Trajediden Medet Ummak
26 Nisan, 2011
Elbet işin komik bir tarafı yok. Çünkü konu, Türkiye’de yüz binlerce insanı kıskaç altına alan işsizlik.
Peki, işsizlikten medet uman politikacı olur mu?
Niye olmasın. Bu politika türü 1990 öncesi günlerden kalma bir alışkanlık.
Hani hastanelerin yeterli olmadığı dönemde bir sağlık sorununu çözmek için milletvekiline başvururdunuz ya…
Başvurduğunuz milletvekili sizi bir doktora gönderir, size iyilik yapmış olurdu. Düzeltmesi gereken sağlık sistemiyle hiçbir ilgisi olmayan milletvekilimiz, garabetten prim yapardı.
Veya telefon bağlatırdı size. Hani aylarca telefon bağlanmasını beklerdiniz ya. Tam o aralıkta devreye girer, b.k ettikleri PTT’yi düzeltmeyi düşünmez, o kurumdan torpil bulur size telefon bağlatırdınız.
Siz de o milletvekiline ömür boyu mahkûm kalırdınız.
Sizin hakkınız olan bir işi yaptı ya.
İşte bu bahsettiğim olay, 1990 öncesi yıllarda başlayan ve yıllarca süren bir politik anlayışın yansımaları idi.
Peki şimdi elimizde siyasette kullanacağımız ne gibi bir argüman var.
Telefon derseniz boğazımıza kadar telefon dayadılar. Birkaç hat birden kullanıp faturalarına yetişemiyoruz.
Hastaneler de giderek sağlıkta malzeme olmaktan çıkıyor.
Belki bir süre sonra “paralı tedavi” yüzünden yeniden siyasetçi arayacağız ama şimdilik durum ortada. Geriye önemli bir argüman kalıyor. İşsizlik.
Hükümet sıkıştığında memur ataması yaptığını beyan edip, göz boyuyor.
Yerel yönetimler gırtlaklarına dayanmış işsizlik sorunu ile boğuşuyor. İzmir’de her belediyede en az 10 bin 30 bin arasında iş başvurusu yapıldı.
Belediye başkanları bu konuda adım atmak istiyor ama başvurular karşısında bunalmış durumdalar.
Böyle bir manzara yaşanırken, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız böylesine dramatik bir sorundan önemli bir trajedi yaratanları da gündemimize itiveriyor.
Bayraklı Belediye Başkanı’nın makamına Çocuk Bayramı nedeniyle oturan minik, babasının işe alınmasını istiyor.
Ver bir gün sonra bilmem ne spor kulübü kadrosuna alınıyor ve işe başlatılıyor.
Ve deniliyor ki; “Çocuk koltuğa oturduğunda bunu tesadüfen söyledi”…
Yapmayın Allah aşkına. O gün sayısız çocuk sayısız belediye başkanı koltuğuna oturdu. Ve masum taleplerini söyledi, park isteriz bahçe isteriz, temiz bir okul isteriz gibi.
Bayraklı’daki minik babası için iş istedi…!
Haber olsun diye yapılan manevra bir dramı da birlikte getirdi.
O çocuk bunu söylemeden de babası işe alınabilirdi. Buradan basın bülteni geçip prim yapmak “Ucube” bir olaydan öteye gitmez.
Son bir dileğimi de belirterek bu yazıya nokta koyayım. Umarım o baba yakında Bayraklı Belediyesi önünde eyleme geçen biri olmaz.
İşte o zaman bu haberin faturası çok ağır olur.
Muhteşem Üçlü Er Meydanında
İyi ki yazdık.
Sayın Yüksel’e önceki yazılarımda “Aytun Çıray dönek mi?” sorusunu buradan yönelttim. Meğerse yakinen dostlarmış.
Geçen Pazar günü Sevgili Tahir Şahin’in daveti üzerine Menemen’e gittim ve başpehlivanları keyifle izledim.
Bir süre sonra Büyük Başkan Kocaoğlu ile kankası Alaattin Bey er meydanına teşrif etti ve burada muhteşem üçlü bir araya geldi.
Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel veeeee Aytun Çıray…
Şansa bakın ben Alaattin Yüksel’den Ertuğrul Günay’a yaptığı “cesaretli” çıkışın aynısını eğip, bükmeden Aytun Çıray’a da yapmasını beklerken meğerse ikisi bir hayli yakınlarmış.
Yani mercimeği fırına çoktan vermişler.
O soruyu artık tekrar etmenin de hükmü kalmadı.
Çünkü Alaattin Bey, kıyamet kopsa Aytun Bey’e “dönek” falan demez.
Siyasi zikzak şampiyonu Aytun Bey kaleyi içten fethetmiş. Dolayısıyla yapılacak bir şey de kalmadı.
CHP’ye hayırlı ve uğurlu olsun…
DİP NOTLAR
NOT 1: Büyük Başkan Aziz Kocaoğlu ile uzun zamandır yan yana gelmiyorduk. Bir gördüm resmen irkildim.
Başkan hızlı biçimde erimiş, yaşlanmış, saçlarını beyazlar kaplamış yani resmen çökmüş.
Allah var üzüldüm.
Her şeye yetişeyim derken ortaya çıkan manzaranın sonucu yansımış, Aziz Başkan’ın suratına.
EKİP oluşturamamanın, EKİP ile çalışamamanın, TEK ADAM olma ihtirası da işte bu olsa gerek…
NOT 2: Birol Soylu Ege Postası’na konuşmuş. Röportaj yarın çıkacak ve merakla bekliyorum.
Ersu Hızır’a karşı Birol Soylu&Süleyman Gençel ittifakının nasıl kurulduğu, işler sarpa sarınca, Muhteşem Sülüman ile Soylu ittifakının nasıl bozulduğunu da anlatmasını umuyorum.
Eğer Birol Soylu bu ittifaka değinmezse ben gerekeni yapacağım.
Merakla bekliyorum, bakalım doğrular söylenecek mi?
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.