Kocaoğlu-Çakar kavgası
21 Eylül, 2011AK Partili Yusuf Kenan Çakar’ı bilirim.
Nereden mi?
Büyükşehir Meclisinden…
Sert kayadır. Ve öyle bazıları gibi har vurup harman savurmaz, işkembeden de atmaz. İyi bir araştırmacı oluşunun yanı sıra, yasaları da sıkı şekilde takip eder.
Büyükşehir Belediyesi Meclisinde tek muhalif, tek cesur adamdır. O konuşurken uyuklayan meclis üyelerinin de ayrıca uykuları kaçar.
Nitekim; Büyükşehir Meclisinde çoğunluk otomat durumdadır, el kaldır indir den öteye de kimse gidemez.
Gelelim şu Kaldırım olayına…
Doğrusunu söylemek gerekirse, Kenan Çakar’ın ortaya attığı iddialar bana çokta uçuk kaçık gelmedi, çünkü bildiğimiz ve duyduğumuz şeylerdi bunlar.
Ancak;
“Büyük” Başkan’ın alışılagelmiş çıkışlarından birisi olan “esip-gürleme” formatı yine o bildik ahali tarafından, sırf gündem saptırmak ve tabiiki nemalanmak adına yine devreye konulmuş durumda.
Bu ahali, Kocaoğlu’nun Çakar’a ettiği küfürlerden ziyade, Kocaoğlu’nun oğlunu bu işlerden nasıl sıyırızın telaşına düşmüş gibi.
Kısmen yandaş kısmen de candaş medya olanların anlatımnlarına bakar mısınız;
“Büyük” Başkan Kocaoğlu güya oğlunun isminin (mermer ihalesi) bu işlere karışmasına içerlenmiş ve bu yüzden de esip gürlemiş.
Oysaki bu esip gürlemek durumu, küfretmenin dezenformasyona uğramış halidir…
Aslında herkesler bilir bu İzmir çukurunda kimin kimlere mermer sattığını, kimlerin kimlerden araç ve yedek parça satın aldığını, kimlerin Homeros vadisinde çil çil arsalar kapattığını.
O yüzden biz yine şu mermer işine geri dönelim ve ortama katkı koymak adına “Büyük” Başkan Kocaoğlu’na soralım:
Adnan Saygun Sanat Merkezi, AASSM’nin mermer taşlarını kim verdi?
Ve biraz daha öteye giderek;
Asmaçatı’daki Arçelik Bayii kimin ve Asmaçatı AVM yeni düzenlemeyle yasal sınırların ötesine çıkmış mıdır?
Yeter mi?
Yetmezse devamını da getiririm.
Ve Kocaoğlu’nun Kalemtraşları
Çok ama çok afedersiniz, memleketin her yerini b.. götürüyor. Trafik rezil bir durumda, yollar köstebek yuvası gibi, altyapısı olmayan yerlere koca koca kaldırımlar yapılıyor, yatırım yok, esnafın yüzü asık, metro tam bir trajedi haline gelmişken, borazıncılar yine iş başında ve yine takla atmak için olmadık yalanlar söylemeye, yazmaya devam ediyor.
Yağ çekmenin, uşaklık etmenin de bir sınırı var diye düşünürken;
Gözümüzle gördüğümüz bu kadar rezaletin baş müsebbibi olan kişiye halen “Büyük Başkan” kılıfı biçerek bu saat itibariyle halka satmaya çalışıyorlar.
Yapmayın beyler, allah aşkına yapmayın.
Hadi “Büyük” dediğiniz Başkan’ın “psikolojisi” bozuk, tamam anladık ve insanlık hali diyelim.
Peki size ne oluyor?
Koca koca çukurları, yıllardır süren metro rezaletini, esnafın biçare halini ve zirveye çıkan yatırım fakirliğini göremeyecek kadar kör müsünüz.
Yoksa, aldığınız “okkalı reklamlar” halen size yeterli gelmiyor mu?
Yapmayın, gerçekten yapmayın beyler, kendi çıkarlarınızı düşünürken güzelim Kent elden gidiyor.
“Büyük” dediğiniz başkan 7 yıldır bu memleketin içini dışına getirdi. Herkes burnundan soluyor, halk artık kızmanın da ötesine geçti, inanın küfürler havada uçuşuyor.
Sadece “Büyük” Başkan’a değil, onun beceriksizliklerine çanak tutan basınımızın bazı güzide kalemtraşlarına da bu halk verip veriştiriyor.
Neler mi söylüyorlar?
-Falanca gazeteci internet sitesine reklam almak için bir yandan birilerine vururken, diğer yandan da “büyük” başkanın rezaletlerini bir başarıymış gibi gösterip “kalemşör”lük yapıyor.
