Ege Üniversitesi'nde “At izi it izi” değil, Faşizm var…

   Bir süre önce Ege Üniversitesi’nde gerçekleşen rektör seçimlerinde Prof. Dr. Yeşim Kirazlı 382 oyla ilk sırada yer almıştı. Demokratik kurallar içerisinde tecelli eden sandık iradesi, ne yazık ki Cumhurbaşkanı tarafından dikkate alınmamıştı. Dördüncü sırada olan ve 232 oy alan Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun göreve atanmıştı.

   Yani Cumhurbaşkanı tarafından sıkça ve övgüyle bahsedilen Seçmen iradesi hiçe sayılmış, demokratik teamüllerin yerini antidemokratik bir uygulama almıştı. Şimdi seçimle değil atama ile işbaşına getirilen o Rektör’ün yönettiği Üniversiteden feryatlar yükselmeye başladı.

   Üniversitede birileri kendisi gibi düşünmeyenlere karşı partizanca uygulamalar içerisine girmiş durumda. Çok sayıda fakülte dekanının yeri, hukuka aykırı biçimde baskı ve zorlamayla değiştirilmek isteniyor. Yasalarda açık biçimde istifa tek taraflı bir irade beyanıdır denilse de, dekan ve üst düzey yöneticiler “Mafyavari” yöntemlerle istifaya zorlanıyor.

   Atama ile koltuğa oturmayı içine sindiren Rektör efendiden ise şu ana kadar çıt çıkmış değil. Görüştüğüm akademisyenler bu işlerin Rektör’ün bilgisi dahili dışında yapılmasının imkansız olduğuna vurgu yapıyor.

   Acı olan bir başka olay, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde 20 yıldır fakülte sekreterliği görevi yapan Muhammet Zeki Erdem’in kalp krizinden vefat etmesi. Bu talihsiz kişinin de istifaya zorlandığına dair iddialar var.

   Öyle anlaşılıyor ki, Ege Üniversitesinde Bilim değil Rövanşist uygulamalar öne çıkmış durumda. AKP İktidarının FETÖ darbe girişiminden sonra vaat ettiği “Yaşananlardan ders çıkaracağız” sözlerinin, içi boş ve günü kurtarmaya yönelik sözlerden ibaret olduğu ortaya çıkıyor. Ege Üniversitesinde yaşananlar, FETÖ ile mücadele kapsamı içerisine Atatürkçü akademisyenlerin de sokulduğunu bize gösteriyor.

   Ayrıca bu kapsam dahilinde, OHAL kararnamesinin çıkartılmasıyla birlikte “at izinin iti izine” karıştırılması gibi bir bahanenin öne sürülemeyeceği olayların yaşandığına şahit oluyoruz Ege Üniversitesinde. İyi biliyoruz ki; Demokrasi ve hukuk egemenliğinin üstün olduğu ülkelerde, bu gibi uygulamalara Faşizm denir.

   Aynı zamanda bu üniversitede Profesörlük yapan CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ve diğer İzmirli CHP, MHP ve AKP’li Milletvekillerinin, oldukça vahim bir hal alan bu iddialarla ilgili acilen bir araştırma yapmaları gerekiyor. Bu talep çeşitli akademisyenler tarafından da dile getiriliyor. Umuyorum biran önce gereken önem gösterilir.

   Üniversiteyle ilgili gelişmelerin takipçisi olacağız. Rektörün bu iddialara ilişkin bir yanıt vermesini de beklediğimizi ayrıca belirtelim.