Miting Sabote Mi Edildi?

Bu bilgileri mutlaka sizlerle paylaşmalıyım. Lâkin iyi bilinir ki bilgi paylaşılmadıkça tehlikelidir:)
Biliyorsunuz,
Geçtiğimiz günlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gündoğdu Meydanı’nda yaptığı mitingin sayısal oranını Alatttin Yüksel, Erdal Aksünger, Mustafa Moroğlu ve Tacettin Bayır’ın haricinde herkes eleştirdi.
Miting öncesi yaygaralar kopartıldı, katılıma yönelik sayılar havada uçuştu. Açık artırma piyasası kuruldu en uç rakamı veren ise 250 binle Tacettin Bayır oldu.
Ancak miting sonrası evdeki hesabın çarşıya uymadığını gördük.
İddia etmiştim taş çatlasa burada 70 bin kişi vardır diye. Ancak bir de baktım ki meğer ben daha insaflı davranmışım, çünkü bazı gazeteciler 40-50 bin gibi bir rakamdan bahsetmeye başladı.
Neyse…
Şimdi asıl meseleye gelelim.
Bu mitingle ilgili gelen bilgiyi duyunca açıkçası ben şok oldum. Bilgiyi aldıktan sonra hemen yazmadım. Düşündüm birkaç kişiyle konuştum, saha araştırması falan derken vardığım sonuç şu oldu. Benim bildiklerimi sizlerin de bilme hakkının olduğudur.
Kaynağım bende saklı kalmak şartıyla, işte o bilgiyi aynen yayınlıyorum.
Miting sabote mi edildi?
Sayın Sinan Kara bu olay çok ciddidir lütfen gereğini yapın.
CHP İzmir’de her şey göründüğü gibi tozpembe değildir. Partiyi ele geçirme hesapları yapılmaktadır. Bu nedenle Aziz Kocaoğlu çıtayı yükseltmiştir. Rüyasına CHP Genel Başkanlığı makamı girmektedir. Sayın Kocaoğlu 13 Haziran sabahı, CHP’nin oy kaybedip Alaattin Yüksel’le birlikte Kurultay’a gitmenin hazırlığındadır. Kocaoğlu-Yüksel ikilisinin geçtiğimiz günler yapılan İzmir Mitingi için çalışmalarının sınırı, Miting alanına sadece 40 tuvalet getirmekle sınırlıdır. Bu ikili maalesef başka bir şey de yapmamışlardır. Çünkü İzmir’in önemi Türkiye açısından iyi bilinmektedir.
Amaç Kılıçdaroğlu ve ekibini 13 Haziran’da zayıflatmak ve altını boşaltmaktır.
Ayrıca Gürsel Tekin bu işlerin farkındadır.
Tekin bu ayak oyunlarını fark ederek Kocaoğlu ile Yüksel ikilisini yeme planları içerisine çok önceden girmiştir. Milletvekili sıralamasında Yüksel’i 7 sıraya koymuştur. Ama Yüksel ve Kocaoğlu’nun istifa blöfüyle birinci sıraya taşımak zorunda kalmıştır.
Bu bilgiyi değerlendirmenizi rica ediyorum.
Elçiye zeval olmaz  tarafıma gelen yukarıdaki iddiaları olduğu gibi buraya aktardım. Dile getirilenler oldukça ciddi ve CHP içerisinde aslında birlik beraberliğin değil, geleceğe yönelik siyasi hesapların daha şimdiden başladığı yönündedir.
13 Haziran sonrası neler olacak, hep birlikte göreceğiz.