Rüzgar Gülü...
17 Kasım, 2010
İnanın artık midem kaldırmıyor.
Hani siyaset çok çetrefilli bir iştir, siyasetçinin dediklerine inanılmaz derlerdi ama bu kadarını da beklemiyordum.
Bir taraftan İlkeli ve omurgalı duruştan bahseden birisinin, diğer yandan bu kavramları ayaklar altına alması, CHP'nin neden güçlü bir birlikteliği sağlayamadığının kanıtıdır.
Rıfat Nalbantoğlu'ndan bahsediyorum.
Hani şu rüzgara göre; o'cu, bu'cu olan adamdan...
Soru şudur;
İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu'nun ilçe kongreleri ve il kongresinde Önder Sav'cı olduğuna ve ekibin etrafından ayrılmayıp birlikte hareket ettiğine, hepimiz tanık olmadık mı?
Cevap, elbette olduk.
Çünkü,
Kongrelerde o süreçleri hep birlite yaşadık.
Dahası, bu birlikteliği kanıtlar nitelikte elimizde yüzlerce fotoğraf ve sözler var.
Şimdi aynı Nalbantoğlu hiçbir dönemde hiç kimsenin adamı olmadığını söylemiş.
Nalbantoğlu, Egede Sonsöz'den sevgili Onur Çakır'a verdiği röportaj da
"Ben Baykalcı, Önder Sav'cı ve Kılıçdaroğlu cu değilim. Ben CHP'liyim" demiş?
Bilen bilir,
CHP'de Önder Sav hakimiyetinin var olduğu süreçlerde, yazdığım bir makale de "Emir Eri" olarak ilan etmiştim bu adamı.
Neden mi?
Çünkü Genel Merkezde Önder Sav hakimiyeti oluşur oluşmaz, kimsenin adamı olmadığını iddia eden Rıfat, İzmir'de Baykal'ı ziyarete gidenleri "antidemokratik" biçimde görevlerinden almıştı.
Kimler mi?
Gülşen Koşanoğlu, Derya Kuşdemir, Arif Çalışkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri...
Neden alındılar?
Çünkü EKİP öyle istemişti.
"Kimsenin adamı olmadım" diyen İl Başkanı Nalbantoğlu ne yapmıştı?
EKİP'in isteğini yerine getirmişti.
Yani iddia ettiği gibi "omurgalı" duruş gösterememişti.
Bu durumda Nalbantoğlu kimin adamı olmuş oluyor?
EKİP'in adamı...
EKİP kimdir?
Önder Sav'a bağlı birimdir...
Sonuç;
CHP İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu'nu şimdi de "Rüzgar Gülü" ilan ediyorum...
Taktığım bu sıfatın dayanağını da resimlerle belgeliyorum...
Ve ebette bu ağır eleştirimin nedeni de; İl Başkanının o'nun ya da bunun adamı olmasına değil; inkârcılığına, yaptığı manevraya, dik durmayaşıne ve insanları aptal yerine koymasınadır...
Yorum sizindir...
Rıfat Nalbantoğlu'ndan İnciler:
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Jennifer Lopez İstanbul ve Antalya'da konser verecek!
Son yıllarda özel hayatıyla gündemden düşmeyen Jennifer Lopez Türkiye'de müzikseverlerle buluşacak. Dünyaca ünlü pop yıldızı Jennifer Lopez, yeni dünya turnesi kapsamında Türkiye’ye geliy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Uzmanı uyardı: 50-60 yaş arasında daha sık görülüyor
Ani işitme kaybı, nedeni tam olarak belirlenemeyen ve üç günden daha kısa sürede gelişen, işitme testinde 30 desibel ve üzerinde (ardışık üç frekansta) kaybın tespit edildiği bir durumdur. Genellikle kulak çınlaması (tinnitus), uğultu gibi semptomlarla birlikte görülür. Nadiren baş dönmesi (vertigo) de eşlik edebilir. En sık 50-60 yaş aralığında görülmekte olup, erkek ve kadınlarda benzer sıklıkta rastlanmaktadır.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.