Çifte Tabancalı Arıtman

Son günlerin en çok tartışılan olayı Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya ile ilgili bir yazı kaleme almak artık farz oldu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret etmesinin ardından CHP içerisindeki sağ orjinli Canan Arıtman ile Şahin Mengü’nün açıklamaları devrimci kesimi rahatsız ettiği kadar beni de rahatsız etmiştir.
Üstelik bunu Yandaş Medya aracılığıyla yapmaları CHP tabanın da derin biçimde eleştirilere neden olmuştur.
Konuştuğum CHP’lilerin çoğunluğu, Parti içi muhalefet yapmanın da bir erdemi vardır diye hem Arıtman’ı hem de Şahin Mengü’yü ağır biçimde eleştirmektedir.
Yani bu yapılanın adına da, Yandaş medya aracılığıyla İktidar’ın değirmenine su taşıyorlar denilerek yorumlar getirilmektedir.
Bana göre de haklılar.
Çünkü Sayın Arıtman “ulusal” çizgiden sapmamak adına “ırkçı” bir çizgiye kaymış durumda. Şu an CHP içerisinde yapmaya çalıştığı muhalefeti, dönem içerisinde Büyükşehir Meclisi Üyesi olduğu ANAP’ta yapamamıştır.
Sayın Canan Arıtman’ın ANAP’ta “Papatyalı” dönemlerde bu kadar keskin olmadığı da iyi bilinir. Hatırlarsak Talabani ve Barzani ile en yakın temasa geçen liderlerden birisi Turgut Özal’dı. Turgut Özal ANAP’ın lideriydi. Canan Arıtman ise ANAP’ın göz bebeği Meclis üyelerinden birisi idi.
Madem söz konusu Ulusalcılık ise, bu duruş neden o günlerde de gösterilememiştir?
Neyse…
Sağcılar, Faşistler ya da Yobazlar bile Yılmaz Güney’e “katil” sözcüğü kullanmaktan sakınırken, Sosyal Demokrat partinin vekili olan Sayın Arıtman Yandaş Medya’yı yanına alarak hem Sol Devrimci Kültüre hem de CHP’nin değerlerine “ihanet” etmiştir.
Geçtiğimiz yıl Dolmabahçe’de düzenlenen bir resepsiyonda Başbakan Erdoğan Yılmaz Güney’i örnek göstererek, şu cümleleri kullanmıştır “Yoksulluğun, yasakların ve törelerin hüküm sürdüğü bir ortamda Yılmaz Güney Arkadaş ve Umut filmleriyle dilsiz ve çaresizlerin sesi, umudu olmuştur”…
Madem Yılmaz Güney bir “katil” ise Başbakan’ın bu sözlerine neden Yandaş Medya ve ona malzeme olan Canan Arıtman, Şahin Mengü gibiler neden “gık”larını çıkartamamıştır?
Neyse…
Olayın özü şudur:
Bir taraftan Baykalcı olan Canan Arıtman, diğer taraftan da Önder Sav’cı Şahin Mengü'nün sırf CHP’de Parti içi muhalefet olsun diyerek böyle bir pozisyonun içerisine girmeye gerek duydukları kanısındayım. Yaptıkları açıklamalar ise CHP’nin devrimci tabanını derinden üzmüştür.
NOT: Tam da bu yazıyı yazarken Sayın Arıtman aradı ve Yılmaz Güney konusundaki ısrarını sürdürerek “O bir katildir, ben insanları öldürenlere karşıyım” dedi.
Oysa ki ölümlere karşı olan aynı Arıtman’ın Çifte tabanca ile gezdiği ve pozlar verdiği de ayrı bir çelişki olarak karşımıza çıkmaktadır.