Yukarı
     SON DAKİKA     

Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!

1

Sinan Kara

Deniz Feneri’ni Araştırmanın Bedeli Ağır

05 Ekim, 2011

Biliyorsunuz Türkiye’de bazı konularda yazı yazmak, bazı konularda fikirlerini halkla paylaşmak artık hiç kolay değil. Ben Datça’da yaşadığım süre içerisinde yaptığım haberler nedeniyle sayısız biçimde hakim karşısına çıktım. Bu davalar nedeniyle hapis yattım.  Ancak, bazı kesimleri bu da tatmin etmedi ve bazı iftiraların da odağına almaya çalıştılar beni.

Bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum. Yazıları ile bazı kesimleri ürkütenler Türkiye’de cinayete kurban gitti. Bazı bilim adamları aydınlar canlarıyla ödediler yaptıkları toplum yararına işleri.

Şimdi hedefte Deniz Feneri ile uğraşan, bu kişileri yargı karşısına çıkaran kişiler var. Bunların başında da CHP’li Ali Kılıç ve Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu geliyor tabi. Bu arada biliyosrunuz daha önce Sayın Kılıç hakkında bir yazı kaleme almış, sorular yöneltmiştim ve cavap beklemiştim.

Şimdi size Ali Kılıçtan aldığım bilgileri aktaracağım. Son günlerde Alman Vakıfları’nı gündeme getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da hedefindeler.

Ali Kılıç’tan belgeler de aşağıda. Kılıç, Deniz Feneri araştırması nedeniyle Alman Vakfı’ndan para aldıkları başta olmak üzere tüm konuların çürütüldüğünü ve bunların belgelerini sunuyor. Ve diyor ki; “Sinan Bey, kısaca şunu belirtmek isterim ki,  söz konusu iddialar bazı çevreler tarafından bilinçli olarak  belirli aralıklarla  piyasa sürülmektedir.Amaç, Deniz Feneri davası süresince yaptığımız çalışmaları kamuoyu nezdinde küçük düşürmektir. Bu düzmece  belgelerle şahsım , Genel  Başkanım sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve dolayısıyla partimiz CHP yıpratılmak istenmektedir. Sizinle paylaştığım belgelerden anlaşılacağı üzere bir iftira ve karalama kampanyasıyla karşı karşıyayız”

Aşağıdaki belgeleri sizlere sunuyorum. Takdir sizin…

Belge1:  Almanya’daki Avukatım Wilfried Eysell 15.03.2011 tarihinde  Almanya’da Münih Savcılığına başvurdu bulundu.

Belge 2:Dava dilekçesi 16.03 2011 tarihinde  Savcılık tarafından teslim alınarak süreç başlatılıyor…Dava dosya numarası: 246 Js 2000323/29

Belge: 3- 4-5: Münih Kriminal Dairesinin araştırma sonucu. Bu araştırmaya göre hazırlanan belgelerin sahte olduğu açık bir şeklide yazılmaktadır…

Belge 6: Münih Savcılığının Avukatıma yazdığı 18.07.2011 tarihli yazısı…

Belge 7:03.12.2005 tarihli ‘SÖZDE ALMAN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ANTETLİ SAHTE BELGE’  Alman Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada  Dr. Alexander Kaminski diye birinin hiç bir zaman Alman Dışişleri Bakanlığında çalışmadığını açıkladı..

NOT 1:Düzenlenen sahte belgeye göre  85 000 Euro paranın adıma  havale edildiği iddia ediliyor. Adı geçen bankada ne hesabım olmuştur nede bana Friedrich Ebert Vakfından böyle bir ödeme yapılmıştır.  Friedrich Ebert Vakfı bu iddiayı ve belgeyi yalanlamıştır.

     NOT 2: Alman  Dışişleri Bakanlığı 01.06.2011 tarihli yazısında  ve Bay Ogden 

     imzasıyla söz konusu belgelerin sahte olduğunu  açıklamıştır…

Taraf’taki açıklama

Bu arada Friedrich Ebert Vakfı'nın Türkiye Temsilcisi Michale Meier'in  Taraf gazetesine yaptığı açıklama var...Almanya’nın Türkiye Büyükelçisi Ekart Cuntz'un  2009 yılında Sabah gazetesi Genel yayın Yönetmeni Erdal Şafak'a yazdığı mektup var... Bu mektupta Vakıf'dan CHP'ye  hic bir zaman böyle bir  maddi destek yapılmamıştır. ifadesi yer almaktadır.  Alman Dışişleri Bakanlığı  bu yıl  01 06 2011 tarihinde yazdığı mektupta  söz konusu 85 ooo euroluk belgenin tamamen sahte ve düzmece olduğunu  belirtilmektedir.

