Okuyucu ile Nalbantoğlu Üzerine Empati
30 Ekim, 2010
Bir okuyucum "Aciz Bey" adlı yazıma şöyle bir yorum yapmış:
“Sinan bey yazınızı okurken çok irkildim. Daha kibar bir dil kullanın. Kavga eder gibi yazmayın.” diyerek yapıcı bir eleştiri göndermiş tarafıma.
Kendisine teşekkür ediyorum.
Şimdi okuyucumla empati kurmaya çalışalım.
Mesela kaleme alacağım bu yazı, CHP İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ile ilgili.
Gelin bunu birlikte irdeleyelim ve kağıda dökelim.
İl Başkanı Nalbantoğlu, egede sonsöz’den sevgili Onur Çakır’a konuşmuş.
Ne demiş?
“CHP’nin oyu yüzde 8 arttı” demiş.
Devamla:
CHP referandum sonuçlarını sandık sandık analiz etti. İzmir’deki yüzde 63 ‘hayır’ın ne kadarının kendilerine ait olduğu araştırıldı. CHP’nin oylarında ez yüzde 8 artış olduğu belirlendi.
Açıklama aynen böyle.
Şimdi o günlere, yani referandumun hemen sonrasına dönelim.
Kim ne demiş?
Rıfat Nalbantoğlu: “Yüzde 65 hayır oranı İzmir açısından beklediğimizin altında olmasına karşın sevindiricidir”
Aziz Kocaoğlu: “Referandumda alınan yüzde 63'lük "hayır" oyunun CHP açısından İzmir için yeterli değil, bu yüzden de başarılı bulmuyorum”
Alaattin Yüksel: “İzmir’de yüzde 65 ‘hayır’ oyu başarı değil diye bir hedef konmuştu. Onu bile bulamadık. Türkiye genelinden bakınca İzmir iyi görünüyor ama şimdi 7’nci sıraya geriledik. Partinin başarısından da başarısızlığından da il yönetimi sorumludur.”
Kemal Karataş: "Bizim İl Başkanımız Rıfat Nalbantoğlu, önce yüzde 75 ölçü koymuştu. Sonra Genel Başkan ve Genel Sekreter'in mitinge gelmesiyle, 'İzmir için yüzde 70 bekliyoruz.' sözünü sarf etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, 'İzmir yüzde 65'in altına düşerse başarı sayılmaz.' demişti. Şimdi yüzde 63 alabildi."
Açıklamalar aynen böyle idi.
Şimdi bana “kibar dil kullan” diyen okuruma sormak isterim:
Yukarıdaki konuyu objektif bir biçimde ele aldığımızda bir “aldatmaca” ile karşı karşıya olduğumuz kanısı sizde oluşmuyor mu?
Çünkü, aynı partinin mensupları olan Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel ve Kemal Karataş bu durumu başarısız sayıyor, Rıfat Nalbantoğlu ise hem beklediğimizin altında diyor, hem de başarı sayıyor.
Garip bir çelişki değil mi?
Sayın Okur; bu durumda siz benim yerimde olsanız Sayın Nalbantoğlu’na:
“Sayın Nalbantoğlu lütfen ama lütfen yanlışınız var ve bu yanlışınızı düzeltiniz?” mi dersiniz.
Yoksa:
“Rıfat Başkan bizi aldatmaya devam ediyor. İstatistiksel açıdan CHP’nin İzmir’de aldığı başarısız sonuç kabak gibi ortada iken ve partinin çoğunluğu alınan bu sonucu başarısız olarak değerlendirirken, Nalbantoğlu bizi enayi yerine koymayı sürdürüyor” mu dersiniz?
Birinci cevap, öneride bulunan okurun istediği nitelikte.
İkincisi ise benim istediğim nitelikte.
Şunu da eklemeden geçemeyeceğim:
Sizin tarzınızın gidip karşılığını bulamayacağından bir o kadar da eminim.
Neden mi?
Çünkü İzmir’in ve İzmir’de siyaset yapanların “salla gitsin” durumuna gelmesine neden olan tarz, aynen sizin bana önerdiğinizdir.
Daha açık bir dille,
Günümüz de kullanılan siyaset dili ve uygulamaları, Çiçek, böcek, kelebek haberciliğinin ve yaklaşımının çok ötesindedir.
Siyasi sorumluluğu üzerine almış olanlar, sizinle oynuyor ve sizi aptal yerine koymaya çalışıyorsa, bu sizi harekete geçirir ve siz bu yapılana karşı eğilip, bükülmeden teşhisinizi “adam” gibi koyarsınız.
Şu an yapmaya çalıştığım budur.
Umarım beni anlamışsınızdır.
İşte bu nedenle:
İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’nun sözleri, artık bana içi boş ve samimiyetten uzak bir açıklama gibi geliyor.
Başından beri savunduğum:
Rıfat Başkan alınan sonuçla başarısızlığını tescil etmiştir. Başarısız olan siyasetçinin üzerine düşen en “ilkeli” davranış ise vakit geçirmeden istifa etmesidir…
NOTLARIM
NOT 1: 5 Kasım’da Deniz Baykal İzmir’e geliyor. Baykal, Canan Arıtman’ın oğlu Mehmet Arıtman’ın düğün törenine katılacak. Baykal için şu an yoğun biçimde karşılama töreni hazırlanıyor. Grubun başını ise her zamanki gibi vefalı adam Kemal Karataş çekiyor.
NOT 2: Gazeteciler listesini hazırlıyordum. Bu durumdan bazı gazeteci arkadaşlarım oldukça rahatsız olmuş. İsimlerinin çıkmaması için kaygı taşıdıkları bilgisini aldım. Ve kendimce bir karar aldım.
Hangi gazetecinin yakını hangi belediye de çalışıyorsa o gazetecinin o belediye ile ilgili, objektif biçimde, lehte ve aleyhte yapacağı haberleri bir süre gözetlemeyi sürdüreceğim.
Bakalım bir şey değişecek mi. Yoksa “arpalık” kaygısı ile dokunulması gerekenlere dokunulmayacak mı?
Sevgili okur; Bu konuda biraz süre istiyorum sizden. Doğruyu yapacağımdan da emin olun.
NOT 3: Bizim “Çürük Elmacı” işe sıkı girecek diye uyarmıştım. Evet ilk yazısı habercilik açısından oldukça başarılı bir çalışma oldu. Yukarıdaki satırlarda da anlattığım üzere “çiçek, böcek ve kelebek” haberciliği yapan arkadaşlarımız, reklâm kesilir kaygısıyla bu skandal haberi görmediler. Olsun, biz işimizi yapıyoruz, gerisi teferruat. Bu arada herkes bu çürük elmalarla uğraşan yazarımızı da merak etmeye başlamış. Şimdilik sır. Çünkü sırada çok sayıda “belgeli” skandal olacak yazıları var…
NOT 4: İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Ersu Hızır, şu sıralar bazı önemli ziyaretler gerçekleştiriyor, bazı Başkanlarla bir araya geliyor. Hızır’ın yakın zamanda göreve döneceği kesin gibi…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Nusret'ten Boğaz’da takipçilere özel çekim
Instagram’da 53 milyon takipçisi bulunan Nusret Gökçe, 3.5 milyon takipçili Amerikalı şef ve içerik üreticisi Nick Digiovanni ile birlikte önceki gün Emirgan sahiline geldi. Nusr-et yazıl...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!
Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.