İzmir CHP`yi Kim Yönetiyor?

CHP Genel Başkan Yardımcılığına atanması ve sonraki süreçte Milletvekili seçilmesiyle birlikte CHP İzmir İl Örgütü üzerinde mutlak hakimiyet kuran Alaattin Yüksel’in “İl Başkanı” gibi davrandığı ve alınan kararlarda “tek adam” olarak hareket ettiği söyleniyor.

Kim söylüyor?

Tabiî ki CHP’liler…

Bir diğer yandan haber merkezlerine CHP İl Başkanlığından geçilen bir çok haberde de bu durumu fark etmek mümkün.

İzmir CHP örgütü ile ilgili önemli açıklamalarda İl Başkanı Tacettin Bayır’ın değil, Milletvekili Alaattin Yüksel’in bildirilerinin yayınlandığı gibi.

Bunun en son ve en belirgin örneği, Yüksel’in İsyancı Başkanlar olarak bilinenlere karşı yaptığı uyarıdır.

Ki bu uyarıyı da yaparken Sayın Alaattin Yüksel taraflı davranmıştır. Kankası Aziz Kocaoğlu’na toz kondurmayı göze alamamış, çareyi Metropol Belediye Başkanlarını ikaz etmekte bulmuştur.

Oysa herkes iyi bilir ki, isyancı başkanların bu duruma gelmesinde Kocaoğlu’nun uzlaşmaz ve her şeyi ben bilirim tutumu en büyük nedendir.

Alaattin bey Büyükşehir ile olan “ticari münasebetleri” nedeniyle Kocaoğlu’nu ikaz etme riskine girememiştir.

Yani, Davul-Tokmak ilişkisi…

Büyük Başkan ile Metropol Belediye Başkanları arasında yaşanan kavganın bu aşamaya gelmesi de ayrı bir tartışma konusudur.

CHP İzmir’in (antidemokratik yöntemle) atanmış başkanı Tacettin Bayır’ın Örgütün ipini Alaattin Yüksel’in eline vermesi burada en büyük etkendir.

Durum böyle olunca da, tabiatıyla Kocaoğlu’nu korumak ve kollamak görevi de Sayın Yüksel’in görev alanı içerisine dahil olmuştur.

Görünen fotoğrafa baktığımızda; İzmir CHP’nin İl Başkanı Alaattin Yüksel’dir.

28 Yıllık “pek deneyimli” politikacı Tacettin Bayır’ın görevi nedir?

Kendisi icazet sistemi dahilinde, İl Başkanı Yüksel’in yardımcısı pozisyonundadır.

Beğenirsiniz beğenmezsiniz bana göre durum aynen böyledir…

Sonuç: İzmir CHP’de demokrasiye acil ihtiyaç vardır, bunun için antidemokratik yöntemle İl Başkanlığı koltuğu biat aracı olmaktan çıkartılmalı, ön seçim kültürü bir an evvel İzmir’de hayata geçirilmelidir.

Naçizane fikrim budur…

Güzelbahçe’de Mustafa İnce kağıt üzerinde Başkan

Kim ne yapıyor, ne yiyor, ne içiyor, nasıl çalışıyor(?) diye merak ettim ve önceki gün bir Güzelbahçe turu yaptım.

Vatandaşlarımızla oturdum bir çay içtim ve Güzelbahçe’yi sordum.

Neler duydum neler?

Meğerse Güzelbahçe’de mevcut Belediye Başkanımız sadece resmiyette o koltukta oturuyor, halk halen Ertan Avkıran’ı başkan olarak muhatap alıyor.

İlçe de yapılan halka dayalı toplantılara, düğün ve şenliklere yine Avkıran çağrılıyor ve halkla birebir iletişimde yine ön plana çıkıyor.

Oradan da Ertan Başkan’a uğradım.

Epey bir sohbet ettik.

Mustafa İnce’ye oldukça kızgın.

Neden mi?

Sözünü tutmadığı için.

Hangi söz?

Üstü kapalı yazayım nasılsa Sayın İnce anlar.

Hani CHP Genel Merkezinin önünde duran bir midibüsün içerisinde 7-8 kişinin bulunduğu bir ortamda verilen söz…

İşte bu sözün yerine gelmediğinden dolayı, Avkıran oldukça kızgın.

Bir diğer kızgın olduğu konu ise, Avkıran içerideyken Mustafa İnce’nin yaptığı “Belediye Borç Batağında” açıklaması.

Avkıran dedi ki;

“Madem Belediye borç içerisindeydi. O halde sorarım, benim başkan olduğum dönemde kendisi bu Belediye’nin Meclis üyesi değil miydi, bütçeye onay vermedi mi?”

Evet Güzelbahçe’de durum şimdilik sakin ama bu durum partinin zarar görmemesi için şimdilik böyle devam edecek.

İleri de ne mi olacak?

Bekleyelim görelim…

NOT: Milliyet Ege’nin emekli olan yazarı Çağlayan Bilgen’in Güzelbahçe Belediyesinde Basın Danışmalığı görevine getirildiğini duydum. Hayırlı ve uğurlu olsun.

Sayın Bilgen’in ne kadar maaş ile o göreve getirildiğini Sayın Mustafa İnce açıklarsa memnun olurum…