Ve son olarak Taraf Gazetesi’nden Alman Vakfı’na bir yazı gönderildi ve bazı bilgiler istendi. Bu istek ve Almanya’dan gelen bilgiler şöyle:

Taraf gazetesinden Tuğba Tekerek’in yazdığı mail:

Sayın Michael Meier

Başbakan Erdoğan’ın Alman kuruluşlarına olan bakışı ile ilgili bir makale hazırlamaktayım Bu çerçevede sizden şu soruları cevaplamanızı rica etmekteyim

- Erdogan CHP ve BDP belediyeleri ile alman kuruluşları arasındaki  para transferinden bahsetmişti. Friedrich Ebert Vakfı  herhangi bir belediyeye kredi sağladı mı? Sağladıysa hangi belediyeye hangi proje için ?

-Friedrich Ebert Vakfı’nın  CHP’ ye 2005 te 85000 eurofinansal destekte bulundugu bildirilmişti.

Herhangi bir parti bu konuyla ilgili  yasal adım attı mı attıysa sonuç ne oldu?

-Friedrich Ebert Stiftung Erdoğan’ın beyanı  sonrası negative reaksiyon aldı mı?

o beyan sonrası yorumunuz ne oldu. Şimdiden teşekkürler, saygılar. Tuğba Tekerek

Vakfın gönderdiği yanıt

Friedrich Ebert Vakfı Türkiye Temsilcisi Michael Meier’in  Taraf gazetesinden  Tuğba Tekerek’e yazdıgı mail :

Sevgili Bayan Tekerek,

Erdoğan’ın bir beyanını içeren sorunuz için  teşekkür ederim.

The Friedrich Ebert Vakfı  Alman halk fonlarını Türkiye’deki aktivitiler için kullanmaktadır.Biz şeffaf bir yapıya sahibiz, ve sadece alman otoritelerine değil dernek statüsünde olduğumuzdan dolayı Türk otoritelerine de karşı aynı şekilde mali sorumluluğa sahibiz. Düzenli olarak Türkiye iç işleri bakanlığı ve vergi otoritelerince denetlemekteyiz. Friedrich Ebert  Vakfı hiç kimseye ya da hiçbir kuruma borç para vermemiştir. Bu ne bizim çalışma şeklimize uygundur ne de finansal düzenlememizde olanaklıdır. Eski iddiaları da göz önünde bulundurarak söylenebilir ki  Friedrich Ebert Vakfı hiçbir politik partiye finansal destekte bulunmamıştır.  Bu Alman ve Türk yasa düzenlemelerine aykırıdır. Alman Büyükelçisi o tarihlerde Türkiye Hükümetini bu  uydurma haberler hakkında bilgilendirmek için bütün medya kuruluşlarına basın açıklaması göndermiştir. Hiçbir parti bu konu hakkında yasal adım atmamıştır.  Friedrich Ebert Vakfı  cevapladığımız röportaj teklifleri almaktadır. Saygılar Michael Meier

Ve son yorum

Bazı yayın organlarının hedefine aldığı Ali Kılıç, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da saunaya gittiği burada karanlık kişilerle bile görüştüğü yazılmıştı. Baktığınızda belirli odaklardan yönetildiği hemen anlaşılan Deniz Feneri’ni koruma timi olan bitenden elbet rahatsız.  Şimdi de bazı belediyeler EAlman Vakıfları ve PKK ilişkisi ile CHP hedefe alırnmak isteniyor.

Bunun nedeni isme belli. Güneydoğu’ya Doğu Anadolu’ya hakim olamayanların gündem değiştirme çabası sanırım bu.

NOTLARIM:

NOT 1: Hukukta Memeliler ile memesizlerin ayrımı yok ama bazı gazeteciler tarafından bu ayrımın bariz biçimde yapılıyor olmasının başka bir nedeni mi  var acaba. Bu gazeteciler tutuklanan kişi bir kadın ve küçük bir bebeği olursa tutukluluk sürecinin “infaz” olduğuna kanaat getiriyor.  (Büyükşehir Belediyesi’nden tutuklanan genç anne)

Ama sözkonusu bir erkek olursa, hükum giymeden infaz kurumu gibi yazı kaleme alıyorlar.  Ve insanları hukuktanh once mahkum ediyorlar. (Bu kişilerin de küçük çocukları olmasına karşın)

 “Memeli Hukuk” kavramı da böylece basın hayatımıza girdi. Hayırlı olsun.
 


 


 


 








Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Nusret'ten Boğaz’da takipçilere özel çekim

Instagram’da 53 milyon takipçisi bulunan Nusret Gökçe, 3.5 milyon takipçili Amerikalı şef ve içerik üreticisi Nick Digiovanni ile birlikte önceki gün Emirgan sahiline geldi. Nusr-et yazıl...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!

Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR