede Genel Yayın Yönetmeni olarak çalışması.

   Bu gerekçeler bana çokta inandırıcı gelmedi.

   Birinci gerekçeyi ele alırsak, bu yönetim kurulu üyeleri mevcut Başkan Misket Dikmen’in listesinden seçilirken mali tabloyu zaten biliyorlardı ki kabul ettiler bu durumu. Ayrıca henüz yeni olan gazetenin gelirlerinde bir düzelme olduğuna dair açıklamalarda var.

   İkinci gerekçeye gelince.

   Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Murat Attila aynı zamanda yönetim kuruluna da seçilmiş bir üye. Geçtiğimiz yıl yapılan Genel Kurul sonrası şuan bayrak açan bu Yöneticiler tarafından aynı zamanda ikinci başkanlığa oy birliği ile seçilen de kişidir. Yani o gün gazetenin başında yine Attila vardı. Ama her nedense o gün bu konu sorun yapılmamıştı?

   Her iki gerekçenin de içi ve altı boş. Bahane olarak ortaya atılmış gibi geliyor.

   O halde gerçek sorun nedir?

   Bu konuda Cemiyet üyeleri içerisinde hiçte güzel şeyler konuşulmuyor. Allı şanlı bir AKP’li Müteahhitin Cemiyet üzerinden egemenlik kurma çabaları olduğuna dair iddialar var. Ve sözüm ona bu “İsyancı” grubun içerisinde bulunan bazı isimlerin bu Müteahhitle “ticari ilişki” içerisine girdiği ve bu hamlenin Cemiyeti ele geçirme operasyonu olduğu yönünde.

   Bir diğer soru AKP’nin teşkilat olarak bu operasyonun neresinde olduğu?

   Edindiğim bilgilere göre kıyısında köşesinde olmadığı…

   Mesela “AKP İzmir İl Başkanının bu konuya bir dahli söz konusu olabilir mi?” diye sormadan da edemiyorum…

   İşin bir başka boyutu, Murat Attila'nın söz konusu Müteahhitin şirketi hakkında yazılar yazması ve çatışmanın asıl buradan başladığı. Attila'nın ve beraberinde Serdar Öztürk'ün gazeteden el çektirilmesi gerektiğine dair uğraş verildiği bilgileri de var.

   Dediğim gibi bu iddialar Cemiyet Üyeleri arasında sıkça dile getiriliyor. Bu yönetici arkadaşların yapması gereken o Cemiyet Üyelerini ikna etmesi. Dediğim gibi gazetecilik adına hiçte hoş şeyler konuşulmuyor.

   Şimdi önümüzde yeni bir Genel Kurul var. Bakalım o güne kadar daha neler konuşulur veya neler ortaya çıkar. Bekleyelim görelim…