İl Başkanı samimi ve cesur olmalı…

   İzmir CHP’de Alaattin Yüksel’in partiyi bırakıp kaçmasından sonra göreve getirilen Asuman Ali Güven’in çeşitli platformlarda yaptığı açıklamaları izliyorum. Kısa sürede onun da düzene uyduğu anlaşılıyor.  Açıklamalarında çelişkiler var, samimi davranmıyor.

   Örneğin, İzmir’de 8 ilçenin nasıl kaybedildiğine değiniyor ve o 8 ilçeyi tekrar geri alacaklarını söylüyor. Bir diğer yandan da bu 8 ilçenin kaybedilmesinin baş aktörü olan Aziz Kocaoğlu’nu önümüzdeki seçimlerde tekrar aday gösterme yanlışına düşüyor.

   Başkan ayrıca “kongreye gerek yok” diyerek, parti içerisinde olası bir seçimi, demokrasi kültürüne aykırı biçimde engellemeye çalışıyor. Oysa bunun kararını şahıslar değil partililer vermeli.

   Sayın İl Başkanına naçizane birkaç öneride bulunmak elzem oldu.

   Öncelikle bu kayıp 8 ilçenin özeleştirisini dahi vermekten kaçınan sığ bir anlayışı koruyup kollamaya çalışmak, şu saatten sonra CHP’ye ivme değil puan kaybettirir. Çünkü bu partinin tabanı yıllardır bu anlayışın hatalarının ceremesini çekiyor. Eğer farklı bir İl Başkanlığı yapmak istiyorsa, partililere umut verecek yeni bir şeyler de söylemeli. Aksi durumda Alaattin Yüksel’in gitmesinin bir şeyleri değiştirmediği, yine aynı düzenin devam ettiği sonucu çıkar.

   İl Başkanının bir başka gerçeklerden uzak açıklaması da, Büyükşehir Belediyesinde FETÖ’cü yok demesidir. Yıllardır yazıyorum. Bu konuda çok uzaklara gitmeye gerek yok. Kocaoğlu’nun ilişkilerine ve arkadaş çevresine bakıldığında bu açıklamanın içi boş bir açıklama olduğu aşikârdır.

   İl Başkanı samimi, gerçekçi ve farklı olmalı. Daha önceleri söyledim, CHP’nin İzmir’de tulum çıkarmaması için hiçbir engel yok. Tek engel partiyi özümsememiş olan, örgütü takmayan ve çıkar siyaseti yapmaktan dolayı kentin sorunlarına eğilemeyen Kocaoğlu ve ekibidir.

   Bunu üst kademedekiler dile getirmekten kaçınsa da, sokak ve örgüt içerisinde bu gerçekler yeterince dile getiriliyor. Artık devir birilerine yaranma devri değil. Ülkenin, Kentin gerçeklerine çözüm üretme devridir. Bunun yolu da başarısız olanlara prim vermek değil, gerçek anlamda örgüte emek verenlerin söz sahibi olmasıdır. CHP’yi "parayı pulu öncelikli gören" tüccarlar değil, artık solcular temsil etmeli. Söylemde başka uygulamada başka olanlara artık fırsat verilmemeli. Çünkü kaybedecek zaman kalmadı.

   Umuyorum Sayın İl Başkanı bu eleştirilerden bir ders çıkarır ve yol yakınken modası geçmiş politikalardan uzak durur.

   Sevgili Tarık Akan’ı kaybetmenin üzüntüsünü derinden yaşadık. Ruhu şad olsun…