Yukarı
1

Sinan Kara

Hayali ``YEMEK`` Fırsat Bilindi!

10 Ocak, 2011

Ne diyor Aziz Kocaoğlu;
Bizim, Ersu Hızır Bey'le hiçbir problemimiz yoktu. Ama, söz konusu o yemekte söylenen laflar, tırnak içindeki ifadeler benim kabul edebileceğim şeyler değil. Yolumuzu ayırmamızın tek nedeni budur. Yemek yenmiştir, yenmemiştir beni ilgilendirmiyor. Beni başlayan süreç ilgilendiriyor. Büyükşehir Belediye Başkanıyım, bir numaralı insanım. Çalışacağım insanı ben kendim seçtim. Güven bunalımına girildiyse o iş orada bitmiştir. Ersu Bey'in direnmesi yanlıştır. Haklıdır, haksızdır, yemiştir yememiştir. Orası beni enterese etmiyor. Yedi, yemedi diyen de var. Tırnak içinde yazı yazan gazeteci de var. Biz güven bunalımına düşmüşüzdür. Güven bunalımı olduğu yerde ya belediye başkanı ya genel sekreter gider. Belediye başkanı gitmeyeceğine göre genel sekreter gider. 'Birinci adam bilmezse bu işler olmaz' demek olmaz. Demiş, dememiş bu çıktı. Bu lafı ben yiyemem. Bu lafı bana Türkiye Cumhuriyeti'nde kimse yediremez, ben o lafı yemem. Onu göreve getiren de benim, güven bunalımından, zorunlu hallerden dolayı alan da benim.
Sayın Kocaoğlu’nun bu açıklaması ayakları yere basmayan ve kelimenin tam anlamıyla çelişkilerle dolu bir açıklamadır.
Gelin önce bu sözleri irdeleyelim:
Söz konusu yemekte söylenen laflar, tırnak içindeki ifadeler benim kabul edebileceğim şeyler değil. Yolumuzu ayırmamızın nedeni budur” diyen aynı Kocaoğlu bu kez şu şekilde anlamsız bir söz kullanmayı da ihmal etmiyor: Yemek yenmiştir, yenmemiştir beni ilgilendirmiyor. Beni başlayan süreç ilgilendiriyor.
Çelişkiyi görüyor musunuz?
Sormazlar mı adama;
Madem bu yemeğin yenip yenmediğinden emin değilseniz o halde neden emin olmadığınız bir olay üzerinden insanların onurunu rencide ediyorsunuz?
Ya da, bir adamı kanıt olmadan, elde hiçbir bulgu olmadan sadece “şüphe” üzerine harcamaya kalkışmak ne kadar gerçekçi ve onurlu bir tavırdır.
Sayın Kocaoğlu’nun bu sözleri, ne denli çaresiz kalışının aslında bir göstergesidir.
Kendisinin de inanmadığı bir olaya başkasını inandırmaya çalışmasının sonucu, verdiği demeçlerle yeterince ortaya çıkmaktadır.
Şimdi gelelim asıl meseleye;
Ersu Hızır’ın harcanmaya çalışılmasının gerçek nedenine…
Birkaç gündür Sayın Alaattin Yüksel ile Aziz Kocaoğlu’nun İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerinden gelişen ticari ilişkisini yazıyoruz.
Son aldığım bilgiye göre, Alaattin beyin ilişkisinin boyutları da geniş biçimde ortaya çıkmaya başladı.
Sadece İtfaiye Baş Müdürlüğü'ne verilen araç veya servisini aldığı hizmetlerle de yetinilmediği bilgilerine ulaştım. Bu ticaret-siyaset eksenli dosyaları geniş biçimde açmayı sürdüreceğimizi bilmenizi isteriz.
Alaattin Yüksel ile Ersu Hızır’ın arası nasıldı?
Tabii ki oldukça kötüydü.
Neden mi?
Çünkü Ersu Hızır’ın Alaattin Yüksel’den alınan araç alımlarına  (sorunlu ve pahalı olduğu gerekçesiyle) şiddetle karşı çıktığı ve bazı alımlarda ise şerh koyduğunu (özellikle İZSU’ya alınan iş makinalarında) öğrendim.
Yani Ersu Hızır’ı orada Genel Sekreterlik makamında istemeyenlerin başında Alaattin Yüksel geliyordu.
O halde, Kocaoğlu ile Yüksel’in arası nasıl sorusuna da değinelim.
Kocaoğlu’nun o makama oturmasını sağlayanlardan biri de Alaattin Yüksel’dir.
Yani ilişki oldukça sağlam!
Öyle ki, Ahmet Piriştina’nın vefatından bir yıl sonra, yani Kocaoğlu’nun Büyükşehir’e Alaattin Yüksel marifetiyle getirilişinin birinci yılında bu ticari ilişkinin temelinin atıldığı sonucuna ulaştım.
Nasıl mı?
Araç alımları ve araç servis işleri taa o günlerde başlıyor.
Yukarıda ne diyordu Sayın Kocaoğlu;
Yemek yenmiştir, yenmemiştir beni ilgilendirmiyor. Beni başlayan süreç ilgilendiriyor.
Şimdi bu çelişkili ve ayakları yere basmayan sözlerin nedenini anlıyor musunuz?
Sözün Özü; söz konusu “hayali” yemeğin aslında bir fırsat olduğu ve ortaya çıkan bu fırsatın da geri teptiği görülüyor. Ersu Hızır’ın gönderilişine yönelik sürecin aslında çok önceden sumen altında bekletildiğini, hayali yemek olayının ise sebep olarak gösterilmeye çalışıldığını ancak bunun da inandırıcı olmadığı ortaya çıkıyor.
Bildiğim gerçek, bu olayın Aziz Kocaoğlu’nu inanılmaz boyutlarda sıkıntıya sokacağı gerçeğidir.
NOT : Konu hakkında Ersu Hızır'ın Avukatına ulaştım ancak "Yargılama Sürecini" etkileyeceği için bilgi verilmesinin etik açıdan doğru olmayacağı belirtildi. Bunun da ayrıca bilinmesini isterim



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha

'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!

Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR