Herkes Ektiğini Biçecek
11 Mayıs, 2011
Organize şubenin kayıtlarına takılan dinlemeleri tek tek deşifre etmeye devam ediyoruz.
Dinlemelerin yasal boyutu bir başka tartışma konusu onun elbette farkındayım ancak şu da bir gerçektir ki eğer bu dinlemeler olmasaydı biz hala bu zıkkım olasıca yemeğin tartışmasını yapıyor olacaktık.
Biz hala Aziz Kocaoğlu’nun Ersu Hızır’a haksızlık yaptığını, Hızır’ın Süleyman Gençel’e açtığı dava yüzünden Gençel’in dava mağduru olduğunu sanacaktık.
Daha da ötesi, Süleyman Gençel’in ortalarda “mağdurum ben mağdurum” diye dert yanmasına ortak olmaya devam edecektik…
Ve ben hala Gençel’in eli ayağı düzgün, objektif bir gazeteci olduğu inancımı sürdürecektim.
Yanlış anlaşılmasın telefon dinlemelerini desteklediğim anlamı da lütfen çıkmasın.
Ancak asıl merakım şudur;
Ortaya saçılan bu kadar pis işlerden sonra, İzmir’de bazı kelli-felli yazarlar neden “adam” gibi yazılar yazmaz ve gereken tepkiyi koymazlar.
Yoksa bu pis işlerin içerisinden kendilerinin de çıkacaklarından mı korkarlar?
Örneğin, Kemal Hoca diye bilinen Milliyet Ege yazarı Kemal Önderoğlu da bu konuşmaya takılanlardan birisidir.
Ersu Hızır ile konuşmasında ne diyor Kemal Hoca;
“Ben onda (Aziz Kocaoğlu) halen daha İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı sinerjisini yakalayamadım, benim gözümde daha halen kusura bakmasın ama genel sekreter dahi olamaz yani deseler ki ya bu adamı alacaksın büyükşehirde bir görev vereceksin yani bilmiyorum da ben Bornova Belediye Başkanlığını bile yapabileceğini düşünemiyorum, bütün her şeyde toplanıyordu zaten siz hepsini çok iyi biliyorsunuz neleri nasıl örtbas ettiğinizi neleri nasıl kapattığınızı neleri açığa çıkardığınızı şöyle bir döküm yapıp da önüne koysanıza şu adamın siz”
İşte kırılma noktası da bence tam burasıdır..
Mesela telefonda şikâyet mercii gibi davranan bu gazeteci büyüğümüz, neden “ispiyon”culuk yapmak yerine, bildiğini köşesinde yiğitçe yazamaz?
Şimdi ben buradan kalksam bu Kemal Hoca’ya “Ersu Hızır’ın Aziz Kocaoğlu ile ilgili neleri örtbas ettiğini açıkla” desem, acaba her şeye rağmen kendisini mecbur hissederek yazar mı?
Sanmıyorum…
Çünkü bu işlerin bu denli ayaklar altına düşmesine neden olanlar yine “en saygın yazar” olarak yerlerini muhafaza etmeye devam edeceklerdir.
Yarın bu kişiyi Aziz Kocaoğlu ile yine kol kola görürseniz de ayrıca şaşırmayın.
Duygusal milletiz ya. Kirlilik, kokuşmuşluk ne varsa, geçmiş geçmişte kalmıştır görüşü, yine ağır basacaktır.
İşte bu nedenle;
Biz yazmaya devam edeceğiz. Birileri kalkıp kızsa da, sövse de, kötülese de, biz doğru bildiğimizi yazmaya devam edeceğiz.
Sözün özü; İyisi ve kötüsüyle, herkes ektiğini biçerken, kendi ipini kendisinin çektiğini de görecek…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.