-Diğer bir gazeteci ise Başkanı kollamanın karşılığını kızını Büyükşehire sokarak almış.
-Bir diğer bayatlamış bayan gazetecinin de eşi Büyükşehir’de “bankamatik memur” düzeyinde hayatını idame ettiriyor.
-Ve bir başkası da evlenirken “düğün masraflarını” karşılatıyor.
Liste böyle uzayıp gidiyor…
Uzun lafın kısası bu söylediklerim sizin için “ulaşılmaz” sözler olmasın. Yani kulağınızın üstüne yatmayın.
Çünkü bu gidişle bu halk, bunları sizin suratınıza suratınıza vurmaya başlayacak, alim allah evinizden bile çıkamayacak duruma gelir siniz.
Benden söylemesi…
Eşrefpaşa Hastanesi
Bir okurumdan gelen mektubu aynen sizlerle paylaşarak, Eşrefpaşa Dosyasını açıyorum.
İşte ismi bende saklı okurumun mektubu:
Nerden başlıyacağımı bilemiyorum. Belediyenin Hastanesi böyle mi olur. Ahlak diye birşey kalmamış. Şimdi tek tek anlatayım gerçekliğine inanmıyorsanız birazdan yazacağım iki kişi ile görüşün onlar size daha ayrıntılı anlatsın. Geçtiğimiz senelerde hastane başhekimi bir operasyon yaptı. Kendi personelleri içinden altı tanesine uyarı verdi. İki tanesi işten çıkartıldı. İşte bu iki kişinin yaşadıkları anlatılmayacak olaylardır.
(…………………………...........................................................................................)
Bunların namını bir çok personelden dinleyebilirsiniz.
Bu olaylar bir çok personel tarafından biliniyor. Hatta bazı devamlı gelen hastalar bile neden göz yumulduğunu soruyor.
Cevap mı "Kimseyi ilgilendirmez herkesin özel hayatı"doğru Tv deki dizilerden o kadar empoze edildi ki bir çok kişiye normal geliyor.
Ama çok önemli bir gerçeği unutuyorlar. Büyükşehir Belediyesi nin Hastanesi. Evet herkes peki ben kimim diye merak ediyor. Bir çok kişi personel olduğumu düşünüyor. Bu yazı yayınlanırsa Hastanede herkes birbirinden şüphelenecek. Bunun bana gıcığı vardı o yaptı kesin falan diyecek. Hepsi uydurma diyecek.
Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış. Ben kim miyim bir bayanım ve Hastane yakınında çalışıyorum ve bu konulardan o kadar rahatsızım ki anlatamam.
Hastane de işler yürümüyor, adam gibi bir inceleme yapın da neler olduğunu siz de görün. Büyükşehir batmış batmış. Eğer yapamıyorsanız bırakın Sağlık bakanlığına...
Ne olur sayın gazeteci arkadaşlarım beni deşifre etmeden bunu yayınlayın, lütfen...
Sevgili okurlar, Eşrefpaşa Hastanesi ile ilgili bilgiler geldikçe sizlerle paylaşacağım…
NOTLAR
NOT 1: Güzelbahçeliler lütfen az daha sabır. Takdir edersiniz ki İzmir nüfusu 4 milyona dayanan bir kent. Her yerde sorunlar yaşanıyor ve mailler geliyor. Sıraya koymak mecburiyetindeyim. Anlayışla karşılayın ve lütfen bekleyin…
Güzelbahçe’den bir okuyucum “yoksa sende mi susturuldun?” diye yorum atmış. Yok ben konuşmayı, yazmayı seven adamım, endişeye gerek yok :)
NOT 2: Karabağlar Belediyesinin düzenlediği Kavacık Üzüm festivalindeydim. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ile Kaymakam Veysel Özgür arasında yaşananlara bizat şahit oldum.
Halkın vergileriyle maaşını alan ve atanmış olan bir devlet memurunun, Halkın Vekiline karşı takındığı “misafir istemezük” tavrı hiçte hoş değildi.
Musa Çam’ın verdiği haklı tepkiyi de ayakta alkışlıyorum.
Lâkin demokrasilerde atanmışlar seçilmişleri yok sayarsa, o ülkede “demokrasi sorunu” tavan yapmış demektir.
AKP İzmir “Millet”vekilleri beni duyuyor musunuz?
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ünlü isimler Mattia Ahmet Minguzzi için mahkemeye koştu
Kadıköy Hasanpaşa’daki Salı Pazarı’nda bıçaklanarak hayatını kaybeden Mattia Ahmet Minguzzi’nin davasının ilk duruşmasına ünlü isimler de katıldı. Oyuncu Onur Tuna, “Ahmet için buradayım”...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.