Başkanları Zor Günler Bekliyor
29 Eylül, 2011Malumunuzdur;
Yolsuzluğun sağcısı, solcusu ve futbolcusu falan olmaz. Kim yaparsa yapsın herkeste biliyor ki biz yazarız.
Ki bunun örnekleri de gazetemiz arşivlerinde mevcuttur.
Gelelim konumuza…
Yakın zamanda bir konuşmasında Başbakan Erdoğan adeta CHP’li Belediyeleri işaret ederek sinyal vermişti.
Ne demişti?
“Bekleyin yakın zamanda daha neler, ne yolsuzluklar çıkacak az sabredin ” demişti.
Başbakan Televizyonlardan canlı canlı bunun haberini vermekle kalmadı, bir anlamda polis ve yargı ile ne denli koordine içerisinde olduğunu da aslında bize ispat etmiş oldu.
Öyle ya polis ve ilgili savcılar bir şey söylemedikten sonra, Sayın Başbakan bu bilgileri nereden bulabilir ki?
Şimdi yazacaklarımı keşke Başbakan okusa ve bunlara bir cevap verebilse:
Başbakana sormak gerekir;
Yolsuzluklarla ilgili; CHP, MHP ve BDP’li Belediyelere yapılan polis baskınları ve yargı soruşturmaları neden AMPÜL damgalı Belediyelere yapılmaz?
Türkiye’nin ¾ Belediyelerini elinde bulunduran AKP’liler hiç mi bir şeyler yemez, içmez. Hiç mi ihaleler yapmaz, ruhsatlar vermez ve kaldırımlar döşemezler?
Başbakana sormak gerekir;
İzmir’de Savcılar var eyvallah. Nitekim İzmir’de (Bayındır dışında) AKP’li Belediye yok ve İzmir’deki Savcılar da CHP’li Belediyeler ile ilgili gerekeni zaten yapıyorlar.
İzmir’in Savcıları bu kadar ayrıntılı çalışırken, partinize bağlı illerde neden bir operasyon ve baskın haberleri yansımaz medya ortamına.
Yok eğer “Benim bütün Belediyelerim temizdir” derseniz işte asıl burada yanılmış olursunuz, çünkü bu teziniz doğa üstü bir durum olur ve buna da kimse inanmaz.
Ve Başbakanın Dikkatine:
Yapılan operasyonlarla ilgili İzmirliler de size ve partinize karşı haklı bir düşünce oluştu. O da şu dur.
İzmirliler der ki;
Başbakan ve AKP Hükümeti yolsuzluk olaylarında çifte standart uyguluyor. İzmir’e reva görülen muamele neden AKP’nin elinde bulunan 10 Büyükşehir, 35 İl ve 448 İlçe Belediyelerinden birine uygulanmaz?
Bakalım Başbakanlık Basın Bürosu ya da AKP İzmir İl Başkanlığı bunlara cevap verir mi?
Ve diğer bir sözüm de CHP’li Belediyelere
Aldığım bilgiye göre Devletin yetkili birimleri arı gibi çalışıyor ve herhangi bir Perşembe veya Cuma günü sabah erken saatlerde kapınızı “sütçü”nün çalması içten değil.
Ne yapabiliriz der gibisiniz?
Çok kolay…
Her şeye rağmen düzgün çalışın.
Geç gelen adalet adelet değildir dense de, olsun manevi açıdan yine kazanan siz olun…
Yeter ki düzgün çalışın, yeter ki çalmayın çırpmayın, halkın hakkını birilerine peşkeş çekmeyin.
Bütün mesele budur!
Tacettin Bayır’a düşen görev
İzmir’de başlarında çok sayıda tanıdık ismin bulunduğu CHP’liler İl Kongresi için 311 oyun peşine düştü.
Toplarlar mı?
Bence evet.
Çünkü İzmir CHP’de bir ölü toprağı var ve heyecan adına hiçbir şey kalmadı. İşte bunu bilen parti delegelerinin bu imzaları vereceğini düşünüyorum.
Şahsen Tacettin Bayır’dan beklediğim hareket kendisine karşı oluşturulan bu meydan okumayı görmesi ve kısasa kısas diyerek seçime gitmesidir.
Çünkü kendisi o koltukta seçilmiş olarak değil, atanmış olarak oturmaktadır. Böyle bir görevlendirme biçiminin de, ne CHP’ye ne de İzmir’e uymadığını kendisi de iyi bilir.
Dahası;
Sayın Bayır eğer kendine güveniyorsa bu talebe “Varım” demelidir. Aksi halde İzmir’de ayrışmalar çoğalacak ve sesler gittikçe yükselecektir.
“Yirmi sekiz yıllık parti deneyimi” olduğunu söyleyen Tacettin Bayır’a düşen görev partiyi ayakta tutmaktır, bunun en kestirme yolu yeni bir heyecanla Kongreye gitmektir…
NOTLAR :
NOT 1: Bazı gazeteciler Belediyelerin mallarını resmen yağmalamışlar. Kimisi müteahhit, kimisi işadamı, kimisi reklâmcı, kimisi ekmekçi, kimisi de ihale işlerine soyunmuş. Bilgi gelirse biliyorsunuz ki paylaşırım. Bekleyin…
NOT 2: Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun gazetemizin sıkı takipçisi olduğunu bilirim. Öyle ki bazı yazılarımızı dikkate alan “Büyük” Başkan yazılarımıza konu olanların ya yerini değiştiriyor, ya da görevden alıyor. “Büyük” Başkan’a buradan bir çağrı ve uyarı. Lütfen İZSU ile ilgilenin aksi halde başınıza olmadık işler açılabilir. Benden uyarması…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.