Ekseni Kayanlar-1

Gazeteci dostum Süleyman Gençel'in kaleme aldığı "Ekibin Tarihi" başlıklı yazı dizisi, İzmir ve Türkiye siyasetinde derin izler bıraktı.
Özellikle Ekibi tanımak isteyen partililer bu diziyi irdeleyerek sonuçlara gitmeye çalıştı.
Geçtiğimiz gün CHP Uzmanı gazeteci arkadaşım Barış Yarkadaş ile görüşürken, Ekibin tarihi adlı yazı dizisinin İstanbul Medyası tarafından da yakinen takip edildiğini öğrendim.
Süleyman Gençel'in kalemi harbiden de Ekibin eksenini kaydıran yazılara imza atmış oldu.
Eksen kayması demişken,
Türkiye siyasetinde bir eksen kayması furyası almış başını gidiyor. Öyle bir duruma gelndi ki, yaşanan her siyasi olayda "eksen kayması" sözcüğü haberlerin manşetlerini oluşturmaya başladı.
Oysa ki bu sözcük anlamlı bir sözcük ve içini doldurmak, katma değer vermek gerek.
İşte bu nedenle CHP'de parti içerisinden olayı ele alarak, bu "eksen kayması"nın altını doldurmak şart oldu.

Bunun için en güzel malzeme hiç şüphesiz, Önder Sav ve Ekibidir.
Mesela, Parti içerisinde yaşanan operasyonlar sonrası kimlerin "ekseni kaydı" sorusunu kendimize yönelterek ve Eski Genel Sekreter Önder Sav'dan başlayarak girelim bu yazı dizisine.
Bilindiği üzere, 53 yıllık kocaman bir sürecin sonunda en yakın arkadaşına "kazık" atan, ya da başka bir tabirle "ihanet" eden kişi olarak girdi belleğimize Önder Sav.
Bu şu demek.
Bu saatt itibariyle artık ağzıyla kuş tutsa yine de reset edemeyecektir bu konumunu.
Çünkü Türkiye siyasetinde en kalıcı unsur "vefa"dır.
Vefasızlık yapanları tarih almış bir köşeye atmıştır.
Deniz Baykal ile birlikte yürürken, genel başkanının arkasından çevireceği entrikalar için, alan açmaya çalışan Önder bey, kendisine bir EKİP oluşturmuş, bu Ekibin doğum yeri ise İzmir olmuştur.
Bire bir şahit olduğumuz organizasyonlarda CHP'de çift başlılığın argümanını sokağa taşıyan da yine EKİP olmuştur.
Öyle ki; Yapılan her takdimlerde Genel Başkan ve Genel Sekreter vurgusu bir arada yürütülüyor, güya Önder Sav'ın güçlü pozisyonu partililere bir "göz dağı" şeklinde sunuluyordu.
Ve süreç içerisinde bu atraksiyonların hangi düşünceyle yapıldığı da Deniz Baykal olayında dışa vurumunu gerçekleştirmiştir.
Ancak tarih tekerrürden ibaret olduğu için, Önder Sav'ın Baykal'a attığı "kazık" yer, su, elektrik modelinde olduğu gibi gelip kendisini bulmuştur.
Bu vesile ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı operasyon her yönüyle hayırlı ve partinin geleceğini kurtarmaya yönelik bir girişim olarak kabul görmüştür.
Yani ilk "Ekseni Kayan" Önder Sav olmuştur...

Abdurrezzak Erten...
CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu operasyonunun ardından yönetim kademesinde değişen dengeler, akıllara arşivdeki görüntüleri de getirmiştir.
Bu arşivleri irdelediğimizde Abdurrezzak Erten silüeti dikkatlerden kaçmayan bir isim olarak karşımızda durmaktadır.
Eski Genel Sekreter Önder Sav'ın 53 yıllık arkadaşı Deniz Baykal'a karşı yaptığı "ihanet" hareketi sonrasında, oluşan yönetimin en yetkili kişilerinden birisi de Sav Ekibinin İzmir Şefi olarak bilinen Abdurrezzak Erten olmuştur.
Önder Sav'ın ve hemen sonrasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir'e gerçekleştirdiği ziyaretlerde, Basın mensuplarına hep ön koltuklarda fotoğraf veren ve önümüzdeki genel seçimlerde birinci sıradan vekillik koltuğu dahi garanti olan Rezzak Erten'in hevesi kursağında kalmıştır.
Önder Sav'ın "kara kutusu" olarak ilgi ve alâka gören  Erten'ın hem Genel Sekreterlik koltuğu gitmiş, hem de 2011'de yapılacak olan Milletvekilliği adaylığının tehlikeye girdiği gerçeği ortaya çıkmıştır.
İkinci Ekseni Kayan kişi ise Sayın Erten olmuştur...
Bu duruma en çok kimler, hangi Başkanlar, hangi siyasiler sevinmiştir ve başka kimlerin "ekseni kaymıştır" sorusuna gelirsek?
Devamını "Ekseni Kayanlar" dizisinin ikinci bölümünde okuyacaksınız...