Atilla Sertel’in Gerçek Yüzü-2

O konuşmaları hepiniz dinlediniz.
Gazetecilerin başı olan Atilla efendi Cumhuriyet Savcısına koşarak ben ve gazeteci Yusuf İnan hakkında şikayette bulunmuş.
Gizli kalması gereken kayıtları ifşa etmişiz.
Bu nasıl bir mantıktır böyle.
Sen karşındaki gazeteciyle “kadın pazarlığı” yapacaksın, gazeteciye tehdit içeren laflar edeceksin, biz de buna seyirci kalacağız.
Yok öyle yağma Atilla efendi…
Ayrıca biz o ses kayıtlarını da ifşa etmedik. İnternet ortamına düşen o ses kayıtları Türkiye’nin yüzlerce haber portalında yayınlandı.
Alıntı yaptığımızı zaten haberde belirttik.
Buna rağmen Sertel efendiye acıyarak, başkaları bu kayıtları yayınlamaya devam ederken, biz o kayıtları yayından düşürdük.
Güya gururu incinmiş.
Sormazlar mı;
Madem gururunu düşünüyorsan, bir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı makamına yakışmayan o sözleri bir gazeteciye söylemek nasıl bir anlayıştır.
O gazeteciye “Senin kimlere kadın bulduğunu biliyorum” demek bir Cemiyet Başkanına yakışır mı?
Biz elbette o davaya çıkacağız ve Sertel efendiyle o davada hesaplaşacağız. Bir gazeteciye karşı kullanılan o iğrenç sözleri ve tehditleri elbette o mahkeme salonunda âlemi cihana duyuracağız.
İşin en ilginç tarafı ise bir birlerine olmadık sözler söyleyen Sertel ve Cesur Sert karşılıklı açtıkları davaları geri çekmişler.
Peki kayıtlara düşen belgeler ne olacak?
Tüm bu olayların o ikili tartışmalardan çıktığı nasıl inkâr edilecek?
Sözün özü:
Kendisini Cemiyet Başkanı sanan Sertel efendinin “meslektaşlarına” açtığı bu dava daha çok gündemimize gelecek. Davanın aslı olan gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz.
Bu arada unutmadan, Sertel efendi ile ilgili elime bir bilgi ulaştı. Sertel yönetimindeki Şehir ve Başkan Dergisinin bir Belediye Başkanının başına ne işler açtığını öğrendim. Ben bu kadarda olmaz dedim.
Merak etmeyin sizlerle de paylaşacağım.