En Zayıf Halka

   Bugünlerde yazarçizer takımı bazı listeler yapıp duruyor. Yeni bir listenin nasıl oluşacağı elbet eski listede nasıl değişikliklerin olabileceği tartışmalarıyla birlikte yapılacak.
İzmir’in her iki bölgede artan 2 milletvekilini de dikkate alarak, CHP’nin AKP’nin ve MHP’nin nasıl bir hamle yapabileceğine bakalım. CHP geçtiğimiz seçimlerde DSP ile yaptığı işbirliği ile kendisine gelenlerin istifası ile biraz zayıflamıştı. Vekil sayısı düşmüştü. CHP’nin zaten dışarıdan monte edilen isimlerine bir de DSP’nin ithalleri eklenmişti. 
   Bu seçimde aday adayları için en ferahlatıcı durum, ithal adayların azalma olasılığı. Ancak, İzmir’e göz dikmiş ünlüleri unutmamak gerekli. Buradan kısa yoldan TBMM’ye gidebileceğini bilen ünlü isimler olabilir.
   Bu noktayı da bir kenara bırakarak CHP’nin listesinde neler olabileceğini tartışalım. 
En yaygın kanaat, kente dışarıdan gelen ve ekipçilik anlayışını sınırlarını zorlayarak yapan Abdürrezzak Erten ile Güldal Mumcu’nun bu dönem İzmir’de kesinlikle olmayacağı yönünde. 
   Anlayacağınız en zayıf halka bu iki isim olacak. Yabancı ve yerli televizyonlarda büyük ilgi gören “En Zayıf Halka” yarışmasında “Kim gitsin?” sorusuna uyarlarsak, İzmir’de kim gitsin sorusunda ciddi oranda bu iki isim öne çıkıyor. DSP’ye giden CHP listesindekileri zaten saymıyorum. Onların mutlu emeklilik vakti çoktan geldi ve geçti zaten. 
   İzmir listelerinde yer almak isteyenlerin geçen dönemden gelen listelere baktığımızda gidebileceğini kestirdiği bazı isimleri şimdi tartışalım. Bana göre, Deniz Baykal’ın büyük şans verip parlamentoda “tartışmalı yıldız” haline getirdiği Canan Arıtman, milletvekilliğinden çok bürokrat gibi görünen Bülent Baratalı, artık “Yeter” dedirten ve ciddi fiziksel güç kaybı içindeki Kemal Anadol bana göre çizilecekler listesine rahatça alınabilir. 
   Burada tartışmalı bir isim daha var. O isim bana göre Mehmet Ali Susam. Geçen dönem adaylık şeklinden, hakkındaki şikâyetlere kadar ciddi eleştirilerin Genel Merkez’e yağdırıldığı bir isim Susam. 
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, esnafın başka bir temselcisini aday gösterecek ise bu ismi banko görenler yanılabilir. Benim için Susam’ın aday yapılmaması sürpriz olmaz. 
   CHP’de geriye kalan isimlere bir bakalım. Oğuz Oyan, Selçuk Ayhan ve Ahmet Ersin. 
  Bu isimlerle ilgili kimse ne partililiklerinden, ne iş yaşamlarından, ne kazandıkları paranın kaynağından veya başka bir olumsuzluktan söz edemez. Bu isimler içerisinde Prof. Oyan’ın bölgedeki tarım kesimini iyi bilmesi, CHP içerisinde ekonomiye hakim olan önemli bir ismin olması şansını artırıyor. Selçuk Ayhan ise örgütün gerçekten sevdiği bir isim. Ahmet Ersin’in tek dezavantajı uzun süreli vekil olması. Ama bu isimler dediğim gibi listelerde diğer isimlere göre avantajlı konumda. 
   Kısaca diğer partilere de bakmak gerekiyor. AKP’de mevcut liste içerisinde Nükhet Hotar, Mehmet Tekelioğlu, listelerde yeniden yer bulabilir. Hayal kırıklığı listesindeki Taha Aksoy, İsmail Katmerci, İbrahim Hasgür ve aday olmayacağını beyan eden Mehmet Aydın’ı liste dışında her an görebiliriz. Bu dönem Vecdi Gönül de aday olmayabilir. Açıkçası ben Tuğrul Yemişçi’nin de aday olmayacağını düşünüyorum. Bu partideki son isim ise Erdal Kalkan. Aksolcu Kalkan’ın İzmir’e psikolojik bir yararı bile olmadı. Sadece göçmen olduğu için konulacak ise bu partide de çok sayıda göçmen aday adayı var. 
  Geriye kalıyor MHP. Bu partideki 4 milletvekili listelerde yeniden yer alabilir. Ancak yerleri değişebilir. MHP’de bu seçimde Müsavat Dervişoğlu’nun mutlaka vekil olarak meclise gideceğine inananlardanım. Bu kadar yıldır duruşunu bozmadan partisine büyük emekler veren Dervişoğlu’nun TBMM’de göreceğinizi düşünüyorum. 
İsterseniz gidecekler listesine gelebilecekleri karıştırmayalım, o da bir başka yazı konusu olsun. 
   Ah Be ‘Yoldaş’…
   Hikâyeyi dinleyin;
  Bir Metropol ilçemizin önemli kurumunun seçilmişleri arasında “Yoldaş”lık öngörüleriyle adından söz ettiren bir Gaffur varmış.
   Eee varmış da ne olmuş?
   Sıkı durun!
   Yoldaş Gaffur, bir iki garibanın başına musallat olmuş.
    Nasıl mı?
   Ticaret işleriyle haşır neşir olan bizim Yoldaş, kendisine ait iki işletmesinin kaydını iki garibanın üzerine yaptırmış ve zamanla sizin üzerinizden benim üzerime alacağım der dururmuş.
   Ancak ne hikmetse bu süreç bir türlü gelip geçmek bilmezmiş.
   Gel zaman git zaman aradan uzunca bir süre geçtikten sonra, bizim Yoldaş bu işletmelerin kaydını kendi üzerine nihayet yaptırmış.
    Ancak aradan geçen birkaç yılın vergisi de haliyle bu garibanların üzerine kalıvermişşş.
   Az buz değil;
   Birisine 350 bin, diğerine de tamı tamına 850 bin Törkiş lira.
  Şimdi bu garibanlar her defasında bir mazeret uyduran bu “Yoldaş”ın kapısına gitmekten bıkar hale gelmiş.
   Son mazeret ise “Vergi affı çıktı. Bunları yapılandıracağız”mış?
   Adeta masal gibi.
   Hatta Aziz Nesin’e taş çıkartacak cinsten bir masal gibi!
   Bu “Yoldaş”a buradan çağrımdır.
   Bu kısacık hatırlatmayı kaile alıver ve ödeyiver şu borçları.
   Yoksa dillere düşeceksin haberin ola!..