Yukarı
1

Sinan Kara

Dinlemelere Takılan Takılana

05 Mayıs, 2011

Bugün size, İzmir Büyükşehir Belediyesine yapılan “Yolsuzluk” operasyonu ile ilgili piyasa gazetecilerinin saklamaya çalıştığı gerçekleri yazacağım.
Olay hiçte okuyucuya dayatıldığı gibi tozpembe falan değil. Ciddi “Yolsuzluk” tespitleri var.
Özellikle çok sayıda kişi polis dinlemesine takılmış durumda.
Bu kişilerin arasında, gazeteciler, bürokratlar ve işadamları var. Soruşturmanın gizliliği açısından şimdilik bunların ismini gizleyeceğimi belirtmek istiyorum.
Özellikle bu dinlemelerin arasında iki kişi arasında geçen konuşma var ki evlere şenlik.
Birisi gazeteci diğeri de eski bürokrat yeni işadamı.
Konuşmalardan kısa bir bölüm aktarayım:
Gazeteci: Abi bu nasıl iş ya. Aziz Kocaoğlu Süleyman Gençel ile kanka olmuş. Abi benim adım araştırmacı gazeteci. Süleyman Gençel’in yerine o (Kocaoğlu) ziyarette bulunuyor. Sayfa sayfa ilanlar, paket halinde ilan gidiyor. Abi nasıl oluyor bu iş, beni kimse de kullanamaz beni kimsede ……”
İşadamı: Off ben o gündür bugündür Aziz beyle de konuşmuyorum biliyor musun?
Gazeteci: Benim adım …. …… yani bana kırk yılın başında çıkartacak iki liralık ilan verecek o ilanın taaa ….. ……. Oraya bir sürü ilanlar vermiş abi.
İşadamı: Allah Allah ben bir kere gördüm
Gazeteci: En çok beni kullandılar o zaman abi (Aziz Kocaoğlu’nun kendisini kullandığını söylüyor)
- Ben ….. İzmirliyim ben Alaattin’len (Alaattin Yüksel) Kocaoğlu arasındaki ticari ilişkileri bilmiyor muyum? Ben Alaattin Yüksel’in eşinin bu adama …. dediği Yeni Asır’daki yazısı benim arşivimde yok mu zannediyorlar. Ben susuyorum ama nereye kadar susacağım yani beni çıldırtmasınlar…
Bir başka konuşma ise İZSU’da baş gösteren yolsuzluklarla ilgili: Bir Belediye Bürokratı ve bir işadamı arasında geçen konuşma:
Bürokrat: Abi bu Sinan Kara’ya İZSU’da kurum içerisinden bilgileri kim veriyor. Hani sen bana getirecektin, bana şunları söyleyiverecektin.
İşadamı: Söylesem midem bulanıyor. Seninki bulunmasın, biraz rahatla hepsini getireceğim söyleyeceğim.
Ve bir başka konuşma ise Ege’nin Sesi’nde yer alan bir yolsuzluk haberi ile ilgili. Okuyucularımız iyi hatırlar Çürük Elmacı’nın kaleme aldığı “Bu Nasıl Fatura?” başlıklı yazı ile ilgili.
Konuşma Büyükşehir Üst Düzey Bürokratı ve Firma yetkilisi arasında geçiyor.
Bürokrat: Seni Reşat aradı mı (İzmir Büyükşehir Basın Müdürü Reşat Yörük)
Yetkili: Yok aramadı
Bürokrat: Bir tane film yapımıyla ilgiliydi. Oc…. Firmasına kesilmiş fatura var ya, 235.633 Lira. O herhalde onla ilgili bilgi istenmiş. Sinan Kara da böyle fatura görülmedi başlığıyla yayınlayacağız diyor bir bilgi verme.
Yetkili: Tamam beni arayan olmadı zaten.
Evet, sevgili okuyucular, dediğim gibi soruşturmanın gizliliği kararı var. Şimdilik buna uymak zorundayız o yüzden daha fazla ayrıntı veremiyoruz.
Yukarıda dinlemeye takılan kişilerin ismini şimdilik gizlemek durumundayız. Ancak bu yarın da gizleyeceğimiz anlamına gelmemelidir.
Konuşmalardan çok kısa bilgiler verdik. Genelini incelediğimde korkunç boyutlarda kirli ilişkilerin olduğunun ortaya çıktığını söylemek istiyorum.
Özellikle bir gazetecinin İzmir Büyükşehir Belediyesi ile olan ilişkileri ve nasıl nemalanmaya çalıştığı bu konuşmalardan net biçimde ortaya çıkıyor.
Gizlilik kararı kalkar kalkmaz bütün konuşmaları buradan yayınlayacağımızı gazeteci-bürokrat-işadamı eksenli mide bulandıran ilişkilerin aktörlerinin isimlerini tek tek vererek sizlerle paylaşacağımızı bilmenizi isteriz.
Bu arada “Bu bir siyasi operasyon değildir” iddiasındayız. 
Neden mi?
Çünkü AKP’nin İzmir’de önde gelen bir isminin kaçak benzin istasyonunda dönen dolaplarda aynen kayıtlara girmiş durumda. Polis o AKP’li ile de fena şekilde ilgileniyor.
Sözün özü:
Bilenler iyi bilir, benim meselem Yolsuzluklarladır. Olayların duygusal ve ajitasyon yönüne takılma gibi bir lüksüm yok. Ve CHP, AKP, MHP hangi siyasi parti olursa olsun gazetecilik mesleğimin ve toplumsal duyarlılığımın önüne asla geçemez. 
Bu ülkenin kangren olmuş sorunlarının başında Yolsuzluk gelmektedir. Çünkü beraberinde, toplumun büyük kesiminde yoksulluğu getirmektedir.
CHP’nin Yolsuzuna nasıl bakıyorsam, AKP’nin yolsuzuna da aynı mesafede baktığımı belirmekte yarar var.
Ve bu çirkefliklerin içerisinde babam dahi olsa yazarım. Çünkü bu ülke o çirkefliklere bulaşanlardan daha çok bizim ve çocuklarımızın ülkesidir.
Ve pırıl pırıl çocuklarımızın umutlarını söndürmeye de hiç kimsenin hakkı yoktur… 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha

'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!

Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR