Kaldıran Kaldırana!

   İzmir’de ilginç biçimde bir “rant” elde etme olayına tanık oluyoruz. Altyapısı olmayan yerlerde kaldırımlar yenileniyor ve caddeler kazılıyor.

   Kentin neresine hangi sokağına giderseniz gidin, birilerinin yepyeni kaldırımları yerlerinden söktüğünü yerine de benzer kaldırım taşlarını yerleştirmeye çalıştığını görürsünüz.

   Resmen şaka gibi.

   Sökülen kaldırım taşlarının yeni oluşuna rağmen değiştirilmeleri insanların kafalarında “Birilerine rant mı sağlanıyor?” izlenimi uyandırıyor.

   Ufak tefek kırıkları olanların dışında, sökülen parke taşlarının neredeyse eskisinden hiç bir farkı yok.

   Son olarak, Metro inşaatı yüzünden sıkıntılardan bir türlü kurtulamayan Hatay Üçyol civarında kaldırım operasyonları yapılıyor.

    Kimlerin neyi kaldırdığını bir yana bırakırsak, ağır aksak yürüyen çalışmaların trafiğe ve çevreye verdiği rahatsızlıkta işin cabası.

   Öteden beri herkeste bu işlerin mide bulandırdığı kanısı oluşmuş durumda. Nerede bir kaldırım işi olsa birilerine “rant kapısı açıldı” soruları akla geliyor.

   Nasıl gelmesin ki!

   Genellikle Altyapı sorunu olan yerlerde yapılan işlemlere baktığınızda, tamirat gereken bazı yerlerin onarılması gerekirken, komple boydan boya kaldırımları yenilemek nasıl mide bulandırmasın ki?

   Suyun başında olanların bu işlerden haberi var mıdır bilinmez ama buradan bir uyarı yapmakta fayda var.

   Vatandaş, bu işlerin Şantiyecilikten ziyade Rantiyeciliğe döndüğü konusunda hem fikir.

   Önerim;

   Çıkın İzmir’in sokaklarını gezin, göz boyamak için yapılan, halkın paralarının nasıl çarçur edildiğini yerinde ve  gözlerinizle görün.

   Yok eğer görmek istemiyorsanız, o da sizin bileceğiniz iş.

   Lâkin sokaklarda hiçte sakin cümlelerle anılmadığınızı da hatırlatmak isterim…

Can Yücel ve Datça

   1999 Yılında Can Babayı kaybettiğimizde Datça’da gazetecilik yapmaktaydım. Cenaze merasimine de katılmıştım.

   Bedeni toprağa verildikten sonra, sevenleri mezarına daha o gün şarap dökmüşlerdi. Bunun bu biçimde olmasını Can Babanın da istediği konuşulmuştu.

   Sanki yeni bir şeymiş gibi yaygara kopartılmaya çalışılan şarap dökme olayının, o günden bugüne süregelen bir uygulama olduğunu Datçalılar, Can Yücel’in Ailesi ve Can Babayı sevenler iyi bilir.

   Ayrıca bu kimseyi de ilgilendirmez!

   Birilerinin ne yapması gerektiğine müdahale etmeye de kimsenin hakkı yoktur.

   Can Babaya sevgiyle…

NOTLARIM:

   NOT 1: Mahşerin Atlıları olarak bilinen 8 Belediye Başkanı arasında kopukluk başlamış. Nedeni ise, bazı Başkanların gruptan habersiz kendi başına hareket etmesi.

   NOT 2: Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur ile Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce’nin kurduğu “kankalık” ilişkisinden “Narlıbahçe” projesi ortaya çıkmıştı.

Şimdi aynı uygulamayı Mahşerin Atlıları kendi aralarında deniyorlar, bakalım başarılı olacaklar mı?

   NOT 3: İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Reşat Yörük’ün Medya üzerindeki uygulamalarını, farklı ve taraflı yaklaşım anlayışını ve bunun nedenlerini önümüzdeki yazımda ele alacağım.

   NOT 4: 35 Proje vaadiyle İzmir’de kolları sıvayan AKP Hükümetinin, İzmir’in Selçuk ilçesi girişinde bulunan birkaç yüz metrelik yolu bile aylardır tamamlayamadığını, buradan AKP İzmir İl Başkanına iletmek istiyorum.