Gereğini Yapacaklar mı?

Ne diyor CHP Tüzüğünün 70. maddesi:
“Parti üyeleri ve parti yöneticileri hakkında bilerek ve isteyerek aslı olmayan söylentiler çıkarmak ve bunları yaymak” suçu, aynı maddede yer alan “Parti üyeleri hakkında küçük düşürüçü sözler söylemek” Disiplin Kurulu’nda işlemi gerektirmektedir.
Şimdi biraz açalım bu konuyu.
Buca'da CHP Meclis üyeleri olan ve parti içerisinde Ercan Tatı'ya muhalifler olarak bilinenler, Başkanı CHP Yüksek Disiplin Kuruluna şikayet ettiler.
Şikayete gerekçe gösterilen nedenler ise; Tipik mahalle dedikodusu tarzı, doldur boşalt türünden nedenlerdi.
CHP Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) konuyu inceledi ve Ercan Tatı'nın suçsuz olduğuna karar verdi.
Yani Partinin en üst organı Ercan Tatı'yı akladı.
Bu durumda Tüzüğün 70 Maddesinin muhalifler için uygulanması gerekliliği ortaya çıktı.
Yani ortada "iftira atma", "yalan söyleme", "dedi kodu" yapma gibi bir durum oluştu.
Ve Muhaliflerin YDK'ye gönderilmesi tartışılmaya başlandı.
Şimdi verilecek kararı beklemek gerekiyor.
Ancak bana sorarsanız.
Bunun gereği YDK değildir.
Nedir?
İstifa etmektir...
Neden?
Çünkü; İlkeli bir siyasetçinin izlemesi gereken en doğru yol budur.
Çünkü; YDK Kararıyla "İftiracı" konumuna düştükleri sabitlenmiştir.
Çünkü; İnandırıcıklarını yitirmişlerdir. Kendi kendilerini Köyün Çobanı konumuna düşürmüşlerdir.
Neden gereğini yapmalılar?
Eğer gereğini yapmazlarsa, bundan sonra yapacakları politikaya Buca Halkı inanmayacaktır. Bu durum, politikada iddiası olanlar için çok kötü bir durumdur.
İftira yöntemini kullanarak, resmen kendi ayaklarına sıkmışlardır.
Sözün özü; Buca'da iki yıldan bu yana olur olmaz, kıldan tüyden olayları medya ya servis eden ve şov yaparak, Buca'da yapılacak hizmetleri sekteye uğratmaya çalıştıkları ortaya çıkmıştır.
Bilmeyenler için hatırlatmak gerekir, kimdir bu muhalifler:
Levent Köstem, Adnan Öztekin, Güngör Kaya, Lokman Fazla ve Erkut Tamay...
Pekir "gereğini" yaparlar mı?
Sanmıyorum...
Neden?
Şimdiye kadar sürdürülen politikalarda "ilke"siz yöntemler bunun kanıtıdır...
Bu vesile ile bir sözümde, çok değerli takipçim Gazeteci Hamdi Türkmen'e olacak:
Sayın Türkmen yukarıdaki "iftira" çarkının içerisinde yer almış ve kuru sıkı sallamıştır.  Muhaliflerle birlikte hareket eden Sayın Türkmen'in hakkında çok sayıda yazı kaleme aldım. Ancak kendisi hakkında söylediklerimi sindirmeyi tercih etmiştir.
Şimdi buradan bir kez daha kendisini tarafsız gazetecilik yapmaya davet ediyorum.
Ortaya çıkan bu karara göre, kalemini objektif biçimde kullanıp sezarın hakkını sezara verecek mi?
Yoksa,
Üç Maymunu oynamaya devam mı edecek?
Aynı refleksi sevgili Ümit Yaldız'dan da beklediğimi belirtmek istiyorum.
NOTLARIM
NOT 1: Karşıyaka Spor'un Rum Kesiminde başına gelenler tam bir skandal. Bakalım Uluslararası otoriteler bu densizliği karşılıksız bırakacaklar mı?
Sayın Cevat Durak, Sayın Hüseyin Çalışkan ve KSK'lı oyunculara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
NOT 2: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı bize bir açıklama göndererek yargı dairelerinde hiçbir dosyasının bulunmadığını iddia etti. Bu konuda Çürük Elmacı gerekli cevabı verecektir. Bekleyiniz...
NOT 3: Kaçak Yurt ve Makam Aracı hakkında Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya halen bir açıklama gönderip konuları yalanlamamıştır. Okurlarımızın takdirine sunuyoruz.