Neden Geriliyorsunuz?

Gündeme aldığımız konular fena halde ortalığı geriyor.
CHP içerisinde gelişen olayları yazdık, Genel Merkez’de kriz çıktı.
Kimisi beni CHP düşmanı ilan ederken, kimileri de yazılsın diyerek çürük elmaların ayıklanmasından yana olduğunu açıkladı.
Şimdi buradan bir kez ve son kez bir vurgu daha yapmak şart oldu.
Daha önce de defalarca söyledim;
Ben hiçbir partili değilim, olmakta istemiyorum. Otuz yıldır bu mesleğin içerisindeyim ve öyle de kalmak istiyorum. Gazeteciyim ve mesleğimi de seviyorum, hepsi bu.
CHP’nin içerisindeki pislikleri yazdım diye ortaya çıkan farklı görüşler oldukça şaşırtıcı geldi. Güya bu durum AKP’nin işine yarıyormuş, CHP’ye zarar veriyormuşum filan.
Bazıları da niye AKP’yi yazmıyorsun diyerek aklınca eleştiri yapıyor.
Oysa gerek benim ve gerek gazetemizin arşivine girildiğinde AKP hakkında neler yazdıklarımı pekâlâ okuyabilirler.
Amacım savunma yapmak değil, bu benim işim ve elime gelen bilgi ve belgeye göre hareket ettiğimin bilinmesini isterim.
Neyse…
Kaleme aldığım son iki yazı CHP Genel Merkezi’nde yoğun bir karmaşa yarattı.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Ali Kılıç’ı konu ettiğim “Bu Paralara Ne Oldu?” başlıklı yazımın soruşturma konusu olduğu bilgisi geldi.
Bugünkü manşetimizde de göreceğiniz gibi Sayın Ali Kılıç’a Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla soruşturma başlatıldı.
Bu iyi bir gelişme.
Çünkü etik açıdan yapılması gereken buydu ve Sayın Kılıçdaroğlu da bu adımı attı. Kendisini kutluyorum.
Bu konu hakkında şimdilik bir şey yazmayacağım, yapılan soruşturmanın sonucunu takip edip, daha sonra sizlerle paylaşırım.
Sözün özü;
Aman kimseler gerilmesin.
Bir şeyleri yazarken ne denli ince eleyip sık dokuduğumuzu, gelen bilgi ve belgeleri teyit edebilmek için ne uğraşlar verdiğimizi anlatamam.
Pervin ablanın yaptığına bakın?
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yine tuhaf olaylar oluyor. 
Önceki gün belediye önünde haklarını aramak için eylem yapan sendikacılar ile Belediye’nin Genel Sekreteri, aynı zamanda Aziz Kocaoğlu’nun okul arkadaşı olan Pervin Şenel Genç (Pervin abla) arasında ilginç bir diyalog yaşanmış.
Aşağıda bağıran eylemcilere kızan Pervin ablamız, sendika temsilcilerini makamına çağırarak “Artık şu bağrışmayı kesin” diyerek, gürültü yapıldığından yakınmış.
Görüyor musunuz şu komediyi.
Sosyal Demokrat Belediye’nin Genel Sekreteri’nin işçilere karşı takındığı tavrın çirkinliğine bakar mısınız?!
Sanki orası birilerinin bakkal dükkânı, sanki orası bir diktatörya. 
İşçi haklarını savunduğunu, işçi babası olduğunu iddia eden Aziz Kocaoğlu acaba okul arkadaşı Pervin ablayı azarlar mı bilinmez ama bildiğim tek şeyin balığın baştan koktuğu gerçeğidir…
Not: Birileri özel sayılar hazırlayarak sayfa sayfa hakkımda haberler yapıyor. Bunu yapanların, kimlerin değirmenine su taşıdığını, birilerinden nasıl nemalandığını, hangi amaçla kalemşörlük yaptıklarını herkes iyi biliyor. Yapılan iftiralar ve gerçek dışı bu durumu yargıya taşıdık. Biraz sabır…