Ters Köşe...

O günlere dönelim:
Deniz Baykal’a bir tuzak kurulmuş ve bu tuzak sonrası partili, partisiz herkes Baykal’ın içerisinde bulunduğu talihsiz durumun kaygısını taşırken, 53 Yıllık arkadaşlığı ile böbürlenen Önder Sav “İhanet”in yol haritasını hazırlamakla meşguldü.
Hatırlayınız,
Deniz Baykal'ın istifasından hemen sonra, manevi “torunu” Ümit Yaldız’a Röportaj veren Önder Dede, yaptığı ihanetin şekil ve şemasını gerile gerile anlatıyor ve şu teşhisi koymaktan geri kalmıyordu: Herkesi ters köşeye yatırdım!..
Oysa ki taaa o günlerde tarihin tekerrürden ibaret olduğunu yazmıştık. Yani gün gelir birileri de seni ters köşeye yatırır demiştik, doğal anlamda geri dönüşümü anlatmaya çalışmıştık.
Ve o gün geldi.
Önder Sav’ın 53 Yıllık arkadaşına attığı kazık, diğer bir bakışla ihanet, bugün kendisine yol, su elektrik  olarak geri döndü.
Bu geri dönüşüm elbette ki şekil olarak Önder Sav’ın kine benzemiyor. Çünkü Önder’in kazığı gerçek bir “dost kazığı” idi. Oysa Gandi’nin “ters köşe” hamlesi bir isyanın sonucudur.
Bu isyanın birikimini biraz açmaya çalışırsak.
Mesela,
Henüz yolun başında, örgütsel işlerde alınan kararlarda Gandi’ye çalım atmaya başlamıştı Önder Sav. En yakın örnek; İzmir eski İl Başkanı Ekrem Bulgun’un gidişinde, Kadın Kolları Başkanı, Gençlik Kolları Başkanı ve Ödemiş Gençlik Kolları Başkanının diz kalifiye edilmesinde Gandi değil, Sav karar verici olmuştur.
Yani buna benzer bir çok örnek var.
Olayın özü şudur;
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu “İhanetçi” olarak ilan edilen Önder Sav ile görevine devam etse idi, Kendisine halk tarafından biçilen Gandi yakıştırması Gandiciğe dönecekti.
Bunu ben değil halk partililer söylemeye başlamıştı.
Şimdi bu “ters köşe” hamlesine geri dönersek.
Kemal Kılıçdaroğlu bu "pek hayırlı" hamle ile birlikte CHP’ye ve bu ülkenin geleceğine katkı koymuştur. Daha önce de belirttiğim gibi; Önder Sav ve ekibi bu ülkenin hayrına hiçbir işin altına imza atmadıkları gibi, CHP’de bulunan "demokratik anlayışı" da ipotek altına almaya çalışmıştır.
Önceki yazımda da belirttiğim gibi; İdeolojik bakış açısı olmayanların, demokrasi arayışı, ya da kaygısı da yoktur...
Kurultay olayı
Bu durum CHP’yi Kurultaya götürecek gibi görünüyor.
Giderse ne olur?
Baykal-Kılıçdaroğlu ittifakı ile Önder Sav toptan silinir.
Çünkü, her ne kadar Önder Sav’ın “delege ağası” olduğu vurgulansa da, delegenin de Sav yapısından ve baskısından bıktığı su götürmez bir gerçektir.
Bu kavga başlamadan hemen önce Sav ekibinden birisiyle görüşmüştüm ve bana aynen şunu söylemişti:
“Ben bu yapının içerisinde olmama rağmen, yapılan işler midemi bulandırıyor. Bu durum böyle giderse CHP diye bir şey kalmayacak”
Olayın özeti budur…
NOTLARIM
NOT 1: Kemal Kılıçdaroğlu’nun attığı adımlara destek açıklamaları da gelmeye başladı. Dikkatimi çeken ise, bir süre önce Önderci olarak bilinenlerin Kılıçdaroğlu’na destek verdiklerini belirtmeleridir.
Bu durum bence iyi okunmalıdır.
Şu an Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verenlerin, Önder Sav’ın zayıflığından değil, bu yapının baskısından olduğu ve etrafa yılgınlık verdiği noktasını bence unutmamak lazım.
NOT 2: Deniz Baykal’ın vefalı dostu Savcı Sayan’ın tespitleri oldukça önemli.
Sayan çok önceden bugüne dair konuşmuştu;
“Parti de iki başlılık var ve bu durum CHP’de yakın zamanda kılıçların çekilmesine neden olacaktır…”
Bilindiği üzere bir MYK toplantısı sırasında Önder Sav için “CIA Ajanı” diyebilme yürekliliğini de göstermişti Savcı Sayan…