Yukarı
1

Sinan Kara

Buca`da İşçi Üzerinden Siyaset

16 Aralık, 2010

Buca Belediyesi’ne hizmet veren taşeron şirket çalışanlarının işinden çıkarılması ve ardından başlattıkları eylemle ilgili bazı yorumlarda “Hadi Sinan sen de yaz” çağrılarını elbet görüyorum. Bu konuyu karşılıksız bırakmama adına izlediğimiz süreç ile ilgili düşüncelerimi sizinle paylaşacağım. Ancak, bu düşüncelerim bazı kesimleri mutlu etmeyebilir. Bu nedenle “İşçi üzerinden geçinen” bazı siyasi düşüncelerin “İşçi dostu” olmak yerine kisvesi altında “İşçiyi sokağa bırakacak zemini yaratıp ortadan tüydüğü” düşüncemi peşinen söylemeliyim. Dedim ya “Hadi Sinan” diye tezahürat yapanların benim “Emekçi dostu” yapımı, “Al eline sopayı kır kafasını belediye başkanının” sonucuna ulaşmaması halinde üzüleceklerini  tahmin ediyorum.
Öncelikle bu eylemi habercilik açısından yorumsuz biçimde vermeye çalıştığımızı belirtmeliyim. Muhabir arkadaşımız Pınar, Buca’ya giderek belediye önündeki eylem yapan işçilerle görüştü. Haberini de sayfalarımızda yansıttık. Bunun biliniyor olması gerekli.
Onun dışında bazı yazarlarımız bu konuyla ilgili düşüncelerini de yansıttı. Örneğin Mehmet Gültekin bu eylemi ele alırken, bazı doğrular yanında bana göre doğru olmayan saptamalar içeren bir yazı kaleme aldı.
Mehmet Gültekin’in ilişkide olduğu bir sosyal kesim üzerinden olaya bakış açısı getirdiğine inanıyorum. Öyle olmasa, taşeron sorununu “Bu kadar küçültüp” eylemi yapanlar ve destekleyenler gibi “Biz bu Ercan’ı dövelim taşeron sorunu da biter” sonucuna ulaştırmazdı. Mehmet Gültekin iyi bir CHP’lidir ve solcudur. Dolayısıyla taşeron sorununa bu pencereden bakmalıdır. Aksi halde olayın birkaç kişinin işinin geri verilmesiyle çözüleceği gibi bir inanç oluşur ki,  Buca Belediyesi önünde verilen mücadelenin “Tüm İzmir’de, tüm sendikalar tarafından, belediyelerde çalışan 10 bin kişiyi kapsayan çalışanların derdi (DİSK Bölge Temsilcisi ve CHP Yöneticisi Azad Fazla’nın demecinde bu rakam telaffuz ediliyor) olarak yorumlanıp” eylem başlatılmaz.
Başlatılmaz çünkü Buca’da seçim sonrasından itibaren başlatılan “Linç Kültürü” burada işletilmektedir. Çiğli’de seçimden sonra atılan 130-140 sendika üyesi belediye şirketi çalışanıyla ilgili bir eylem yapıldığını gördünüz mü. Buca’daki bazı grupların o tarihlerde o işçilerden haberi oldu mu?
Dolayısıyla Buca’daki bir grup işçi arkadaşımızın işlerinin kaybetmesi sonrasında başlattığı eylemin “Taşeronu bitirme” eylemi olduğu yaygarası tamamen palavradır.
Bu palavra üzerinden Buca Belediyesi’nin meclisinde birkaç meclis üyesinin ucube siyasetleri de dikkatle bakanların gözünden kaçmayacaktır.
Sırf tutanaklara geçsin diye taşeron karşıtı ucuz bir söylem geliştirenler, dışarıda slogan atan işçileri değil, kendilerini kandırmaktadır. Taşeron sorunu ülkenin sorunudur. Taşeron sorunu sadece alevi kökenlilerin, sadece doğuluların, sadece batılıların, kuzeylilerin güneylilerin değil, tüm Türkiye’nin giderek ağırlaşan sorunlarından birisidir. Batıgül arkadaşımızın kurtarılmasıyla taşeron sorunu bitmez.
Taşeron karşıtı haberleri, köşe yazılarını yazanlar da aslında bu sorunun çözülmeyeceğini biliyorlar.
Bugün bir büyük gazetenin İzmir bürosunda 700 lira aylıkla sigortasız olarak gazetecilik okulu mezunu deneyimli gazetecileri çalıştıranlar, işin içine Buca girince birinci sınıf işçi dostu olup, garip yazılar kaleme alıyor.
İşçi üzerinden siyaset yapmak, adını Buca’daki eylem alanından duyurmak niyetiyle oralara şöyle bir uğrayanlara da dikkatle bakmak gerekiyor. Bu alandan isimlerini kamuoyuna duyurmak çok hafif bir davranıştır.
Siz koca Büyükşehir belediyesini bırakın gidin Buca’da işçi sorununu irdeleyin. Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinin yüzde kaçının kendi kadrolu personeli tarafından yapıldığını hiçbirimiz net olarak bilmiyoruz.
İZSU kendi hizmetlerinin yüzde kaçını kendi personeline yaptırıyor. İZFAŞ bir kamu kurumumudur. Yoksa bir şirket mi?
Bu ve benzeri soruları sormadan “Yahu yazık bu işçilere” kisvesi altında ucuz siyaset üretmek olmaz.
Bu işi sağlıklı biçimde CHP örgütünün ele alıp, raporlaması gerekiyor.
Kurultayın ardından CHP yönetimine gelecek “Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” kim olacak ise bu görevi üstlenebilir.
Karşıyaka’da “Vurun Cevat’a işsiz kalırsanız sizi Büyükşehir’e aldırırız” mantığını yürüten bazı sendikacıların varlığını hepimiz biliyoruz. Buca’daki yaşanan sorunda da “Siz vurun Ercan’a Büyükşehir’in yolları size açık” diyenler de olabilir.
Tüm bunlar işçi üzerinden yapılacak ucuz bir siyaset olur ki, sorun çözülmez. Taşeronu çözecek demeçlerin birkaç meclis üyesinin kalbi olmayan duygularla sadece tutanaklara geçsin diye yapacağı konuşmalarla da olmaz.
Lütfen kimse kimseyi kandırmasın.
Benden söylemesi…
NOTLARIM
Not 1: CHP Kurultayı’nı Süleyman Gençel yerinde izleyecek ve bilgileri birlikte değerlendirip, sizlerle paylaşma imkanımız olacak.
Not 2: Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, yazdıklarımıza cevap veremiyor. ‘Kaçak Yurt’ ve ‘Makam Aracı’ konusunda henüz bir açıklama yapmış değil. Açıklama yapmadığı takdirde bu durumun kendisi açısından kamuoyu tarafından hiç de hoş karşılanmayacağı bir gerçek.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha

'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!

Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR