CHP Genel Merkezinde ''İrlandalılar'' Var

   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu iç ve dış politikada, Başbakan Erdoğan’a laf kavuşturayım derken, Genel Merkezde burnunun dibinde olup bitenlerden habersiz. Kendisine karşın en yakınları tarafından başlatılan “İsyan Hareketi”ne yönelik bilgiler var.

   Yanlış duymadınız.

   Hem de en yakınları tarafından…

   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bildiğimiz CHP’nin ağır toplarından birisi Genel Merkez binasının kendisine ayrılmış ilgili katında aynen şöyle bir laf söylüyor:

   “Mayıs ayına kadar Kılıçdaroğlu’nu gönderiyor, Yerine de Mehmet Haberal’ı getiriyoruz”

   Çok iddialı ve ciddiye alıp üzerinde durduğum bir söz bu.

   Çünkü bu sözü söyleyen Kılıçdaroğlu’na kardeş denecek kadar yakın olduğunu sandığımız birisi.

   Kaynağım mı?

   Kaynağım çok sağlam.

   Aldığım bilgiye göre, CHP genel Merkezde Kılıçdaroğlu’nun İrlandalıları harekete geçmiş ve Kılıçdaroğlu’nun kalemini kırmanın uğraşında.

   Çok uzaklarda değil Kılıçdaroğlu’nun iki adım ötesinde, Kılıçdaroğlu'nun MYK'sında, Genel Merkezin ilgili katlarında şu an “Topal Ördek” düğmesine basılmış ve Mayıs ayına kadar da Kılıçdaroğlu’nun ayağının kaydırılması hesapları yapılıyor. Ve bu isyan hareketinin başını çeken de, ne Baykalcı ne de Önde Sav’cı bizatihi Kılıçdaroğlu’nun yoldaşı, en yakın yol arkadaşı.

   Kılıçdaroğlu içerisinde bulunduğu “Yoldaş Kumpası”nın farkında mı bilinmez ama bilinen gerçekte şudur.

   CHP’de bir zamanlar kendisiyle ölümüne yola çıkanların ve süreç içerisinde düşündükleri yetkiyi bulamayanların bu isyan hareketinin içerisinde olduğudur.

   Bunlar kim midir?

   Şimdi aklınıza ilk hamlede Gürsel Tekin, Erdoğan Toprak, Sezgin Tanrıkulu, Bihlun Tamaylıgil, Faik Öztrak, Birgül Ayman Güler gibi isimler gelebilir. Ben söyleyeceğimi söyledim bu ismin kim olacağını da varın siz CHP’liler tahmin edin.

   Ama dediğim gibi kaynak en az Kılıçdaroğlu’nun kendilerine güvendiği yol arkadaşlarından daha sağlam.

   En azından şöyle bir ipucu vereyim;

   Kılıçdaroğlu kimlerin yetkisini kıstı, son günlerde kimleri pasif duruma getirdi.

   Haydi çözün artık şu bulmacayı…

Pervin Şenel Genç’in durumu

   Altı ay önce İzmir Büyükşehir Belediyesine yapılan operasyonla birlikte Bergama Cezaevine konulan Belediyenin iki numarası Pervin Şenel Genç hala içeride.

   Dün üç kişi daha tahliye edilirken, Genç’in bırakılacağına dair ne bir sinyal ne de bir düşünce var.

   Dün konuştuğum ve bilgisine bir hayli güvendiğim gazeteci arkadaşım Genç hakkında şunları söylüyor.

   “Kadıncağız çalmamış, çırpmamış, rüşvete bulaşmamış ama imza attığı ihalelerde baya bir sıkıntı var ve bunlardan dolayı işi zor gibi”

   Daha da önemlisi;

   “Kocaoğlu’nun ödemesi gereken bedeli Pervin hanım ödüyor” dedi.

   Ne diyelim umarım hak eden hak ettiği muameleyi görür. Pervin hanım eğer suçsuz ise çıkar, suçsuz değilse de karşılığını elbette bulur.

   Ama benimde kanaatlerim, tüm ifadeler ve dinleme kayıtlarını irdelediğimizde Pervin Şenel Genç’in “günah keçisi” olduğu yönündedir.

   Neden mi?

   Keşke Pervin Şenel Genç’in Genel Sekreterlik öncesinin üzerinde, yani Ersu Hızır dönemi de derinlemesine irdelenseydi.

   İnsaf ölçüsünü ele aldığımızda karşımıza şöyle bir soru çıkıyor.

   Eğer Aziz Kocaoğlu ve Ersu Hızır gibi isimler dışarıdaysa, Pervin Şenel Genç’in de dışarıda olması gerekirdi.

   Yok eğer Pervin Şenel Genç içerideyse bu ikili neden dışarıda?

   Haksız mıyım…

   Operasyon sonrası ortaya çıkan ifade tutanakları ve telefon dinlemelerini tekrar irdeleyip yakın zamanda gündeme taşıyacağız, soru işaretlerinin yanıtlarını arayacağız bilginize…

NOTLAR

   NOT 1: CHP İzmir’de İl Kongresi için toplanan imza sayısının 250 civarında olduğu söyleniyor. Böyle giderse değil 311, 400 imzanın da toplanması hayal değil…

   NOT 2: Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır’ın Kılıçdaroğlu tarafından Genel Merkeze çağrıldığı ve Belediyedeki uygulamalardan dolayı fırça yediği iddiaları var. Araştırıyorum, önümüzdeki yazımda bu konuya yer vereceğim.

   NOT 3: Geçtiğimiz hafta EFES Döviz Bürosunu soymaya kalkıştığı sırada Büro Sahibi Hasbi Tıriş’i tabancayla öldüren İZSU’da güvenlik görevlisi M.Y’nın nöbet saati içerisinde nöbet yerinden ayrılarak cinayeti işlediğini haber yapmıştık.

   Aldığım bilgiye göre, bazı İZSU yetkilileri sorumluluk almamak için o tarihteki Nöbet defterini ortadan kaldırmanın telaşı içerisine girmiş bulunmakta.

   Buradan Cumhuriyet Savcılarına çağrıda bulunuyorum.

   Soygun ve Cinayetin işlendiği tarihte İZSU Güvenlik biriminde yaklaşık 70-80 kişi nöbet tutmaktaydı. Bu güvenlik görevlilerinin dinlenildiği takdirde, olayda ihmal olup olmadığına dair gerçeklerin ortaya çıkacağını düşünüyorum.