Yukarı
2

Fecri Polat

Sarhoş Atlar Dindar Bakanlar Zamanı!

15 Nisan, 2013

 

   Aslında amacım bir süre İzmir tarihi ile ilgili yazılar yazmaktı. Fakat postunun kalınlığından ötürü ancak derisinden ayakkabı yapılacak adamların başımızda olması ve üstelik bakan sıfatsızlığıyla iğrenç davranışlar sergilemesi o kadar zoruma gitti ki yazamadan duramadım…

   Üstelik daha önce izlediğim bir filmi de tekrar izledikten sonra…

   “Sarhoş Atlar Zamanı/Dema Hespên Serxweş”; Bahman Gobadi'nin 2000 yılında yönetmenliğini yaptığı Kürtçe/Persçe bir film. 

   İzlememiş olup, filmin adinin nereden geldiğini merak edenlere:

   Tek gelir kaynağı mayınlara basıp canlarından olmak pahasına kaçakçılık yapmak olan insanların, bu is için kullandıkları atları buz gibi havada çalıştırabilmek için buldukları yöntemden geliyor; atların içtiği suya, ısınsınlar, hareketlensinler diye viski katıyorlar. 

   Viskiyi koyan kişinin elinin ayarı kaçınca atlar sarhoş oluyor haliyle, bunun sonucunda da filmin en etkileyici ve trajik (tuzu kuru kalbi taş zat-ı muhteremlerden değilseniz tabi) sahnelerinden birini izliyoruz...

   İran, Irak, Türkiye sınırında yaşan Kürt bir ailenin dramı anlatılır. Anne ve babasının ölümünden sonra Ayoup, engelli ağabeyi Madi'nin tedavisi için katır sırtında İran'a yük taşımaya başlar. Bu sırada ablası kardeşi Madi ile ilgilenmektedir. Çetin kış şartlarında İran - Irak sınırında çeşitli işler yapar. Birgün soğuktan donmamaları için yük taşımacılığında kullanılan atlara viski içirdiklerini görür. Fakat yük taşıyan insanlar soğuktan çalışamamaktadırlar. Ardından Ayoup daha fazla para kazanabilmek adına kardeşi Emine ile birlikte kaçakçılığa başlarlar. Savaşın enkazları, halkın yoksulluğu sahne sahne gözler önüne serilir. Savaşın izlerinde, yaşanan gerçek bir hikâyedir. Filmde atlara gösterilen özen, insanlara gösterilmez.

   Madi'nin tedavisi için para kazanamayan Ayoup'un ablası, kendinden yaşça büyük bir Iraklı ile Madi'nin tedavisi karşılığında evlenmeyi kabul eder. İran sınırından Irak sınırına at üstünde Madi ile birlikte gider. Fakat Irak'ta Ayoup'un eline bir katır tutuşturularak Madi ile birlikte İran'a gönderilir…

   İşte bu son sahneyi izlerken bir bakanın kendisinden yardım isteyen kanser hastası bir kızın cebine para sıkıştırarak, hayasızca, “dikkat et düşürme, orada epeyce para var” deyişine benzettim. TOKİ’nin başındayken yorulup! Bakan olduğunda “çok yorulduğunu bakanlık sırasında dinleneceğini” söyleyen bu şahsı muhterem, genç bir kızın gurunu kırdıktan sonra da camiye gidip namaz kılıyor. “Bir elin verdiğini diğer el görmesin” diyen bir İslamiyet’in camisine gidip ne yaptı ki acaba…

   Allah’a havamı attı. “Bak gördün mü, dışarıda muhtaç birine bir tomar para verdim.”!!!

   Yazıklar olsun ki bu insanı bakan yapan zihniyete… umarım bu şahıs utanır da kendisi görevinden ayrılır diyeceğim de…

   Yüz deri, deri yüzsüz ve de sağlam….

   Şu güzel sözlerle bitirmek gerekiyor sanırım:

   “Mey biter saki kalır.

    Her renk solar haki kalır.

    İlim insanın cehlini alsa da,

    hamurunda varsa eşeklik; baki kalır.” Fuzuli



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Aleyna Tilki: Ben iyi bir insanım

Aleyna Tilki, önceki akşam The Peninsula İstanbul’da düzenlenen TikTok Creator Awards töreninde sahneye çıktı. Öncesinde basın mensuplarıyla bir araya gelen genç şarkıcı, “Bekleyenim” kli...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Çocuğunuzda duruş bozukluğu var mı?

Celaleddin Bildik, ‘’Ağır okul çantaları, uzun saatler bilgisayar veya akıllı telefonla geçirilen zaman çocukların omurga sağlığı için büyük bir tehdit’’ dedi ve ebeveynlere erken önlem almaları için önerilerde bulundu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR