Kılıçdaroğlu Kalkan, Geç Arkasına Saklan

CHP’de gelişen son olaylar hayret edici boyutlara geldi.
Parti Meclisi ve MYK’nın değişimi için Deniz Baykal ile Önder Sav’ın önerisiyle yola çıkan Kurultay imzacısı partililere karşın anlaşılmadık biçimde misilleme yapılıyor.
Önceki gün “Kılıçdaroğlu’na Destek” çağrısı yaparak Havagazı Fabrikasında toplantı tertipleyen  İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır ve arkadaşlarının tavrı anlaşılır gibi değil.
O Toplantının fotoğrafı dikkatinizi çekmiştir.
Masada oturanlar arasında, ortada Tacettin Bayır, sağında Mehmet Ali Susam ve solunda ise Aziz Kocaoğlu var.
Hani seçime 48 saat kala “Manyak adam, Dosyaların bende, seni Vekil yapanın ben ……(Kılıçdaroğlu’na sövüyor) ” diyen Kocaoğlu ve tüm bu küfürlere maruz kalan ve sesini çıkaramayan Susam…
Ne fotoğraf ama; Altı Şişhane üstü Tophane…
İşte bu fotoğrafı oluşturanlar güya “Kılıçdaroğlu’nun Arkasında” olanlar.
Çelişkiye bakar mısınız?
Hem Kılıçdaroğlu’na küfür edeceksiniz, hem de “arkasında” olacaksınız.
Yemezler!
Neyse…
Şimdi bu toplantıyı nasıl okumalıyız ve yapılmak istenen nedir onu anlatayım.
Bence,
Demokratik Temayüller gereği haklarını kullanan partililere karşı bir yok etme ve hedef gösterme anlayışı sergileniyor.
Atanmış İl Başkanı olarak halen görev yapan Tacettin Bayır maalesef koltuğunu sağlama almak uğruna parti içerisinde ayrışmalara kucak açıyor, öncülük ediyor.
Bayır’ın bildiği ancak kabul etmek istemediği olay aslında şudur.
Yeni CHP Türkiye genelinde “eksenini kaydırma” pahasına büyük umutlarla yola çıkmış, ortaya büyük hedefler koymuş ancak gerek genelde ve gerek yerel ölçekte vaat edilen hedefler tutturulamadığı gibi, bunun çok gerisinde sonuçlar alınmış ve kocaman bir hayal kırıklığı ortaya çıkmıştır.
Eski CHP’liler diye tanımlanan, bana göre gerçek CHP’li olanlar partiden dışlanmış, seçim çalışmalarına katkı koymaları engellenmiştir.
Partide yaşanan bu ayrımcılık dolayısıyla bir başarı olarak halka da inememiştir. Ve beraberinde büyük bir hezimet gelmiştir.
Yani partinin kökleri konumunda olan emekçi CHP’liler “ihtiras” uğruna dışlanmak istenmiş ve bunun sonuçları da çok ağır olmuştur.
Gelinen noktada, üvey evlat muamelesine tabi tutulanlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisiz, deneyimsiz ve senci benci kurmaylarının değişmesi için, Kurultay çağrısı yaparak imza toplamaya başlamışlardır.
Dikkat ederseniz Kemal Kılıçdaroğlu’nun değil, kurmaylarının değiştirilmesi talebi var. Yani Parti Meclisi ve Merkez Yönetim Kurulu’nun ve beraberinde başarısız olan İl Başkanlarının değiştirilmesi.
Bunlar kimler mi?
Genel Merkez de başarısız olan Gürsel Tekin, Alaattin Yüksel, Haluk Koç, Volkan Canalioğlu, Hurşit Güneş gibi.
Ayrıca yerel ölçekte; Tacettin Bayır gibi başarısız olan İl Başkanları.
Ortaya konulan hedefler ve sonuçlanan bilimsel rakamlara rağmen bu başarısızlığı kabul etmeyen Gürsel Tekin, Alaattin Yüksel ve Tacettin Bayır gibi partililer maalesef bu başarısızlığın özeleştirisini yapmadıkları gibi, ortaya çıkan sonuçları tersten hesaplayarak kamuoyuna yanıltıcı bilgiler vermeye çalışmıştır.
İşte bu nedenle ortaya çıkan şu anki durum bir “Koltuk” koruma uğraşı ve kavgasıdır.
Bundan hareketle Kurultay İmzacılarına karşı “Kemal Kılıçdaroğlu’nu Devirecekler” söylemini geliştiren bu zevatın amacı aslında kendilerini kurtarmaktır.
Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir dönem daha kalmasının daha gerçekçi ve etik olacağını bizzat Deniz Baykal ve Önder Sav dile getirmişlerdir.
Sözün Özü;
Kurultaya imza verenler için başlatılan “doldur boşalt” kampanyasını ciddiye almamak gerekir. Unutulmamalı ki; Partiyi CHP çizgisinden kaydırıp Yeni CHP şablonunu yerleştirmeye çalışanlar seçimlerde başarısız olduğu kadar, partinin ana gövdesi üzerinde de tahrifatlar yapmışlardır.
Yeni bir kurultayın taşları yerine oturtacağını ve bu tahrifatı gidereceğini düşünüyorum.